Jeon Jeongguk, gittiği sarayda Kral Kim Taehyungun değerlisine çevrileceğinden habersizdi..
Gerçekçi değildir! Geçmiş zamanlarda geçen bi hikaye olmasına rağmen, her şey o zamana ait değil! Bunu göz önünde bırakarak okuyun! Uygunsuzluklar bulunur!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm 16: Öyle öperim ki, ruhun bana tamamen teslim olur, küçüğüm
Sabah bu sefer daha çabuk aymıştı. Kış yerini gittikçe ilkbahara vermek istiyodu. Güneş erkenden kalkmış ve ışınlarını yollamaya başlamıştı. İlk ışınlar Kralının saçlarına düşmüştü. Saçlarının aralıklarından ise gözlerine. Kımıldamamıştılar bile. Kral hala başını küçüğünün saçlarına doğru eğmiş ve kendi saçlarının küçüğünün saçlarına karışmasına izin vermesiyle kalmıştı. Küçüğü ise hala başını Kralının boynundan kaldırmamıştı.
Kralı gözlerine düşen ışıkla açmıştı siyahıklarını. İlk başta nerde olduğunu anlamasada Küçüğünün kokusu burnuna dolduğu gibi nerde olduğunu hatırlamağa çalışmağı bile unutmuştu. Gevşemiş kollarını yeniden sarmıştı incecik bele. Biraz böyle durduktan sonra başını kaldırmıştı. Artık kalkması gerektiğinin bilincindeydi.
Çok erken olmasına rağmen kalkmalıydı. Çünkü küçüğünün kalkmayacağını biliyordu. O çok yorgundu. Küçüğünü tek bir eliyle iyice kavramış ve Kucağındaki küçüğüne rağmen kolayca kalkmıştı. Hava soğuk değildi ama yinede odaya götürecekti küçüğünü. Eve yaklaştığı gibi karşısına Yoongi çıkmıştı. Saygıyla eğilip selamlamıştı Kralı.
"Günyadın, Majesteleri. Kardeşimin neden kollarınızda olduğunu sora bilir miyim, müsadenizle."
"Dün gece dışarıda uyumuşuz. Küçüğüm hala kalkmadı onu içeri götüreceğim. Sende pazara gidip gerekli şeyleri al"
Yoonginin birşey söylemesine bile izin vermeden kucağında Küçüğüyle içeriye doğru adımlamağa başlamıştı. Kendi için ayrılan geniş odaya vardıklarında küçüğünü dikkatlice yatağa yerleştirmişti. Buna rağmen küçüğü birkç mırıltı çıkarıp gözlerini aralamağa başlamıştı.
"Şşş, uyu, bebeğim. Ben hemen döneceğim."
Küçüğü Kralının dediklerini yapmış ve uykusuna devam etmişti. Gerçektende hala yorgunluğunu atmamıştı. O uykusna devam ederken Kralı dışarıya çıkmıştı. Yoonginin tam çıkmak üzere olduğu bahçe kapısına yaklaşmış ve Yoongiyle beraber ilerlemye başlamıştı. Kiyafetini değişmek için küçüğünü bekleyecekti. Tacını almamıştı.
Ama kiyafetinden soylu ve zengin biri olduğu belli oluyordu. Tacını taksa halkın ona yaklaşmayacağını biliyordu çünkü. O acımasız Kral Kim Taehyungdu. Ama Küçüğü onu değiştirmişti. Fakat halk daha bunu bilmiyordu. Yoongiyle beraber hemencecik pazara varmıştılar. Daha yeni-yeni açılmağa başlayan tezgahlara yaklaşmış ve gerekli şeyleri alıp geri dönüş yolundaydılar artık.
"Jimin uyanmamıştır daha. Değil mi?"
"Hayır, Majasteleri. Yorgunluğundan dolayı hala uyuyor."
Kral adımlarını yavaşlatmış ve durmuştu. Yoonginide onunla beraber durmasıyla gözlerini Yoonginin irislerine yerleştirmiş ve ilginç bir tınıyla konuşmuştu.
