E15

154 12 0
                                    

Lisa

Jennie kucağımdayken yerimden kalkıp odama doğru yürümeye başladım.

"sen alıştın beni taşımaya."

"imkânım olsa cebime sokacağım seni ama işte."

kıkırdayıp başını omzuma yasladı. nefesi tenime çarparken bilincimin kapandığını hissettim.

Jennie'yi yatağa yatırıp yanına uzandım. sabah okula gideceğimiz için erken uyumak zorundaydık.

"acaba Jisoo eonni ne yapıyordur?"

cümlesi bitince yaşadığım farkındalıkla gözlerim kocaman açıldı. birlikte yemek yediğimiz günden beri konuşmamışlardı, muhtemelen Rosé ile ilgileniyordu ama ikisinin iletişimi bu kadar kestiğini ilk defa görüyorum.

"birkaç gündür hiç konuşmadınız, kötü bir şey olmuş olabilir mi?"

kafasını sağa sola sallayıp gülümsedi, "haftasonları genelde kendini derslere yoğunlaştırır, son sınıf bir de onun da etkisi var."

"bu kadar süre konuşmadığınız oldu yani."

"daha fazlası bile oldu. birkaç hafta boyunca asla konuşmamıştı benimle, evine gitmeseydim ölmüş olduğundan şüphelenecektim."

"ben hayatım boyunca o kadar ders çalışmamışımdır." kahkaha atıp yavaşça omzuma vurdu. "yarın not tutmazsan külahları değişiriz."

"bütün gün boyunca sıraya yatıp seni izlemeyi düşünüyordum, yazık oldu."

"dersler dışında bir sürü boş zamanımız oluyor, onları birbirimizi izleyerek değerlendirebiliriz."

gülümsedim. beni kollarına almasına izin verip beline sarıldım.

"kedi gibi kıvrıldın kucağıma."

"kedi olan sensin demiştim, ne çabuk unuttun?"

"hiç unutur muyum sevgilim?"

kulaklarıma dolup taşan sesin boğuklaştığını hissediyordum. bir süre donup kaldıktan sonra tek söyleyebildiğim "sevgilim." oldu.

"hm?" beni taklit ediyordu.

"çok yakıştı dudaklarına bu kelime."

"dudaklarıma başka ne yakışıyor biliyor musun?" eğilip dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

gülümsedim. "başka bir şey daha var."

"neymiş?"

"ismimle.."

gözlerini kaçırıp ellerini göğüs hizasına çekti. tırnağıyla oynamaya başlayınca gözlerim kızaran yanaklarına kaydı.

"kiraz."

"kiraz mı?"

"kirazlar, değmişler yine yanaklarına."

baş parmağımla yanaklarını sevdim, parmak ucumu öpüp esnedi.

"uyku saati gelmiş bu bebeğin."

"ben bebek değilim."

"bebekler ne zamandır konuşabiliyor?"

"bebek değilim dedim."

"beni 3 yaşında olmadığına ikna edemezsin."

"3 yaşında olan sensin, kedi kılıklı."

"övüldüm mü ben ne oldu?"

"övülmedin ama dövüleceksin Lisa."

"kedi dayağı yemeye alışkınım ben."

sincerely - JenLisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin