Jennie
"dişlerimi fırçalamam lazım."
Lisa yüzüme bakıp kaşlarını çattı, "yedek fırçam var mıydı hatırlamıyorum."
banyoya gidip dolapları kurcalamaya başladı, "buldum!" yankılanan sesini duyunca yanına koştum, elindeki fırçayı yüzüme tutup gülümsedi.
"teşekkür ederim." gülümsedim.
"diş macunları bu dolapta." eliyle işaret ettiği dolaba kısa bir bakış atıp kafamı salladım.
çilek aromalı diş macununu alıp fırçama sürdüm, hızlıca dişlerimi fırçalayıp yanına geri döndüm.
"bebek değilim diyorsun ama hâlâ çilekli diş macunu kullanıyorsun."
"duş jelim bile çilek aromalı."
"çilek gibi kokuyorsun zaten, buzdolabında kesin çilekli süt stoğun da vardır."
"içinde çilek olan çoğu şeyi severim ama çilekli sütten nefret ederim, bozuk süt gibi tadı."
yanağını öpüp göğsüne yaslandım.
bir süre saçlarımı sevdikten sonra uykusu geldiği için esnemeye başladı.
"uyuyalım mı? gözlerin de kızarmış."
kafasını sallayıp doğruldu, penguen gibi yürüyüp odasına geçti. yatağa dizlerini yaslayıp yüz üstü kendini bıraktıktan sonra bacaklarını yukarı çekip homurdanmaya başladı.
"bazen enerjimin bu kadar çabuk bitmesi beni çok sinirlendiriyor."
o konuşmaya devam ederken yanına uzanıp üstümüzü örttüm.
"sanki bir mekanizma var içimde, biraz efor sarf edince tık diye atıyor ve kapatıyor kendini."
ellerini vücuduma sarıp devam etti, "ama senin yanındayken.."
"sanki içimde bir şeyler sürekli koşup oynuyor, çocuk gibi hissediyorum. enerjisi bitmek tükenmek bilmeyen küçük bir çocuk gibi."
"küçük bir çocuksun zaten balım, kabul etmiyorsun bunu ama ruhun çocuk senin."
yarı uyur hâlde olduğu için söylediğim her şeyi kabul etmeye başlamıştı.
"çocuğum zaten, çocuklar gibi mutlu ediyorsun beni." konuşması gittikçe yavaşlaşıyordu, "konuşmaya çalışıp kendini yorma, artık uyuma vakti."
"öpsene beni."
"öpeyim mi seni?"
"hmhm, öp."
dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım.
"yetmedi, ben doyumsuz biriyim."
"doyururum ben seni."
"doyurdun bugün zaten."
"2 kelime etmesen mışıl mışıl uyuyacak hâldesin ona rağmen cinsel şaka yapıyorsun."
"bir daha öp uyuyalım."
dudaklarını öpmek için yaklaştığımda eliyle çenemi kavrayıp ardı ardına birkaç küçük öpücük kondurdu.
"uslanmaz birisin Lalisa."
"sadece sana karşı."
.
kapıyı tekmeledikleri için ikimiz de yataktan sıçrayarak uyandık, saate baktığımda 12ye yaklaştığını gördüm.
"bu Bambam şerefsizi değilse benim adım da Lalisa değil."
yataktan kalkıp sendeleyerek koridorda yürümeye başladı, kapıyı açtığında karşısında görmeyi beklediği manzara olduğu için hiçbir şey demeyip içeri girmesi için işaret verdi. elinde birkaç poşet ve saçma bir kutuyla içeri giren Bambam bana bakıp kafasını salladı.
