Yıllardır ayak bastığı bu ev, ilk defa yabancı gelmişti Ryujin'e. Defalarca geçtiği koridor, oturduğu koltuk, yattığı yatak... Hayatının bir kısmını bu ufak evde geçirmesine rağmen, ilk defa bu denli soğuk hissettiriyordu bastığı zemin.
Gözleri, boş duvarlarda gezindi. Ardından ağır adımlarıyla odasına yöneldi. İçinin sıkıştığını hissedebiliyordu. Dünden kalma yatağı dağınıktı, haftalar önce içmeyi bıraktığı ilaçları ise hâlâ etraftaydı. Hiçbirine dokunmadan yatağına oturdu. Düşünceleri yoğundu. Yere kenetlediği bakışlarını yukarı kaldırıp kapının önünde duran Yeji'ye yöneltti. Suskun bir şekilde onu izliyordu.
"Sen artık gidebilirsin. Gerisini ben hallederim." dedi ve tekrar gözlerini Yeji'nin üzerinden çekti. "Hiçbir yere gitmiyorum." diye yanıtladı onu kararlı bir sesle. "Ne yapılması gerekiyorsa birlikte yapalım." Ryujin'e doğru yaklaşmaya başladı. Tam karşısında durdu ve ondan bir cevap bekledi. O sırada da Ryujin boş bakışlarıyla odasını süzüyordu. Kararsız olduğu, suratından belli oluyordu. "Ne yapılması gerektiğini bilmiyorum." dedi sessizce.
"Bu evden artık çıkmak istiyorum dedin. O yüzden yapman gereken şey çıkmak, Ryujin."
Derin bir iç çekip ellerini hafifçe iki yana kaldıran Yeji'ye baktı. Çıkması zaten kolay olan kısmıydı; zor olanı ise çıkıp da nereye gideceğiydi. Bir saniye bile bu evde kalmaya tahammül edemiyordu ama burada kalmaya yine de mahkumdu. En azından kendine yeni ev bulana kadar, ki cebinde artık tek bir kuruşu bile yokken bu nasıl mümkün olacaktı bilemiyordu. Bir şekilde başının çaresine bakması gerekiyordu.
Bir süreliğine sessizce durdular. Ryujin derin düşüncelere dalmış bir şekilde olduğu yerde oturmaya devam ediyordu. Yeji ise gözlerini ayırmadan Ryujin'i izliyordu. Gidecek bir yerinin olmadığını o da biliyordu. Tam da bu yüzden onun yanında duruyordu.
Uzun bekleyişin ardından Yeji arkasını döndü. Şaşkınca ona bakmaya başlayan Ryujin kaşlarını çattı. "Valizin nerde?" dedi Yeji arkası dönük bir şekilde etrafta valizi ararken. Ardından dolabın yanında duran büyük valizi gördü ve eline alıp açtı. "Ne yapıyorsun?" diye sordu Ryujin merakla. Birden böyle bir şey yapmasına oldukça şaşırmıştı.
"Eşyalarını toplamana yardımcı oluyorum. Bir yerden başlamak lazım artık." dedi ve dolabı açıp askıdaki kıyafetleri valize yerleştirmeye başladı. Ryujin hızla ayağa kalkıp kolundan tuttu. "Ben hallederim dedim. Sen bana bırak ve evine git."
"Evime gittiğimde senin yapacağın tek şey sabaha kadar odanda hiçbir şey yapmadan oturman olacak, Ryujin."
Donakalmıştı, çünkü doğruydu. Şu anda yapmak istediği tek şey yalnız kalıp hiçbir şey yapmamaktı. Ne yapabilirdi ki? Eşyalarını toplayacak ve evi terk ettikten sonra sokakta bir başına mı dolanacaktı? Hiçbir şey yapmadan durması tek mantıklı şeydi şimdilik ona göre.
"Henüz... Erken... Sonra halledeceğim."
"Ryujin..." dedi ve ellerini onun omzuna koydu. "Sen bu evden çıkmak istiyor musun yoksa istemiyor musun bana onu söyle."
"İstiyorum ama-"
"Tamam o zaman." deyip geri kıyafetleri valize dizmeye devam etti. Olduğu yerde sadece Yeji'nin durmadan kıyafetlerini valize yerleştirmesini izliyordu. İki tişörtü daha koyduktan sonra ciddi bir surat ifadesiyle Ryujin'e döndü. "Benim evime geliyorsun."
Gözleri kocaman açıldı. "Ne? Nedenmiş o?" dedi sinirle. "Başka gidebileceğin bir yer var mı ki Ryujin?" ses tonu sakindi ama onu sinir etmeye yetmişti. Dişlerini sıkarak Yeji'nin üstüne yürüdü. Bunu yapmasına karşın Yeji olduğu yerde sabit kaldı. "Sana muhtaç değilim ben. Hala seni affettiğimi ya da yanımda olmanı istediğimi sanıyorsan çok pis yanılıyorsun, Hwang Yeji."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lost medicines | ryeji
Fanfic''Seni iyileştirecek şey ilaçlar değil, güzelim.'' hwang yeji × shin ryujin