Gözlerimi açtığımda karanlık odada örtüyle karışmış bir şekilde yatıyordum ve banyo kapısının altından gelen sarı ışıkla uzanıp komodindeki lambayı yaktım. Örtüyü atıp yataktan çıktım ve dolabın kapısındaki aynanın karşısına geçtim. Güzelsin Derin! O adamı sakın kaybetme. Annen ve baban gibi gitmesine izin verme. Hayatında sevdiğin insana bir kez olsun sahip çık.
“Derin?” Aynadan bana bakan Seth’ten çok çıplak bir şekilde aynada kendime baktığım için utanıp hızla yatağın üstündeki örtüyü alıp ona sıkıca sarındım.
“Çalışmayı kaçırdım mı?”
Gülümseyerek başıyla onayladı. Çekmeceyi açıp içinden boxerını çıkardı ve giydi. “Ölü gibi uyuyordun. Yine!” derken suratında haylaz sırıtışı vardı. “Hatta bu sefer üstümde direkt uykuya daldın.” Yüzümü buruşturup çekmeceyi açtım ve atletini alıp ona fırlattım. “Utanmana bayılıyorum!”
“Çalışma yapsam fena olmazdı. Keşke uyandırsaydın. Yarın dövüşmek zorunda kalabilirim.”
Atleti giyip pijama altını giydi. “Hayır, böylesi daha iyi, Mi amor! Yarın güce ihtiyacın olacak ve çalışmadan önce benimle o gücünü sıfırladığından eminim. Uyurken ciddi anlamda ölmüş gibiydin.” Yatağa yaklaşıp yastığını düzeltti ve yattı. “Banyo yapmak istiyorsan yap. Ama sonra hemen uyumak zorundasın. Kaçta uyanacağımız belli değil.” başımla onayladığımda uzanıp kendi tarafındaki lambayı kapattı. “Çabuk ol, Mi amor!”
Bethany, odaya dalıp yatağımızın ucuna atladığında korkuyla sıçrayarak uyandım. Dizlerinin üstünde oturmuş bana bakıyordu. Seth, tek gözünü açıp “Defol, Bety!” diye çıkıştı ve sonra bana daha da sokulup yüzünü enseme gömüp uyumasına devam etti. Bana diyene bak hele! Kendisi de yorgunluktan ölüyordu.
“Elbise ayarlamamız gerekiyor!” dediğinde Bethany, Seth’in kollarının arasından, sonra da yataktan çıktım. Ama Bethany üstümdeki gecelikle beğenisini belirten bir ses çıkardı. “Bu Seth’in neden artık bu kadar çok uyuduğunu açıklıyor!”
“Seni hala duyuyorum, Bethany!” diye mırıldandı Seth.
Bethany ile gülüp dolabın önüne geçtik. Benim tarafımı açtım ve askıdaki elbiselerimi ona gösterdim. O benden kilolu ve kaslıydı. Bu yüzden hepsini denemişti. Ama olmadığı için Bethany asık bir suratla duvara yaslandı.
“O kadar inceciksin ki hayatta senin kıyafetlerinin içine giremem! İmkânı yok. Üstelik bunu önceden bilmemiz gerekirdi. Burada senin fiziğinle aynı kimse yok. Alanza desem o koca poposuyla ve memeleriyle kıyafetlerini kesinlikle parçalar!”
“Hey!” dedim gülerek. “O kıza kıyafetlerimi asla vermezdim. Neyse, hemen umutsuzluğa kapılma!” en alt rafa eğilip taytlarımdan birini çıkardım ve üstüne de saten kolsuz gömleğimi çıkarıp Bethany’ye uzattım. “Şimdi bunları giy ve makyajını yapmam için buraya geri gel.”
“Onların bana olacağını sanmıyorum!”
“Olacak. Bu tayt esnek ve gömlekte bana yeterince bol gelen bir gömlek. Hadi, işimiz çok uzun. Senin seksiliğini ortaya çıkarma vakti, B!”
Seth, yüksek sesle kahkaha atınca aynı anda bakışlarımızı ona çevirdik. Yastığa kafasını gömmüş kahkaha atıyordu. Sonra kendisini toparlayıp bize döndü. “Bethany ve seksilik mi?” kahkahasını bastırmaya çalışırken sesi boğuk çıkıyordu. “Bayanlar, cidden çok komiksiniz!”
Bethany, uzattıklarımı alıp kapıya doğru gitti ve kapıdan çıkıp gitmeden önce orta parmağını kaldırıp Seth’e dil çıkardı. Bence Bethany, zenci kızlarda olan o seksiliğiyle fazlasıyla sahipti. Ama benim bu zamana kadar öğrendiğim tek bir şey vardı; o da Seth kaslı kızlardan hoşlanmıyordu!
Bethany, verdiklerimi giyip odaya geldiğinde bende beyaz dar ve mini elbisemi giymiştim. Dizlerimden uzun botta giymiş saçlarımı topluyordum. Seth’te yatakta oturmuş binanın mimari çizimini inceliyordu. Planlar belirlenmişti ve herkes görevini çok iyi biliyordu.
Bethany’ye güzel bir makyaj yaptım. Saçlarını atkuyruğu yaptım ve sıra kendime geldi. Kendi makyajımı yaparken Danny odaya girdi. Ordu kıyafetlerini giyinmiş silahlarla kuşanmıştı. Omzundaki sırt çantasını yere attıktan sonra yatağa Seth’in yanına gidip onunla plan hakkında konuşmaya başladı. Bizde Bethany ile sırt çantasındaki silahları botumuza sıkıştırdık.
“Kızların bu kadar savunmasız olması beni düşündürtüyor!” dedi Seth gözlerini bana çevirirken. “Her an bu planı iptal edebilirim.”
“O zaman A planını direkt es geçip B planına geçiyoruz!” dedi Danny ona katıldığını belli eden ses tonuyla. Aslında düşününce şimdi bu bana da savunmasız geliyordu. Yatağın ucuna oturup kâğıda bakmaya başladım. Bethany’de direkt bize katıldı. Seth, işaret parmağını bir kapıya koydu.
“Tahminen diyelim ki beş adam kapıda korumada, kalıyor yirmi beş!” arka kapıyı işaret etti. “Beşte burada desek, içerideki adam sayısı yirmiye düşüyor. Bina iki katlı ama batı ve doğu kanatları fazlasıyla uzun görünüyor. Ortadaki odayı toplanılacak salon olarak varsayıyorum. Çünkü en büyük ölçülere burası sahip! Salonun kuzey ve güney cephelerinde üçer kemer var ve her kemerde bir koruma olduğu düşünülürse kaldı on dört adam!”
Danny kafasını iki yana salladı. “Ses yapmamak imkânsız gibi!”
“O zaman yine durum Derin’in planına geliyor.” Dedi Bethany. “Direkt o iki adamın yanına gidip silahlarla adamları rehin alacağız. Diğerleri korumaları öldürürken biz oradakileri oyalayacağız. Böylece adamların kaçmasına engel olacağız!”
“Ya da C planı!” dedi Seth kaşlarını çatarak. Bilerek A planını atladığını biliyordum. Ama söz sahibi oydu. O ne derse bana o uyardı. Kâğıdı katlayıp yataktan çıktı ve kapıyı açıp bize döndü. “Siz ikiniz giyinin. A planı iptal. Danny sende benimle gel!”
“Seninki fena halde kıskanç!” dedi Bethany. “Seni bu şekilde kimsenin görmesini istemediğinden eminim. Neyse, D! Aşağıda görüşürüz!”
Giyinip silahlarımı yerleştirdiğimde her şeyin tam olduğundan emin olmak için kontrol edip aşağıya öyle indim. Herkes bahçede tek sıra haline çoktan geçmiş, hazır bir şekilde bekliyordu. Hummerlarda motorları çalışır haldeydi. Koşarak sıraya geçtim. Seth, göz ucuyla bana bakıp konuşmasına devam etti. Dom’da elindeki cihazla bir şeyler yapıyordu.
“Teknoloji odası için Mark hala tam olarak iyileşemediği için burada kalacak ve Dom’la birlikte bize talimatları verecek. Darius, kameralara ulaştığını söyledi. Böylece işimiz daha kolay olacak. Herkes Darius’un verdiği talimatlara göre hareket edecek. İçeriye Alfa, Omega ve Beta olarak giriyoruz. Beacon, gözcülerimiz olacak. Bu yüzden onlardan gelen talimatlarda göz önünde bulundurulacak. Anlamadığınız bir yer?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benimle Düelloya Var Mısın? (Komando Serisi -III-)
Storie d'amoreGözlerimi açtığımda Goldan Gate köprüsünden mavi manzarayı izliyordum. Kaşlarımı çatıp etrafa bakındım. Bir tane bile araba yoktu. hatta insanlar bile yoktu. Seth hariç! Ellerini ceplerine sokmuş gülümseyerek beni seyrediyordu. Koşarak boynuna atlad...