Arkamdaki kişinin abim olduğunu anladığımda dondum kaldım...bir başkası olsaydı tereddüt etmezdim ama abime kılıcımı doğrultamazdım....bir karar vermek zorundaydım olabildiğince hızlı bir şekilde....ailemi korumak için bu mührü çalmaya kalkışmıştım...ama bunun için abime zarar verirsem tüm yaptıklarımın ne anlamı kalırdı ki....o an aklımdan bin bir türlü düşünce geçti..
Abimin uyarısıyla daha fazla zamanımın kalmadığını fark ettim...-hemen teslim olman senin için en iyisi ...eğer kaçmaya çalışırsan sonun ölüm olur...
Abimin bu sözleri kendimi daha da kötü hissettirdi...yüzümdeki maske sayesinde beni henüz tanımamıştı...ama dikkatlice bakarsa kim olduğumu kolaylıkla anlayabilirdi....arkamı dönmeye cesaret edemiyordum...
-korktuğunu biliyorum...nedenini de tahmin EDEBİLİYORUM... Seni buraya Lee hanedanının varisi göndermiş olmalı...fakat bu mührü babamın rızası olmadan almanıza izin veremem...eğer hemen şimdi vazgeçersen kimse fark etmeden buradan çıkmanı sağlarım..bu sana son uyarım...
Daha sonra tekrar deneyebilirdim..bu nedenle şimdi abimi dinleyip buradan gitmem en iyisiydi...kılıcımı bırakmaya ve buradan çıkmaya karar vermiştim ki..Young un yüzü aklıma geldi...bir daha ki sefer diye bir şey olmayabilirdi...bir daha böyle bir şansım olmayabilirdi...her ne kadar mührü çalmamı isteyen Young olmasa da şu anda bana güvendiğine ve benden bir işaret beklediğine eminim ..... Her ne yapacaksam şu anda yapmalıydım şans insanın ayağına yalnızca bir kez gelir ve eğer insan onu değerlendiremezse sonu hüsran olur...bu düşünceyle gözlerimi kapattım..çünkü bunu gözlerim açıkken yapmaya cesaretim yoktu....
Abimin omuz bölgesini hedef alarak kılıcımı ona doğrulttum...canını fazla yakmamak için en az tehlikeli olan bölgeyi hedef almıştım...aslında onu uyarabilirdim ondan mühürle birlikte gitmeme izin vermesini isteyebilirdim..ama konuştuğum an kim olduğumu anlardı...bu nedenle direk harekete geçmeye karar verdim...
Abim acı içinde ayaklarının üzerine çöktü...bu hayatım boyunca en çok canımın yandığı andı....diğer yaşadığım hiç bir acının bunun yanında bir anlamı yoktu bile... Ailemden birine bile bile zarar vermek...ödediğim en büyük bedel buydu ....çünkü kendime ihanet etmiştim...doğrularımı , ilkelerimi bugün çöpe atmıştım....hayatım boyunca en nefret ettiğim şey geçmişteki atalarımın taht uğruna kardeşlerine, babalarına, çocuklarına zarar vermiş olmalarıydı... Ve ben de bugün o lanet taht uğruna amacım onu daha büyük tehlikerden korumak olsa da abime zarar vermiştim...
Eğer her şey bittiğinde hayatta kalırsam bunun bedelini mutlaka ödeyeceğim.....
##############
Ağlamaktan önümü göremesem de kaçmayı başardım....daha fazla vakit kaybetmeden mührü Young a götürmeliydim...eğer sabaha kalırsa benden de şüphelenebilirlerdi....üzerimi değiştirdikten sonra leydilerin arasına katılıp sarayın ana kapısına ulaşabildim.. Daha önceden hazırlamış olduğum atıma binerek...saraydan uzaklaştım...şu anda saray çok karışık bir halde olmalıydı....herkes veliaht prensin sağlık durumuyla ve çalınan mühürle meşgul olmalıydı...şimdi saraydaki herkes sorguya çekilmişti...bu karışıklığın içinde benim yokluğumu fark etmeleri biraz zaman alacaktı.. Yinede çok hızlı olmalıydım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
**PRENSESİN KALBİ**
Ficción históricaJOSEON DÖNEMİNDE YAŞAYAN BİR PRENSESİN AİLESİ , ÜLKESİ VE SEVDİĞİ ADAM ARASINDA KALDIĞI İKİLEMİ BU DURUMUN ONA NELER YAPTIRDIĞINI VE SEÇİMLERİNİN ONA OLAN ETKİLERİNİ ANLATIYOR. NOT: İZLEDİĞİM TARİHİ DİZİLERDEN ETKİLENEREK YAZMAYA KARAR VERDİM . BU...