18~⭐️✨

2.7K 384 115
                                    

Chan'ın ormandan dönüşünün üzerinden üç gün geçmişti. Bu üç günde çöken Chan'ın hali betanın dikkatini çekmişti. Aralarında adı tam koyulmamış bir yakınlık vardı. Konaktaki herkes bunun farkındaydı fakat Chan'ın kafasındakiler betaya açılmasını engelliyordu. Beta bu duruma üzülse de şu an Chan'ın solgun hali onu daha çok düşündürüyordu. Eline aldığı bir tabak tatlı ile derin düşüncelere dalmış alfanın yanına gelmiş, oturmuştu. Alfa önüne uzatılan tabak ile bakışlarını yanına oturan betaya çevirdi.

"Teşekkür ederim canım istemiyor."

"Neden? Tatlıya özellikle benim yaptıklarıma asla hayır demezdin" dedi Changbin. Alfa sadece kafasını sağa sola sallayıp derin nefes aldı. Ne kadar nefes alırsa alsın yetmiyordu.

"Konuşmak istersen çok iyi bir dinleyiciyimdir. Aslında istersen demek hata olur. Konuş konuş ki, kus içindeki öfkeyi, hüznü, kederi bu şekilde içine attıkça sadece seni zehirler."

"Beş yakın dostumu öldürdüm."

Changbin başta şaşırsa bile sonra kendini toparladı. "Neden?"

"Sığınağın yerini biliyorlar diye. Aptal bir kehanet yüzünden yaptığımız saçmalıklar. Deltaya bağlıyım asla emrinden çıkmam ve ona ihanet etmem ama bazı emirleri beni benliğimden uzaklaştırıyor."

"Chan kehanet doğru."

Alfa kaşlarını çattı. "Nerden biliyorsun ki?"

"Deltanın kimseye söyleyemediği bir şeyi ben zamanın bana verdiği bir şanstan ötürü biliyorum. Delta ne yapıyorsa bunu gerçekten hepimiz için yapıyor, o da kimseye zarar gelsin istemiyor."

"Ne olduğunu bana söylemeyeceksin değil mi?"

"Canım sadece iki dudağımın arasında olsa bile söylemem. O yüzden kaybın için üzgünüm ama bunun için yapılabilecek hiçbir şey yoktu. Delta kalbindeki bu şüphenin farkında sen ona kayıtsız şartsız güvenirsen eminim o da sana kayıtsız şartsız güvenip kalbini açacaktır. Neyse ben kalkıp şu tatlı patatese bakayım. Yine gizli gizli tatlı yemesin."

Changbin ayaklanmış gidecekken Chan birden elini kavradı. "Changbin"

"Efendim?"

"Teşekkür ederim. Ve senden bir tek isteğim var"

"Nedir?"

"Beni bekler misin? Ayakta kalırsam tüm yüklerimden kurtulmuş olarak sana gelmek istiyorum."

"Ah alfam ikimizden biri ya da ikimizde sonsuzluğa aniden gidebiliriz. Neden zamanımızı birbirimizden mahrum geçiyoruz ki?"

"Şşş sakin sana bir şey olmasını düşünmek istemiyorum. Hayallerimde kendimden vaz geçiyorum ama senden asla. O sessiz yok oluşu sana yakıştıramıyorum."

"Alfam ben de sana sonsuz yokluğu yakıştıramıyorum bundan kaçış yok biliyorum. Bu yüzden dünyadan tadımızı alana kadar birlikte olalım istiyorum."

Changbin tabağı bırakıp alfanın ellerini tuttu. "Söz veriyorum ben seni beklerim ama sen de söz ver muhakkak bana döneceksin!"

Chan ellerini tutan elleri tuttu. O yumuşacık elleri yavaş yavaş öptü. "Sana gelmek için elimden gelen her şeyi yapacağım."

"Önce kendine sonra deltaya güven birlikte üstesinden geleceğinize inanıyorum." Changbin eğilip Chan'ın yanağına öpücük koydu. Fakat Chan, Changbin uzaklaşamadan dudaklarından bir öpücük çaldı. Öpücüğün etkisinden çıkamayan Changbin yavaşça doğrulup dudaklarını tutarak şapşal şapsal içeri girdi. Bu onlar için ilk büyük adımdı. Chan, Changbin unuttuğu tabağı aldı ve yiyerek yola koyuldu.

D-Day/ MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin