Bu kısımda başrol erkek karakterden bahsedicem...
Gemiden henüz inmiştim ki aceleyle koşuşan insanları farkettim . herkeste bir telaş , bir heyecan vardı. Şehirdeki bütün insanları yaşlı ,genç ,büyük ,küçük ayırmadan bu şekilde harekete geçiren neydi .... Çok merak ettim.
Bunları düşünürken Joseon un ne kadar değiştiğini ve güzelleştiğini fark ettim... Kokusu bile daha güzeldi sanki.... Başta bir şey hissetmesemde ... Şu an burada olduğum için mutluydum......
Buradan ayrıldığımda henüz 10 yaşındaydım ... O zamanlar hiçbir şeyin farkında değildim ve çine gitmek hiç zor gelmemişti.. Ama şimdi tekrar joseon dan ayrılabileceğimi düşünmüyorum...
Şu an 17 yaşındayım ve artık bir çocuk değilim ... Bir daha istemediğimi bir şeyi asla yapmayacağım ..... Ve benim olanı geri alacağım.....
Limanda durmuş içimden bunları söylerken burada bana eşlik edecek olan hizmetkarlarım geldi ve onlarla şehrin merkezine doğru yürümeye başladım....
Burası limandan daha beterdi.... Her yer süslenmiş .... Çıçeklerle donatılmış... Herkes üst düzey asiller gibi giyinmişti....
İnsanlar şehrin giriş kapısına daha yakın olabilmek için adeta birbirini eziyordu....
Merakıma dayanamayarak bu karmaşanın nedenini yardımcıma sordum
-neden insanlar bu halde .... Yoksa kral falan mı gelecek ?????
-hayır efendim .... Kral değil ama prenses birazdan buradan geçecek..
Prenses mi bu kadar karmaşanın nedeni sadece küçük bir kız mı ????
Çinde bile onun ününü duymuştum ama yinede inanamamıştım... Bir prenses nasıl bu kadar yetenekli ve ünlü olabilirdi ki .... Veliaht prensten bile daha çok adı geçiyordu üstelik sadece 15 yaşındaydı......
Halkın bile ezilmekten korkmadan görmeyi istediği ,ünü Çinin kraliyet sarayına bile ulaşan bu prensesi bende çok merak etmiştim... Onu görebilmek için diğer insanların arasına karıştım...
Kesinlikle kendini beğenmiş ve kibirli biridir... Zaten prenseslerin hepsi kendini dünyanın merkezi sanar... Ve bide bu yaşta bu kadar ünlü olunca ....
Daha tanımadan nefret etmiştim bu kızdan...
Bir gün onu kendi ellerimle indirecektim tahtından ......
Tahtırevanının perdesini bile açmayacağını düşünüyordum... O değerli yüzünü kimseye göstermeye kıyamazdı herhalde....
Neden bu kadar sinirlenmiştim anlamıyorum... Acaba onun yerinde olmam gerektiğini düşündüğüm için miydi ???
Bir prenses değil ama prens olmalıydım... Bu benim hakkımdı..... Ama bu hak bana verilmemişti.... Bir prens olması gerekirken kaçak olmuştum... Bunu gerçekten hakketmiyordum.....
&&&&&&&&&&&&&
Prenses Seohyun
O kadar heyecanlıydım ki anlatamam ilk defa saraydan dışarı çıkmak ,yüksek duvarların ardındaki gerçek dünyayı görmek çok heyecan vericiydi....
İnsanların bakışları o kadar güzel ve samimiydi ki .. Hepsine sarılmak ve bana olan bu içtenlikleri için teşekkür etmek istedim....
Ama baş kahyam bunun doğru olmadığını , beni küçük düşürebileceğini ,Küçük bir kız çocuğu gibi görünüceğimi söyledi....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
**PRENSESİN KALBİ**
Ficción históricaJOSEON DÖNEMİNDE YAŞAYAN BİR PRENSESİN AİLESİ , ÜLKESİ VE SEVDİĞİ ADAM ARASINDA KALDIĞI İKİLEMİ BU DURUMUN ONA NELER YAPTIRDIĞINI VE SEÇİMLERİNİN ONA OLAN ETKİLERİNİ ANLATIYOR. NOT: İZLEDİĞİM TARİHİ DİZİLERDEN ETKİLENEREK YAZMAYA KARAR VERDİM . BU...