7- kahve saati

134 14 12
                                    

"Sana ilgi duyuyorum, Ryujin-ah."

Kızcağız bu söze karşı donakalmış, tuttuğu nefesiyle aralarında santimler kalan Yeji'ye bakakalmıştı. Aniden her tarafı uyuşmuş; karnına heyecandan kramplar girmişti. İstemsizce panik olmuştu. Yutkundu ve sandalyesini geriye çekerek ondan biraz da olsa uzaklaşmayı denedi.
"N-ne demek istiyorsun?" derken ilk defa kekelemişti. Öyle hızlı atıyordu ki kalbi, sanki elini koymazsa yerinden çıkacaktı.

Bunu fark eden Yeji ise doğrulmuş ve birkaç adım geriye gitmişti.
"Beni yanlış anlama. Sadece seni daha yakından tanımak istiyorum." dedi iki elini havaya kaldırarak. Ryujin buna karşılık kaşlarını çattı.
"Neden?"

"Sana ilgi duyduğum için."

"Neden bana ilgi duyuyorsun?"

"Bilmem." derken etraf sessizliğe büründü. İyice Ryujin'in kafası karışmış, bu durum da onu sinirlendirmişti. Derin bir iç çekti ve ayağa kalktı. Bu sefer kendisi Yeji'ye doğru yaklaşıp mesafeleri azalttı.
"Neyin peşinde olduğunu bilmiyorum ya da bana ne yapmak istediğini ama şunu bil ki-"

"Kaç arkadaşın var?"

Sözünü kesip aniden bu soruyu yöneltilmesiyle kızcağız öyle affallamıştı ki geriye doğru sendeledi. Yeji ise iki eli arkasında hafif bir sırıtış ile Ryujin'in aniden değişen bu ruh hallerini büyük bir zevkle izliyordu. Başını yere eğen kızcağız gözlerini kapatıp tekrar derin bir nefes aldı ve Yeji'ye dönerek cevap verdi.
"Sıfır, hiç arkadaşım yok."
"İyi, bugün arkadaş edineceksin anlaşılan." dedi omuz silkerek.
"Anlamadım?"
"Akşam diyorum, seni bizimkilerle tanıştıracağım." Yeji'nin ona söylediği her bir söz, Ryujin'in öyle afallamasına sebep oluyordu ki en sonunda şaşırmamın bile limitine ulaşmıştı. Bilerek yapıyordu her şeyi. İsteyerek, kızcağızın bu tepkilerini dikkatle incelemek için onu beklenmedik sorularla sınıyordu. Sonuç olarak ise bundan zevk aldığı epeyce belli oluyordu.

"Arkadaş edinmek istediğimi nereden çıkardın?"
"Sen istemeyebilirsin ama onlar istiyor, Ryujin. Seninle tanışmak istiyorlar." dediğinde yine bir darbe almıştı kızcağız. Olan bunca şeye karşı şaşırmak dışında ne tepki vereceğini bilmiyordu. Karşı da çıkamıyordu artık ona. Çünkü biliyordu ki kızcağız, her türlü o galip gelip istediğini elde edecekti. Asıl inatçı olan Yeji'nin kendisiydi.

Aslında bu geçen kısa zaman dilimi içerisinde az da olsa birbirlerini ister istemez tanımışlardı. Özellikle Yeji, Ryujin'in her bir detayını öyle merak ediyordu ki, bilmek istiyordu onun hakkında olan her şeyi. Bu bir takıntı değildi, merak duygusu çok yüksekti sadece. İnsanların hayatlarını, ne yaşadıklarını ve ne hissettiklerini merak ediyordu. O yüzden şu an psikoloji bölümü öğrencisiydi zaten. Tanımak istiyordu kendisi dışındaki başka yaşantıları. Fakat Ryujin'e olan merakı daha farklıydı. Nedenini bilmediği bir şekilde ona yaklaşmak istiyordu sadece.

Hiçbir şey demeden mutfaktan ayrılıp odasına yöneldi kızcağız. Yeji ise arkasından izledi onu. Biliyordu ki kabul edecekti her türlü onunla gitmeyi. Çünkü anlamıştı artık, kızcağızın da yalnızlıktan içi içini yiyordu. Bu nedenle ısrar etmeden onun kendisine gelmesini bekleyecekti.

Aslında akşamki olacak buluşmayı da Yeji ayarlamıştı. Arkadaşlarına onları biriyle tanıştıracağını söylemişti ve o yüzden de bir mekanda buluşma ayarlamıştı.

                                                                    Yeji:
Akşam bizimkilerle
attığım konuma gelin
Sizi biriyle tanıştıracağım

Yuna:
Öyle miiiiiii
Kiminle????
Neyse gelince tanışırız zaten
Ben haber vereyim Lia ve Chae'ye

Kahve saati gelince tekrar odasından çıktı ve mutfağa doğru yöneldi Ryujin. Etraf sessiz gibiydi. Yeji'nin gittiğini düşünmeye başlamışken gözü salona kaydı. Ardından da oradaki koltukta uzanıp uyuyakalmış Yeji'ye. Bir müddet onu izledi kızcağız uzaktan. Sonra da mutfağa geçti kahve yapmak için. Elinden geldiğince ses çıkarmamaya çalışıyordu ki uyanmasın. Çünkü eğer ki uyanırsa yine başında dikilip tuhaf şeyler sorup konuşacaktı ta ki kızcağızın kafası şişip patlayana kadar.

Ryujin'e göre Yeji'yi anlamak çok zordu. Amacını bir türlü çözememişti. Neden ona bu denli yakın davrandığını, neden ona ilgi duyduğunu söylediğini... Sabahki olay aklına geldikçe panik yapıyordu istemsizce. Yüzünün kızardığını hissediyordu. Kalbi hiç atmadığı kadar hızlı atıyordu. Anlam veremiyordu neden böyle hissettiğine ama iyi gelmiyordu bu ona. Farklı hissediyordu Yeji'nin yanında.

Kahvesi hazır olunca bardağı eline alıp odasına yürüdü. Fakat tekrar bakmak istedi Yeji'ye odasına gitmeden. Salona geçip ona doğru yaklaştı. Hâlâ uyuyordu. Sırtüstü uzanmış, başı yana, yani Ryujin'e dönüktü. Dalgalı, gür saçları başını koyduğu yastığa yayılmış ve dağılmıştı hafiften. Yanındaki tekli koltuğa oturdu kızcağız Yeji'yi seyretmeye devam ederken. Dirseklerini dizlerine koyup ona doğru eğildi. İki eliyle tuttuğu kahveden bir yudum alıp sehpaya koydu bardağı. Şu an odaklandığı tek şey karşısında uyuyan o kızdı.

Kaç dakika geçti kim bilir fakat onu izlemeyi kesemedi kızcağız. Bir suç işliyormuş gibi hissediyordu kendini. Ve de kendine ihanet ediyormuş gibi. Ne de olsa ona karşı yumuşak davranmıyordu. Ona karşı olan tavrını göz önünde bulundurduğunda şu anda onu bu şekil dikkatle izlenmesi tuhaf hissettirmişti. Ama ne olursa olsun çekemiyordu gözlerini. Elinde değildi.

Kaşlarını inceledi, oradan kirpiklerini, burnunun ortasındaki küçük beni ve pembe parlak dudaklarını. Hafif aralık olan ağzı dişlerinin gözükmesine neden oluyordu. Bu da tatlı gelmişti ona. Hafifçe gülümsedi istemsizce. Elini Yeji'nin yüzüne doğru götürdü yavaşça. Yüzünün önüne düşen saçları alıp düzeltti ona hissettirmeden dikkatli bir biçimde. Dokunduğu saç tutamı öyle yumuşaktı ki şaşırmadan edemedi kızcağız. Kendi saçına göre çok farklıydı. Onunki bakımlı, yumuşak ve parlaktı kendisininkinin aksine.

Eliyle saçlarına dokundu bir süre, ta ki kızcağızın elinin üzerine kendi elini koyuncaya kadar.

Saçlarına dokunduğu elin üstünde şimdi Yeji'nin eli vardı. İrkilmişti buna karşı kızcağız. Hafifçe gözlerini açıp Ryujin'e bakmaya başladı o da. Kızcağız ise panik olmuş bir şekilde bir eline bir de Yeji'ye bakıyordu.
"Çok mu hoşuna gitti saçlarım?" dedi uykulu bir ses tonuyla. Buna karşın kızcağız hızlıca elini çekip oturduğu koltuktan kalkmıştı. Ne yapacağını bilemez bir şekilde salonun ortasında dikilmişti öylece. Yeji ise bu hareketinden dolayı gülümsedi hafifçe ve o da kalktı yattığı yerden.
"Sakin ol Ryujin şaka yapıyordum sadece."
"Ben... yalnızca saçlarını düzeltiyordum, dağınık duruyordu yoksa başka bir nedeni yok." derken eli ayağına dolanmıştı. O kadar rezil hissediyordu ki şu an odasına çıkıp kafasını yastığa gömmek istedi.

"Hmm anladım. Sağol saçlarımı düzelttiğin için Ryujin-ah." dedi gülümseyerek.
"Sen kahveni iç, soğutma. Ben de yüzümü yıkayayım." diye devam etti sözüne.

Bu dediğiyle tekrar bir darbe aldı Ryujin. En başından beri onu izlediğini fark etmişti. Bu rezilliğe daha fazla dayanamadı. Kahvesini de alıp odasına geçti kızcağız. Uzun bir süre Yeji'nin suratına bakmak istemiyordu utançtan. Zaten bugün yeterince bakmıştı.

~

nabersiniz bebişlerr <33

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

nabersiniz bebişlerr <33

yeni bir hyunlix fici yayınlamaya başladım olur da ilginizi çekerse  bir göz atabilirsiniz seveceğinizi umuyorum ehe :>

lost medicines | ryejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin