Jeon Jeongguk, gittiği sarayda Kral Kim Taehyungun değerlisine çevrileceğinden habersizdi..
Gerçekçi değildir! Geçmiş zamanlarda geçen bi hikaye olmasına rağmen, her şey o zamana ait değil! Bunu göz önünde bırakarak okuyun! Uygunsuzluklar bulunur!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm 6: Hepsini gözlerine gömdün çünkü, küçüğüm
Sabahın ilk ışınları Kralı uyandırdığında ilk işi etrafına bakmak olmuştu. Küçüğünün kollarının arsında göğsünde uyuduğunu farkettiği gibi dudaklarının kıvrılmasına izin vermişti. Tek elini küçüğünün belinden çekerek saçlarına doğru uzatarak daldrdı ipeksi saçlara. Ama hemen ardından küçüğü gözlerini açmasıyla istediğini yapamıyor diye mızmızlandı.
"Uyanma, küçüğüm. Kapa gözlerini hadi."
"Neden, Kralım?"
"Nedenini sorma. Hadi sen uyu, bende seni izleyeyim. Kapa gözlerini"
"Hmm, ama ben uyumak istemiyorum. Karşılığında başka bir şey yapsam? Hm?"
"Düşünelim bakalım.. Uyumamak karşılığında beni öpe bilirsin ama diğer öpme hakkını gün içinde kullanacağım."
Jeongguk hızlanan kalbini bu sefer tutamadı. Göğüs kafesini zorlayan kalbi artık ona acı vermeğe başlayınca yaklaştı Kralına. Dolgun dudaklarını Kralının yanağına bastırdığı gibi yanma hissi bütün vücudunu ele geçirdi. Geri çekildiği gibi Kralı öylece kala kalmış, adeta donmuştu. Sanki kalbi patlayacakmış gibi hissetti. Yanağındaki yangı bütün vücuduna ulaşmadan kendini toparlmak istiyordu. Ama yapamıyordu. Bi süre sonra döndü küçüğüne. Küçüğü çoktan kendini toparlamış, yüzünden hiç eksik olmayan parlayan gözleriyle bakıyordu Kralına. Sabahın daha yeni açılmasına rağmen güneş çoktan gökyüzündeki yerini almıştı. Kralı küçüğüne ağzına açıp bir şey söyleyeceği sırada dışarıdan gelen gardiyan sesi, sinirle verilen emrler sonuç olarak Yoongi ve Prens Jimin içerideydi. Küçüğü hızla yataktan kalkarak kenara geçemeğe çalışmıştısada Kralından izin vermemişti. Taki Küçüğünün tatlı bakışlarına maruz kalana kadar, küçüğü zafer gülümsemesiyle yataktan çıkarak Prens Jiminin önünde eğilmiş ardından abisinin yanına gçmişti. Kralı küçüğü yanında olmadığı için huysuz ve huzursuzdu. Küçüğünün kokusuna bağımlıydı, ve kokudan uzak kalmak ona hiç iyi gelmiyordu. Normalde de hep huysuz olan Kral Kim Taehyung küçüğü geldiğinden beri hiç huzursuz olmamasının yanı sıra şimdi ekstra huysuzdu.
"Sabahın köründe burada ne işiniz var?"
"İlk geldiğim gibi bunu mu söyleyeceksin cidden, abi? Hem güneş çoktan tepeye çıktı. Dün çok güzel vakit geçirdiğimizi varsayarak bu günü de beraber geçirelim diyecektim."
"Hayır. Bu gün saray dışında işlerim var. Olmaz"
Kralın iş dediği, bu gün küçüğüyle yapacağı işlerdi. Ve bu planına kardeşini dahil etmeyecekti. Gözleri küçüyle buluştuğu gibi sorgular bakışlarına karşılık yine bakışlarıyla sonra söyleyeceğini belirtmesiyle Jiminin ikiliyi izlerkenki şaşkınlığı gittikçe artıyordu.
"Siz nasıl anlaştınız ya?"
Jiminin sitemi üzerine her ikisi kıkrdamış, Kralı küçüğünün kıkırtısının hoş tınısında kaybolurken küçüğü izin isteyerk dışarıya çıkıp kahvaltıyı getirmek üzere gitmişti.