Minho koltuğa oturmuş eşinin hafif tombul yanaklarını öpüyordu. "Çok yorucu bir gündü ama şu an o yorgunluğumdan eser kalmadı. Sen nasılsın bebek seni yoruyor mu?"
"Şimdilik yormuyor ama çok acıktırıp, uyutuyor."
"Canının istediği bir şeyler var mı?"
"Üzüm yemek istiyorum eskiden yaşadığım yerde çok fazla üzüm vardı. Havalar çok ısındı tam üzüm mevsimi."
"Eskiden yaşadığın yer ve hayatın nasıldı?" Minho fırsatını bulmuşken Jisung'a buraya getirilmeden önceki hayatını sordu. Konuya girdiğinde normal şekilde konuşmadan, delta sesi ile kurtların iletişim kurmasını sağlamıştı.
"Annem kimseye bahsetme demişti ama sen benim artık eşimsin sana anlatabilirim. Ben batıdaki Han hanedanlığında yaşıyordum hatta hanedanlığın en küçük varisi bendim. Şşşş bunu kimse bilmiyor!! annem ve babam beni gizlediler en sadık komutanlarının çocuğu olarak biliniyordum. Nedenini hep merak ettim annem en sonunda bunun benim güvenliğim için olduğunu söyledi. Sonra işte sarayımız saldırıya uğradı. Bende esir düştüm. Hanedan üyelerini başka yere götürdüler bizi esir olarak aldılar. Onlara ne oldu bilmiyorum onlardan geriye kalan tek şey işte seninde gördüğün o kolye."
"Imm kolyeni başka gören oldu mu?"
"Hayır hiç kimseye göstermedim annem bu konuda beni çok öğütlemişti."
"Ben çok sıkıntılı bir dönem geçirirken hanedanlığınıza saldırı olmuş yoksa muhakkak müdahale ederdim. Sıkıntılı bir süreç geçirmiştim kimse bilmiyor ama eski eşim o dönemde beni zehirlemişti. Kendimi toparlayıp iç karışıklığı engelleyip hainleri bulana kadar Han hanedanlığından eser kalmamıştı." Jisung kocaman gözleri ile şaşırarak eşine bakıyordu.
"Neden zehirledi seni?"
"Ben bir delta değilim"
"Nasıl?"
"Çok daha farklı ve güçlü bir türüm. İlk evliliğimde hata yapıp eşime biraz bundan bahsetmiştim fakat o bana ihanet etti. Bu bilgiyi babası ile paylaştı. Babası konseydeki kokuşmuş ihtiyarlardan biriydi. Bunu benim aleyhime kullanmaya çalıştılar bende onları cezalandırdım. Daha sonra yedinden bir evlilik yapmıştım fakat dedikodular almış başını gitmişti. Bu yüzden ikinci evliliğimde daha dikkatli davrandım. Fakat bu defa benim türümü çözmek için eşim zehirledi. Sonraki evliliklerimin hemen hemen hepsi ihanetle sonuçladı."
"O yüzden mi elimdeki kağıdı vermeyince o kadar sinirlendin?"
"Ah o konu evet o yüzden sinirlendim. Seninle ilgili ilk andan itibaren düşüncem olumluydu. Saf ve masum olduğunu düşünüyordum. Birden kağıdı saklayınca yine ihanete uğradım zannettim. Üzgünüm canını yaktım."
"Üzülme sen de ben de bilmiyorduk. Şey çok merak ettim türün ne? Ama istersen söylemeyebilirsin. Birde neden kimseye anlatma dedin? Changbin Hyung hanedan soyundan geldiğimi bilmese bile soylu olduğumu biliyor.."
"Thita "
"Hı?"
"Türüm"
"Ama o tür hiç var olmadı ki?"
"Tek ben varım kendimi gizlediğim için delta olarak biliniyorum."
"Waw acaba bebeğimiz ne olacak ki?"
"Bende çok merak ediyorum. Doğru eşleşme olmazsa eşlerim bebeği taşıyamıyor." Jisung'un anında gözleri dolmuştu. Hemen ellerini beline sarmıştı. "Korkma senin doğru eşleşme olduğuna eminim. Bebeğimiz ve seni korumak, onu sağlıklı bir şekilde kucağına alman için elimden geleni yapacağım. Bana güven tamam mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D-Day/ Minsung
FanfictionKalbini çevresi yüzünden kapatmış olan deltanın bir gece dışarıda bulduğu omega ile yumuşayan kalbi ve onların tatlı hikayesi... omegaverse evreni...