Lisa
alarmın sesi kulaklarımda çınlayınca gözlerimi yarım açıp yatağın içinde kaybolan telefonumu aramaya başladım. elimle yorganın altında birkaç tur attıktan sonra nihayet telefonu buldum. sesini kapatıp yatak başlığına sırtımı dayadım.
homurdana homurdana bana arkasını dönen Jennie'ye baktım, yorganı yüzüne kadar çektiği için sadece alnı ve saçları açıktaydı.
"uyanmazsan okula geç kalacağız."
eliyle yorganı yüzünden çekip konuştu,"kalın sesinle konuşmaya devam edersen okula hiç gitmeyeceğiz."
"uykuluyken bile nasıl bu kadar arsız olabiliyorsun?" bacaklarımı vücuduna sarıp kafamı ensesine yasladım.
"beni arsızlaştıran sensin yalnız."
"iftira atıyorsun bana şu an." yüzüm hâlâ ensesine yapışık olduğu için sesim boğuk çıkıyordu.
"kucağındayken hiç böyle demiyordun."
"kucağıma çıktığında sen de böyle demiyordun."
aramızdaki kısa flörtleşme bittikten sonra yataktan çıkıp formalarımızı giydik. Jennie ikimiz için atıştırmalık hazırladığı sırada telefonumu alıp Bambam'e birkaç mesaj attım ama mesajlarım iletilmedi.
aramalarıma da geri dönüş alamayınca üst kata çıkıp kapıyı tekmelemeye başladım, birkaç dakika içinde Bambam pijamalarıyla kapıyı açtı.
"sabah sabah fuhuş operasyonu mu düzenliyorsun kızım derdin ne senin."
"homurdanma da git üstünü giy, okula geç kalacağız."
"okul yok bugün."
"nasıl yok?"
gözlerini ovuşturup iç çekti.
"resmi tatil, 8 Nisan."
biraz düşününce Buda'nın doğum günü olduğunu hatırladım.
(doğum günü 26 Mayıs olarak bilinse de Doğu Asya ülkelerinde Ay takvimine göre 8 Nisan olarak kabul edilir.)
"kafam farklı yerlerde de bu aralar, unutmuşum."
"anladım ben nerede olduğunu." sırıttı.
baş parmağımı kaldırıp yüzüne doğru tuttum, hızlıca merdivenlerden inip mutfakta beni bekleyen Jennie'nin yanına koştum.
ellerimi tezgâhın iki yanına koyup arkasına geçtim, kendini bana doğru yaslayınca ellerimi çekip beline sarıldım.
boynunu öpüp, "bunları yapmana gerek kalmadı, resmi tatilmiş bugün."
kollarımı gevşetip arkasına dönmesine izin verdim, ellerini omuzlarımın üstünden atıp boynumda parmaklarını gezdirmeye başladı.
kalçalarından tutup tezgâha oturmasını sağladım, bacaklarını belime sarınca boşta olan ellerimi kasıklarının üstüne bıraktım.
"karnım aç olmasaydı seninle çok masumane şeyler yapardık."
"beni ye."
"yemekten önce tatlı mı yenir?"
ikimiz de kahkaha attık, Yugyeom ve Bambam'i taklit etmek çok hoşumuza gidiyordu.
"bu kadar kıro olsaydın seninle asla baş edemezdim biliyor musun?"
dudağımı büzdüm,"ne yani kıro olsam beni sevmez miydin?"
"severdim sevgilim neden sevmeyeyim?"
"baş edemezdim dedin."
