Jisung, delta bütün gece yanında uyuduğu için yatakta kalan hafif feromon ile huzurla uyandı. Deltanın sıcaklığı ile yatakta keyifle döndü. Delta bu aralar aşırı yoğundu onun farkındaydı. Buna rağmen Minho'yu sürekli yanında istiyordu.
Omega yataktan kalkıp, ayaklarını sürükleyerek lavaboya girdi. Bir bulantısı olmamıştı sadece ara ara başı dönüyordu. Bu yüzden hamileliğini fark etmemiş, hiç hissetmemişti. Acaba neden hissetmemişti.
Kurtlar hamileliklerini ilk andan itibaren hissedelerdi.Jisung kızgınlığa girmeden esir düştüğü için bu konudaki bilgisi eksikti. Omega, annesinin ve ajummanın anlattıklarını hatırlıyordu fakat bunlar sınırlı şeylerdi. Ailesi aklına gelince hamileliğin verdiği hüzünle ağlamaya başladı. Annesini, babasını, abisini çok özlemişti. Onlara ne olduğu hakkında hiçbir bilgisi yoktu. Sakinleşmek için kolyesine ihtiyaç duydu. Odasına dönüp çantasını karıştırmaya başladı. Telaştan ağlamaktan bir türlü bulamadı. Korkusu, telaşı ve ağlaması arttı.
Delta konaktan daha çıkmamış kahvaltısını yapıyordu. Omeganın uyandığını fark etmiş aşağı inmesini beklerken, aldığı duygular onu meraklandırmış hızla yukarı çıkmıştı.
Odaya girdiğinde ağlayarak çantasını karıştıran omeganın yanına geldi. Yüzünü kavradı "ne oldu, neden ağlıyorsun?" diye sordu.
Omega sadece "kolyem" dedi.
"Tamam sakin ol birlikte bakalım" dedi. Omega titreyen elleri ile çantasını deltaya verdi. Delta biraz aradıktan sonra çantadaki yırtığı gördü. Yırtılmış yere elini soktu, kolye oraya kaçmıştı. Kolyeyi çıkarıp omegaya uzattı. Omega kolyesini alıp deltanın boynuna sarıldı.
"Hey neden bu kadar önemli bu kolye?" diye sorsa da cevap alamadı. Omega elinde tuttuğu kolye ile bir süre daha ağladı. Bir süre sonra deltanın kucağında uykuya daldı.
Delta onu yatağına yatırdı. Omeganın elinde tuttuğu kolyeye baktı. Kolye sıradan bir kolye değildi. Çok değerli bir taştan aşırı pahalı bir kolyeydi. Bu kolyenin omega da nasıl olduğuna şaşırdı. Kurt olan omega ile iletişim kurmak istedi fakat kurt olan omega Jisung'tan izin almadan bu konu ile ilgili konuşmadı.
Delta, belki o çıkana kadar uyanmaz diye düşünerek küçük bir not yazarak komidinin üzerine bıraktı. Odadan çıktıktan sonra hala aklı kolye ve eşinin bağlantısında kalmıştı. Aşağı inmiş hazır olan kahvesini içmek üzere koltuğa oturmuştu. Tam kahvesinden bir yudum alırken hizmetli beta, Chan ve yanında bir betanın geldiğini haber verdi.
Chan ve Changbin içeri girmiş deltayı selamlamışlardı. "Deltam getirmemi istediğiniz beta."
"Hoş geldin beta."
"Hoş buldum deltam, Jisung burada mı?" Betanın telaşlı hali deltanın dikkatini çekmişti.
"Evet burada meraklanma oldukça iyi şimdi uyuyor."
"Çok şükür tanrım rahatladım."
"Neden bu kadar telaşlandın bildiğim kadarıyla bir kan bağınız yok."
"Deltam benim Jisung yaşlarında çok sevdiğim kardeşim vardı. Köyümüze yapılan baskında öldü. Jisung'u bulduğumda kardeşim ile aynı yaşta çelimsiz neredeyse zayıflıktan ölmek üzereydi. Aklıma ilk kardeşim geldi. Bu savunmasız çocuk artık benim kardeşim dedim ve hep ilgilendim. Siz zorlamazsanız kendisi isteyip yemek bile yemez. Derdini kimseye anlatmaz, anlatamaz. Kalbi aşırı temiz ruhu hala çocuk. Aklım günlerdir onda, en son kapılar kapanırken gördüğüm umutsuz gözleri aklımda."
"Merak etme beta onu ben buldum, buraya getirdim. Kendisi benim eşim, sana olan düşkünlüğü, benim işlerimin yoğunluğu ve şu an olan mevcut durumundan dolayı yalnız kalmasını istemedim. Tüm eşyalarını almışsındır umarım. Artık burada konakta yaşamanı istiyorum senden."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D-Day/ Minsung
FanfictionKalbini çevresi yüzünden kapatmış olan deltanın bir gece dışarıda bulduğu omega ile yumuşayan kalbi ve onların tatlı hikayesi... omegaverse evreni...