Etraf oldukça karanlıktı.
Sonu olmayan, koca bir hiçliğin kara dumanları etrafını sarıyorken duyduğu tek şey, nefes alışverişi ve onun yankılanışıydı.
Nerede olduğuna dair en ufak bir fikri bile yoktu. Rüyada mıydı, hayal mi görüyordu? Elinden gelen tek şey çaresizce, zorlukla görebildiği etrafını incelemeye çalışmaktı.
Her ne kadar birilerine seslenmeye çalışsa da çabaları boşa sonuçlanmıştı. Kara dumanlar daha çok üstüne doğru geliyordu. Vücudunun titrediğini hissetti bir anda. Arkasından aniden bir cam kırılma sesi kulaklarına doluştuğunda yerinden sıçrayarak hızla arkasını dönmüştü.
Sesin olduğu yere ürkek adımlarla ilerlemeye başladı. Gözlerinin dolduğunu fark edemeyecek kadar heyecan yapmıştı. Önünü zorlukla görmeye çalışırken bastığı yerden camın çıtlama sesi gelince durup yere baktı. Yerde kocaman bir ayna parçalara ayrılmıştı.
Kaşlarını anlamsızca çattı ve kırık aynaya doğru eğildi. Yansımasını giderek daha net bir şekilde görebiliyordu. Çatık kaşları ile yansımasına bakmasına rağmen, yansımada gördüğü şey bu değildi. Yansıması ona gülümsüyordu. Lakin nedenini bir türlü anlayamamıştı.
Gülümsemesi yüzüne iyice yayılırken bir eli farkında olmadan aynaya doğru gitmişti bile. Köşeleri keskin, eli büyüklüğündeki kırık olan bir parçayı eline aldı ve gülümsemekte olan yansıması aniden durdu. Bu sefer gözlerindeki neşe kaçmış, yerini öfkenin alevlerine teslim etmişti. Neler oluyordu?
Şaşkınlıktan gözleri bir anda titredi. Yansıması giderek bulanık bir hâl aldığından, birkaç kez göz kırpıştırdı. Bu sefer karşısındaki yansımada kendisinin küçüklüğünü gördü.
Küçük Ryujin.
Büzmüş dudakları ve sinirli suratıyla iyice afallamıştı. Bu nasıl bir rüyaydı? Biraz daha elindeki kırık ayna parçasını yüzüne yaklaştırıp gözlerini iyice kıstı. Şimdi ise yansımada başka bir küçük kız vardı.
Hwang'ın kızı.
Dolu gözlerle karşısında onu izleyen kıza baktı aynanın içindeki minik. Ryujin ise titremeye başlayan dudaklarının arasından fısıldadı. "Yeji..."
Elindeki ayna birden parçalara bölündü.
Derin bir çizik avuç içinde belirirken çoktan birkaç damla kan yerle buluşmuştu. Sıkıca kapatıp durdurmaya çalıştı fakat nafileydi. Buruşturduğu yüzü yere eğildikten sonra yanında hissettiği bendenle birden irkildi.
Küçük kız, önce bir süre dizlerinin üstüne çöküp kanamasını durdurmaya çalışan kızcağıza baktı. Ardından da koşarak yanından uzaklaşmaya başlayınca Ryujin olduğu yerden kalkıp peşine takıldı. "Hey! Buraya gel!"
Sesi kara hiçlikte yankılanırken önündeki kızın bedeni gittikçe uzaklaşıyor ve silikleşiyordu. Artık onu yakalamanın imkansız olduğu kanaatine varınca adımlarını derin nefesleriyle kesmek zorunda kalmıştı. Tek istediği bu rüyanın içinden bir an önce kurtulmaktı.
Derin nefeslerini yavaşça düzene oturtmaya çalışıyor, gözleriyle etrafı süzmeye devam ediyordu. Vücudu ve gözleri istemsizce titreyip onu bir heykel gibi donduracak görüntü tam karşısında belirmişti. Hwang Yeji, kızcağızın tam karşısında belirmiş, endişenin izlerine rastladığı bakışlarında kaybolmuştu birden. Kurumuş boğazını ıslatmak için sertçe yutkundu kızcağız. Ardından omuzlarına inen iki elle sarsılmaya başladı.
Şimdi ise kulaklarında onun sesi yankılanıyordu. "Uyan!"
Aniden ayaklarının bastığı zemin büyük bir deliğe dönüştü ve onu bilinmeyenin en derinlerine düşürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lost medicines | ryeji
Fanfiction''Seni iyileştirecek şey ilaçlar değil, güzelim.'' hwang yeji × shin ryujin