Grammy...En ulaşılmaz gördüğümüz o ödül töreni ve alamayacağımızı düşündüğümüz adaylıklar.
Sahi, ne hissetmemiz gerekiyordu?
Onun çaba ve emeğinin üstüne konarak kazandığımız bu başarı hakkında ne hissetmeliydik?
Nereden baksan sekiz yıl son bulmuştu ve bu sekiz yılın en büyük çabasını o sarf etmişti ama neden o bu çabasının karşılığını almıyordu?
Dynamite büyük bir devrim yaratmıştı.
Gizli silahlarını hep bize sürpriz şekilde kullanırdı Yoon. Sektörde hiç kimsenin başaramayacağı şeyleri başaran, kimsede bulunmayan yeteneklere sahipti. Peki niye kimsenin ondan haberi yoktu.
Makaleyi kapatarak donuk bakışlarımla olduğum yerde oturmaya devam ettim. Evin içi sessiz, karanlık ve soğuktu. Eski sıcaklığını kaybetmişti. Ne zaman geri gelirdi o sıcaklık ve coşku orası tam bir bilinmezliğin içindeydi...
Gözlerimden yaşlar akarken elimdeki telefonun bitmek bilmeyen bildirim sesleri yüzünden dikkatim dağılmış ekranı açmıştım.
Ailem, üyelerin ailesi, akrabalarım, arkadaşlarım ve daha nicesinin neşe dolu tebrik mesajları yankılanıyordu evde.
Ben neden mutlu olamıyordum peki?
Ekranda annemin aramasını görmemle gözlerim tekrar dolmuş aramayı cevaplamıştım. Telefonu kulağıma götürdüğümde onunda sessizliğe büründüğünün farkındaydım.
"Ne hissettiğini biliyorum."
Sakin ve derin sesine karşı gözyaşlarım düşmeye başlamıştı bile.
"Hak etmediğinizi düşünüyorsun."
Hıçkırıklarım istemsizce firar ederken üyelerin uyanmaması için kucağımdaki yastığa gömmüştüm yüzümü.
"Birtanem, ağlama. Yoon ağlamanı istemezdi."
İstemezdi...
"O hep buralara gelmeniz için verdi tüm mücadelesini. Böyle mi teşekkür edeceksin ona."
"Anne yapamıyorum. O orada öylece yatarken onun başarısına konmak gibi bir aptallık yapmak istemiyorum."
Annem ağlayan sesimi duyduğunda istemsizce o da ağlamaya başlamıştı.
"Kolay mı anne? Sekiz yıl eşek kadar yedi adamı, koskoca aptal bir şirketin yükünü omuzunda taşımak kolay mıydı onun için? On yaşında hiç bilmediği bir işte kendini bulurken bunca çabayı sarf edip kendini paralamak kolay mıydı onun için anne?"
Derin bir nefes vermiş öfkeyle saçımı çekiştirmiştim. Aptalın tekiydik. Koskoca aptalın teki.
"Bütün her şeyi biz rahata erelim diye yaparken içinde neler yaşadığını düşünmedik hiçbir zaman!"
İntihara kalkışan on bir yaşındaki bir kız çocuğunun bunca yükün altına girmesi miydi doğru olan? Biz koca insanlar bunlara katlanmakta zorluk çekerken o neler yaşamıştı?
"Hepimiz sorumsuzluk ettik. Biz ebeveynler her onunla görüştüğümüzde bize düşeni yapmalıydık. Tek suçlu sen değilsin ki anneciğim, yapma böyle lütfen."
Yoon verdiğimiz tatillerde hep içimizden biriyle gelirdi ki bu kişi genelde ben ya da Taehyung hyung olurdu. Ailesiyle görüşmekten hep kaçınırdı, görüştüğü tek kişi büyükannesi olurdu.
"Onun başarısı bu. O başardı bunları, biz değil."
Derin bir nefes verirken olduğum yerde diklenmiştim.