Seni üzememeye çalıştım.
Senden saklamamın sebebi buydu zira bilirsin hakkımdaki en uçuk şeyleri bile sana dökerdim. Bir de sen istedin diye Doktor Park'a biraz söz ediyordum işte bilirsin...
Sana sarılınca her şeyi unutuyordum tabii, aklıma dahi gelmiyor ve dert etmediğim için fark edemiyordun. Ancak son zamanlarda Doktor Park lanet olsun ki gözlerini üzerimden çekmiyordu ve fark etmiş olmalı. Ona anlattığımda anatmamı tavsiye etsede geri durdum sevgilim çünkü endişe etmeni istemedim. Çok geç kalınmıştım. Her şey için geç. Söylemem seni üzmekten ileriye gitmeyecek, kalan güzel vakitleri öldürüp yerine zehirli hüzün çiçekleri ekecektik ve kendimizi öldürecektik.
Tıpkı şimdi olduğu gibi.
Hattın öteki ucunda işitemediğim sesin beni öyle bir umutsuzluğa düşürüyor ki sana ne güzel sözler ne de acı dolu ağıtlar fısldayabiliyorum. Canımı acıtacağını bile bile çığlıklar atıp sana delirmiş gibi sorular yönletneye devam ediyorum. Deliyim. Delinin önde gideniyim lakin artık ne iradem var kırıntılarıyla ne de umudum. Sadece son denemelerimi yapıyorum tıpkı kalbim gibi.
Derin kesiklerle dolu kollarım son bir güçle telefonu sıkıyor ve boğazımı yırtarak karşı tarafın kulaklarına zarar verdiğimin farkındalığıyla çığlıklar atıyorum. Bir kaç koşuşturma sesi ve konuşmalar işitiyorum ancak yakın olmadığı için seçemiyorum konuşmaları.
Sen olsan tilki gibi kulak kesilirdim sevgilim ama senin sesin değil. Yatıştırıcı sesin değil asla, hiç alakası yok. Sabırla bekliyorum.
Kalbim durmadan, son kez seninle bir an paylaşmak için.
Bir yandan sana kızmayı ihmal etmiyorum bilakis sana kızgın olduğum konu her daim fevri davranmandı Taehyung ve sen sözünü kırıp o çok sevdiğin arabanla hız yaparak intihar ettin.
Şimdi titreyen dudaklarımı öpebilirdin ancak ikimizin de dudaklarını yalnızca ölüm öpüyor şimdi sevgilim. Biriciğim.
Başıma gelmiş tek güzel şeydin sen Taehyung. En'i boyu yok. Tektin, biriciktin.
.*´`。*゚+