~Jungkook~
Gözlerimi açtığımda yüzüme yansıyan ışık gözlerimi kamaştırmıştı. Yavaşça yerimde doğrulduğumda Yoongi hyungun donuk suratıyla karşılaşmıştım.
Olanlar bir bir aklıma geldiğinde gözlerim tekrar dolmuştu.
"Hyung."
Fısıltıma karşı irkilerek bana bakıp ayağa kalkmıştı.
"İyi misin?"
"O nasıl?"
Korkulu suratıma bakarak tebessüm etmeye çalışmıştı.
"Endişelenme, herkes elinden geleni yapıyor."
Anlamadığımı belli eden surat ifademle diklendiğimde sıkıntılı bir nefes almıştı.
"Herkes ne diye elinden geleni yapsın ki? Düzeldi sonuçta, düzeldi değil mi? Bırakmaz o bizi. Ne diyorsun hyung?"
"Jeon, anlıyorum ama sakin olman gerek."
Saçlarımı karıştırarak derince bir nefes almaya çalıştım. Ama bu sadece çalışmakla kalmıştı.
"Ne oldu hyung?! Ne?!"
"İç kanaması başladığı için ameliyata aldılar. İki saattir ameliyatta."
Gözlerimden yaşlar tekrar ve tekrar düşmeye başladığında Yoongi hyungda kalkanlarını indirerek gözyaşlarını serbest bırakarak bana sıkıca sarılmıştı.
O da dayanamıyordu. O da güçlü kalamıyordu artık.
" Hyung yalvarırım bir şey yap."
" Yapamıyorum Jeon, bu sefer olmuyor. Elimden hiçbir şey gelmiyor."
Sanki acım dinecekmiş gibi dahada sıkı sarıldığımda o da artık hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.
"İlk defa hiçbir şey yapamıyorum, Jeon. İlk kez."
Kapı açıldığında ve Hoseok hyung içeri girdiğinde harap olmuş yüzünde varlığını koruyan tebessümüyle bize baktı.
"Ağlamayın artık. Kalkında dua edin."
Yoongi hyung gözyaşlarını silerek geriye çekildiğinde ben hâlâ aynı salaklığımla ağlamaya devam ediyordum.
"Var mı bir haber?"
Hoseok hyung, Yoongi hyunga cevap olarak başını iki yana salladığında Yoongi hyung bana dönerek ayağa kalkmış koluma vurmuştu.
"Kalk hadi. Orada bekleyelim."
Yavaşça kalkarak ayakkabılarımı giyinmiş ikisinin peşinden ameliyathanenin önüne gelmiştim. Tüm üyeler yıkılmış şekilde kendi köşelerindeyken tam o saniyede ameliyathanenin kapısı açılmıştı. Tek sorun koşuşturan hemşirelerdi.
" Neler oluyor?"
Taehyung hyungun telaşla ayağa kalkmasıyla hepimiz soğukkanlı kalmaya çalışmıştık.
"Tamam sakin olun."
Yoongi hyungun tehditvari sesiyle hepimiz derin bir nefes almıştık.
"Tanrım ne olur, yalvarırım alma onu benden. Yalvarırım alma onu yalvarırım."
Mırıltım tüm koridora yayılırken hemşireler kan torbalarıyla koşturarak geri gelmişlerdi.
Hayır sakin olmalısın Jeon.
Kötü bir şey olmayacak.Saatlerce o kapının önünde yeri gelip ağlamış, geri gelip sinirden kudurmuş yeri gelip öylece beklemiştik.
Bu beklemenin sonunda doktor sonunda çıkmıştı. Tabi bizde avını bekleyen akbabalar gibi kafasına üşüşmüştük.