Minho oldukça öfkeliydi. Artık bu konuda hayal kıraklığına bile uğramayı bırakmıştı; salt nefret duyuyordu.
Gece yarısı tüm kokusunu ve varlığını gizleyerek gezerken duyduğu konuşmalar onu, yine şaşırtmamıştı.
"Delta fark ederse ikimiz için iyi olmaz!"
"Anlamaması için elimden geleni yapıyorum. Düşük yaptıktan sonra zaten yanıma yaklaşmıyor bile"
"Dikkat et diğerleri gibi seni de kovmasın! Eğer anlarsa seni de sürgün eder. Konakta kalmana ihtiyacımız var, bu şekilde hamlelerini anlarız."
"O kaba deltaya zor dayanıyorum...."
Minho konuşmayı daha fazla dinlemeden oradan ayrıldı. Oldukça öfkeliydi deltanın bilinmeyen özellikleri vardı. İlk eşi bunu herkese yaymıştı. Bu yüzden ona yaklaşan herkes bir şeyler öğrenip, deltaya karşı kullanmaya çalışıyordu. Fakat hiç kimse gücünün sınırlarını bilmediği için deltayla mücadele edemiyordu.
Yaşadıkları bölge büyük bir bölgeydi, yönetimin katı kuralları vardı. En katı kuralları ise; gece saat 22.00'den sonra omegaların dışarı çıkması kesinlikle yasaktı.
Sürünün büyük bir yemekhanesi vardı. Bu yemekhanenin temizliği omegelara aitti. Esir düşen omegalar burada çalışırdı. Jisung'ta burada çalışan genç omegalardan biriydi. Yaşadığı yer bir saldırıya uğramış sonrası esir düşmüş buraya getirilmişti. Onu diğerlerinden ayıran özelliği konuşamıyor oluşuydu.
Omegalar sabah yemekhaneye gelir, temizlik yaparlar; yemekler hazırlanır, savaşçı alfalar burada yemeklerini yer, omegalar onlar gidince temizlik yapar, kaldıkları yere dönerlerdi. Omegalar alfaları görmez, alfalarda omegaları görmezdi. Bu şekilde omegaların güvenliği sağlanırdı.
Jisung kendi silmesi gereken masaları silmiş, burada onların üstü olan betalardan biri olan Changbin hyungunun yanına gelmişti.
"Bitirdin mi işini?"
Jisung kafasını salladı.
"Gel bakalım sana en sevdiğin çaydan yapayım."
Jisung sevinçle ellerini çırptı. Küçüğüne gülümseyen Changbin mutfakta kendi yemek saatleri dışında, hiçbir şeye dokunma hakları olmayan bu küçüğünü, mutfağa götürmeyi seviyordu. Sevdiği çayı yapıp, sevdiği kakaolu kurabiyelerden önüne koydu. Kurabiyeleri gören Jisung'un gözlerindeki ışıltı hyungunu gülümsetmişti.
"Bugün akşam nöbet grubunda mısın?" diye sordu.
Jisung'un ağızına doldurduğu kurabiyeler ile hızla kafasını salladı.
"Dönüşte dikkatli ol! Akşam temizlik uzun sürüyor, kapıların kapanma saatine yetiş, ben seni kapıda beklerim."
Jisung işaret diliyle "tamam hyung ben hızlı olur gelirim" dedi.
Changbin Jisung'u kardeşi gibi benimsemiş, onu burada elinden geldiği kadar korumaya çalışıyordu. Küçüğünün engelinin onu zorladığını biliyordu. Bu yüzden onu korumayı bir amaç haline getirmişti.
"Omegalar iç kısma geçsin" uyarısı gelmişti. Changbin onun çayını ve kurabiyelerini alıp kendisi şef olduğu için ona ayrılan özel odaya Jisung'u götürmüştü.
Alfalara yemek servisi yapılmıştı. Changbin yemeğin en iyi kısmının alfalara ve betalara verildiğini bildiği için Jisung'a sabah ve öğlenleri odasında birer tabak yemek ayırır yedirirdi. Küçüğü çok zayıftı bu şekilde onu güçlendirmeyi amaçlıyordu.
Jisung hyungunun odasında kurabiyelerini yerken Changbin tekrar gelmiş haşlamanın en iyi kısmı olan yerinden, içine ilik de ekleyerek bir tabak pirinç ve haşlama et getirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D-Day/ Minsung
FanfictionKalbini çevresi yüzünden kapatmış olan deltanın bir gece dışarıda bulduğu omega ile yumuşayan kalbi ve onların tatlı hikayesi... omegaverse evreni...