~Bölumde her türlü duygu vardır,bazen oynak. Bazen duygusal sahneler gelecek,ona göre şarkı seçimi lütfen...
-
-
-
Öyle bir ses duyarsanız, sanki o ses sizin bir parçanız gibidir ama asla sizin sesiniz değildir. Hayatım da bir daha görmek veya duymak istemediğim bir ses tekrardan karşıma çıkmıştı.Yürümeyi bıraktım ve durdum. Gerçekten bu ses, bu insan karşıma çıkmış mıydı? Yoksa benzerlik mıydı?
İçimdeki duygular karıştı sevgi ve nefretim yer değiştirmişti. Hem korkarak hem de sinirle arkama döndüm. Gördüğüm insanı nasıl tarif etsem bilemedim. Ayaklarım tereddütle arkaya döndü. Bedenimin bir yanı dön diğer yanı buradan defolup git diyordu.
Tüm vücudumla sesin olduğu yere döndüm, vücudumla birlikte kalbimde o yere döndü.
Karşımda kanlı, canlı duruyordu. Beni parçalayıp mahvetmesine rağmen karşımda sapasağlam duruyordu. Ona bakmamla yüreğimin yanışını en derin yerden hissettim. Kalbimin verdiği sinyalle gözlerim doldu. Tabii ki ağlamadım ama yaşadıklarım aklıma ve kalbime geldikçe ağlayasım geliyor. O, beni kısa bir süreliğine ruhsal olarak öldüren insan karşımda mü-kem-mel bir şekilde duruyordu.
Olduğu yerden yanıma doğru gelip konuştu, sesi eskiden de aynıydı. "Şey, iyi misiniz? Olanları az çok biliyorum. Sizi adliyeye bırakmak için görevlendirildim." Sesi aynıydı, aynı kalınlığı ve aynı inceliği duruyordu. Zaman galiba sesine işlemedi ya da bana öyle geldi.
Olan durumu yeni kavrayıp normale döndüm. Cevap vermek zorunda kaldım, normalde asla bir insanla konuşurken kekelemeyen ben onunla konuşurken kekelemeye başlıyordum."B-been iyiyim. Ben kendim giderim t-teşekkürler..."
Ne yaptım? Hiç bir fikrim yok, neden kekeledim onu da bilmiyorum. Daha fazla dayanamayıp gitmeye karar verdim ve arkamı döndüm. Yine geldi o, hoş ses.
"Hanımefendi, görevim kesin. Yapmazsam ben ceza alırım, lütfen zorlamayın." Dedi.
Arkam dönük olsa da konuştum. "Başkaları yapıyor sen neden ceza çekesin? Hakkını biraz savun. Ben kendim gideceğim." Dedim ve koşar adımlarla karakoldan çıktım. Hiç durmamak üzere koştum, koştum bana çıkan yollar hep aynıydı. Sonunda hep ben yanıyordum, sanki arkamda tazı vardı o derece koşuyordum.
En sonunda nefesim daralınca durmak zorunda kaldım. Ellerimi dizlerimde tuttum ve nefes almaya çalıştım. Bu adamın burada ne işi vardı?
Bir günde neler yaşamıştım? Nefesimi düzeltip tekrardan koşmaya başladım. Tam pes edecektim ki adliyenin yazısını görmemle içimde bir mutluluk oluştu. Yorgun adımlarla adliyeye yol tuttum.
Etraf kalabalıktı her zaman ki gibi...Saate bakmak için telefonu çıkardım, saat 11.07'ydi.Davam 12.00'deydi.
Tüm olanları unutmak isteyerek adliyeye giriş yaptım, normalde adliyeye girerken mutlu olan ben bugün mutsuzdum. Asansöre bindim ve odamın olduğu katın numarasına bastım. Tam kapanacaktı ki içeriye Güzey girdi. Nam-ı diğer benim en yakın arkadaşım, sırdaşım...
Yüzünde ki mutluluk beni görünce sönmüştü. "Özge bir şey mi oldu, iyi misin?"
Olanı elbet ona da anlatacaktım ama şuan hiç konuşmak istemiyordum. Sahte bir gülümsemeyle, "Yaa, gelirken kapıya takıldım ve kolum acıdı. Sabah sabah sinirimle oynuyorlar."
Güzey inanmasa da beni zorlamak istemedi, gerçekten her anlamda güzel bir kadındı.
Fiziği, yüzü, kalbi her şeyi mükemmeldi. Upuzun saçları, ceylan gibi gözleri, okkalı burnu... ve dahası.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönül Harekâtı(Düzenleniyor)
Teen Fiction13 yıl önce bana istemeden de olsa iz bırakan adam,gelmiş 13 yıl sonra izlerini öperek kapatmaya çalışıyordu. Kapanır mıydı her yara öyle kolay kolay,kendinden emin bu yolda ilerliyordu. Bana yeni bir hayat vaad edemezdi ama bana yeni bir ben oluştu...