Yemekten sonra çalan kapı ile çalışan beta kapıya bakmaya gitmişti. Elinde bir sebep üzümle geri dönmüştü.
"Deltam üzüm istemişsiniz, ne yapayım bunları?"
"Bir tabağa her çeşitten yıkayıp getirir misin?"
O esnada gayretle eline aldığı defterine bir şeyler yazan Jisung hala gelen üzümleri fark etmemişti. Jisung, omega ile iletişim kurmaya çalışıyordu. Jeongin onun bu çabasına çok mutlu olmuştu. Felix ise, iki tatlı omegayı izlemekten kendini alamıyordu.
Üzümler geldikten sonra delta önüne gelen tabağı alıp ayaklandı. "Changbin biraz konuşalım mı?" dedi.
Changbin, "Peki deltam." diyerek deltanın peşinden ayaklandı. Delta bahçeye çıkmadan önce omegasının önünden geçerken üzüm tabağınu bıraktı. Jisung önüne gelen üzümlerle kafasını hemen kaldırdı. Işıl ışıl gözleri ile Minho baktı "Teşekkür ederim deltam." Minho ona sevgi ile bakan eşinin yanağını okşayıp "afiyet olsun güzelim," diyerek çıktı.
Jisung aşkla baktığı üzümleri yemeğe başlamıştı. Sonra herkesin onu izlediğini fark edince utanmıştı. Tam diğerlerine ikram edecekken çalışan beta herkese birer tabak üzümle servis etmişti. Dışarıda ise Changbin, Minho'nun kendisi ile ne konuşacağını merak edip bekliyordu. Minho ortalığın temiz olduğunu kontrol ettikten sonra Changbin'e döndü.
"Changbin bana Jisung'un soylu bir aileden geldiğini söylemiştin değil mi?"
"Evet Hyung bir sorun mu var?"
"Changbin bu bilgiyi artık bir sır gibi saklamanı istiyorum. Tekrar konuşulursa doğu tarafından geltirilmiş biri olduğunu söyle tamam mı?"
"Tamam da hyung neden?"
"Her şey Jisung'un güvenliği için Changbin, benim dostum kadar da düşmanım var. O yüzden Jisung ile ilgili bütün her şey gizli kalmalı."
"Jisung için sıkıntı olacak bir durum mu var Hyung?"
"Şu an için yok ve ben olmaması için elimden geleni yapacağım senden bir isteğim var."
"Evet?"
"Jisung'u gözünün önünden asla ayırma!"
"Sen merak etme Hyung."
Minho, Changbin'e sıcak bir gülümseme vermiş "hadi içeri geçelim" demişti.
~~~~~~~~~~~
Günler hızla ilerliyordu, Jisung ses veriyor hatta harfleri zorla da olsa çıkarıyordu. Her şey çok iyi gidiyordu ama içi içine sığmayan omeganın mutluluğunu gölgeleyen bir şey vardı. En sonunda yalnız yakaladığı Seungmin'i çekmişti.
"Seungmin?"
"Evet Jisung ne oldu?"
"Sana bir şey sormam lazım."
"Tabi sorabilirsin."
"Hamileyken eşimle kızgınlığını geçirebilir miyim?" Omeganın utana sıkala sorduğu soru diğer omegayı güldürmüştü.
"Şu an için bir sorun yok gibi ama yine de delta çok sert olmasın?"
Jisung kıpkırmızı yanakları ile odasına kaçmıştı. Önce güzel bir duş aldı ve ne giyeceğine baktı. Sabah savunma alıştırmaları yaparken eşiyle yakın temasında eşinin ruta gireceğini anlamıştı. Jisung hazırlanmış deltayı beklerken saatler geçmiş delta gelmemişti. Morali bozulan Jisung olumsuz düşünmek istememiş üzerine kıyafetini kapatan bir şeyler giyerek aşağı inmişti. Salonda sadece Felix ve Jeongin vardı. İkisi de işaret dili bilmiyordu. Jisung en çok böyle zamanlarda konuşamadığı için üzülüyordu.
Jisung kâğıt kalem almış, Minho'nun nerede olduğunu sormuştu. Felix önce ne söyleyeceğini şaşırmıştı. Sonra ormandaki evinde kaldığı söylemişti. Jisung ruta giren eşinin neden ormandaki evine gittiğini sormuştu. Felix cevap veremeden, Jisung Minho'nun kiminle gittiğini sormuştu. Omega dolu gözleri ile lütfen beni oraya götür yazdı. Felix durumu nasıl açıklayacağını düşünürken Jisung dayanamamış, hızla kapıyı açıp dışarı çıkmıştı. Kapıda bekleyen alfaları da geçip yola koyulmuştu. Çok üzgündü eşi rutunu onsuz geçiriyordu. Üstelik belki de başka biri ile geçiriyordu. Delta kendini açmadığı sürece Jisung onu hissedemiyordu. Delta şu an bir şey yapıyor olsa bile fark edemezdi. Bunu düşününce kararan havada sokakta yürüyen Jisung dolu gözleri yolu zor görse de ormana doğru yürüyordu.
Olayı ilk başta algılayamayan Felix yaptığı dikkatsizliği fark etmiş hemen ayaklanıp omeganın peşine düşmüştü. "Tanrım o küçücük haliyle ne çabuk kayboldu." Felix telaşa kapılmıştı.
İlerde ise, hızla yürüyen Jisung'u Chan bulmuş, omegayı tek başına ormana doğru yürürken görünce korkmuştu. Bu saatte nasıl tek başıma buraya kadar gelmişti.
"Hey hey sakin ol!"
Jisung kendine tutan alfayla birden şaşırmış telaşa kapılmıştı.
"Ne oldu bana anlat biraz işaret dili biliyorum."
"Beni ormana deltanın yanına götürür müsün? Lütfen."
Chan omeganın yavru kedi bakışına dayanamamış ve omegaya "beni takip et"demişti. Aslında deltanın evine gidip onun toplantıdan sonra ruta girdiğini omegasını incitmemek için kendini dağ evine kapattığını ve omeganın bir kıyafetini almaya geldiğini söyleyecekti. Ama yolda bulduğu ağlayan omega ile dayanamamış deltanın yanına doğru yol almıştı. Omeganın çok yorgun düşüp yolda zorlanacağını anlayan Chan onu durdurmuş "ben dönüşeyim sen sırtıma bin ve beni sıkıca tut, yürüyerek çok zorlanırsın tamam mı?" demişti. Omega hızlı hızlı başını salladı hemen deltanın yanına gitmek istiyordu.
Chan dönüşüp eğilmiş dikkatli şekilde Jisung'un binmesini sağlamış hızla yola koyulmuştu. Deltanın kulübesine ulaşınca durmuş Jisung'u indirip dönüşmüştü. Önden ilerleyip deltanın kapısını çaldı. Delta hemen kapıyı açıp "Chan getirdin mi omegamın kıyafetini" demişti. Bunu duyan Jisung öne çıkıp hemen ağlayarak deltanın boynuna sarılmıştı. "Deltam kıyafet değil ama omeganızı getirdim yolda buldum ağlayarak orman yoluna yürüyordu." Duydukları ile şaşıran ve sinirlenen Minho eşini korkutmamak için sakince "teşekkürler sen gidebilirsin"diyerek Chan'ı yollamıştı.
"Gel bakalım bebeğim sen niye ağladın?"
"Sen ruta gireceksin diye hazırlandım ama sen eve gelmedin!" Omeganın gözünden bir damla yaş akmıştı. Minho'nun içi sızlamıştı. Toplantının sonuna doğru ruta girmişti. Yanında Felix ve Chan vardı. Felixle haber gönderme şansı olmamıştı. Fakat Felix zaten onun nerede olduğunu bildiği için içi rahattı. Ama eşinin halinden pek rahat olmaması gerektiğini anlamıştı. Eve dönünce kuzeni ile ciddi bir konuşma yapması gerekiyordu.
"Gel bakalım kucağıma," diyerek eşini kucakmıştı. Minho zor durumdaydı ama şu an ağlayan eşi her şeyden önemliydi.
"Neden evden kendi kendine çıktın hadi yolda seni Chan bulmasaydı bebeğim. Lütfen bir daha böyle bir şey yapma tamam mı?"
Jisung yaptığı şeyin yeni farkına varmıştı. Hamileliğin ve deltanın eşi olmanın verdiği bir güvence vardı ama o saatte tek başına düşüncesizce dışarı çıkması yanlıştı.
"Ama ben sen gelmeyince korktum birde rutunu bensiz geçirmen fikri rahatsız etti."
"Aşkım hamilesin diye sana ve bebeğimize zarar vermek istemedim, biz baskın türlerin rutu zor geçiyor. "
"Ben sordum Seungmin aşırı olmadığı sürece birlikte olabilirsiniz dedi. Çok çok utandım ama yine de sordum."
Eşimin tatlı haline gülümseyen delta "ah ne yapacağım ben seninle? O kadar tatlısın ki bazen kafayı yiyecek gibi oluyorum. Senin kıyafetini istemiştim bunca yıllık ömrümde ilk defa rutumu bir bez parçasında kalmış kokudan medet umarak geçirecektim."
"Ben geldim ki" diyerek ayaklandı Jisung. Üzerimdeki kıyafeti çıkardı delta için hazırlandığı geceliği ile etrafında bir tur döndü. "Bak senin için hazırlandım." dedi. Omega eşinin aklımını başından almaya yeminli gibiydi.
~~~~~~~~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D-Day/ Minsung
FanfictionKalbini çevresi yüzünden kapatmış olan deltanın bir gece dışarıda bulduğu omega ile yumuşayan kalbi ve onların tatlı hikayesi... omegaverse evreni...