Lisa
"bu şekilde durmaya devam edersen hasta olacaksın."
pencerenin önünden çekilip yanıma oturdu.
"bakarsın işte bana, fena mı olur?"
"tabii ya."
dudaklarını büzüp kollarını göğsünde birleştirdi, "bakmaz mısın?"
"bakarım sevgilim, şaka yaptım alınma hemen."
saçlarını saran havluyu elime alıp kucağıma serdim, yüzüne düşen tutamları kulağının arkasına sıkıştırıp dizlerime yatması için hafifçe kafamı eğdim.
bacaklarını kendine çekip yatakta aşağı kaydı, başını dizlerime koyup gülümsemesini yüzüne yerleştirdi.
bir yandan havluyla saçlarını kuruturken bir yandan yüzünü seviyordum.
"seni seviyorum."
gözlerini gözlerimden çekip etrafa bakındı, "ben de seni seviyorum.. hazırlıksız yakalandım birden."
"çok tatlısın."
"değilim."
"tatlısın, bu konu tartışmaya kapalı."
"değ-" işaret parmağımı dudaklarının üstüne bastırdım, "şşşh."
parmağımın altındaki dudakları gerildi, gözleri kısılana kadar gülümsedi.
"neden bana öyle bakıyorsun?"
kafamı yana eğdim,"nasıl bakıyormuşum?"
"güzel.. çok güzel bakıyorsun."
"yaklaşabilir misin?"
anlamayarak yüzüme baktı.
"yaklaşsana."
kafasını yavaşça kaldırıp yüzünü yüzüme yaklaştırdı, aramızdaki birkaç santimlik mesafeyi dudaklarını öperek kapattım.
"sen yanımdayken.. kendimi sende kaybetmekten korkuyordum."
"artık korkmuyor musun?"
kafasını göğsüme yaslayıp konuştu, "korkmuyorum, çünkü beni ne olursa olsun bulacağını biliyorum."
"ya ben de sende kaybolursam?"
"o zaman.. onu da o zaman düşünürüz."
kollarımı minik bedenine sardım, "Han River parkına gitmek ister misin, tam şu an?"
hızlıca kafasını salladı, kollarımı gevşetip kucağımdan kalkmasına izin verdim.
günlük bir şeyler giydik, Jennie'nin saçları hâlâ tam kurumadığı için kurutma makinesi ile kurutma kararı aldık.
"çok sıcak gelirse söyle, tamam mı?"
"tamam, söylerim."
aynadan yüzüne baktığımda gülümsemesinin kulaklarına ulaştığını fark ettim.
"bu ikimizin arasında özel bir şey gibi oldu."
"gerçekten öyle oldu, bize özel olması hoşuma gidiyor."
kafasını geriye atınca boşta kalan boynuna ve omuzlarına birkaç öpücük bırakıp beline sarıldım.
"hava soğuk, montla çıkalım. hem yeni duş aldın, hasta olursun."
"kolay kolay hasta olmam ben."
"soğuğa karşı bağışıklığın olmadığını biliyorum kedi, yazın bile buz gibi oluyordu ellerin. ikna edemezsin yani beni, boşuna güzelim nefesini yorma bu yüzden."