Jeon JungkookBelki son günümüzdür diye hiç düşünmemiştim.
Belki yarınımız olmaz diye de...Ama olmuştu.
Son günümüz, son saniyelerimiz peşi sıra olmuştu.Gözyaşları geçmişi geri getirmezdi.
Keşkeler çare olmazdı.
Elimizde olanın farkında olmazsak;
Getirdiği acının ilacı bulunmazdı.Ağlaya ağlaya ayrıldığım bu mezara buruk gülüşümle geri dönmemin hiçbir mantığı yoktu.
Neredeydi?
Tam burada.
Bu toprağın hemen altında."Güzelim?"
Elimdeki myosotis ve asterleri mezar taşına yaslı şekilde koyup elimi toprağına koymuş sanki hissediyormuş gibi, saçlarını okuyormuş gibi okşamıştım.
"Sensiz geçen içbir buçuk ay. Bence çok oldu. Stay Alive yayınlandı ve seni yaşatmak için elimden geleni yapacağım."
Derin bir nefes verip tebessüm ettim. Sanki yaşlarım akmıyormuş gibi...
"Güçlü olmak çok zor. Ne zamana kadar böyle olacak? Yoongi hyung bizden tamamen koptu. Seokjin hyung ne alemde belli değil. Hoseok hyung daha gülüyor, gülmeyi bırak odasından çıkmıyor. Jimin hyung yemek yemiyor, dün bayıldı. Taehyung hyung ona destek olmaya çalışıyor ama kendinin ondan bir farkı yok. Namjoon hyung bizi toparlamaya çalışıyor. Ben ne yapacağımı bilmiyorum Yoon."
Dişlerimi dudaklarıma geçirip kendimi tutmuştum.
"Senin videon işe yarar sandım. Ama daha da koptuk. Ne olacak şimdi? Bana bir yol göstersen olmaz mı sevgilim?"
Derin bir nefes verip sakladığım hıçkırıklarımı bırakmıştım. Dayanmak neden bu kadar zordu sensizlik?
"Elbiselerin, eşyaların. Hepsi bana verildi. Nasıl dayanayım Yoon? Buram buram kokunu taşıyan şeyleri elime verdiler, nasıl dayanayım?"
Kalbim dayanmıyordu.
Burada mezarının başında oturmak ölümle eş değerdi.."Sen yokken o kadar zor ki, toparlanmamız için Armyler kampanya başlattı. Bighit sabote edildi bizzat seni biası seçenler tarafından. Grup dağılmanın eşiğinde ve tek çaba gösteren Army. Elimizden tutacak kimse yok. Kimseninde birbirini kaldıracak gücü yok. Ne yapacağız Yoon? "
Sensiz olmuyor, olmayacakta...
" Tek yol senken, sende yoksun. Neye tutunacağım? "
Aniden önüme konan güvercinle yerimde sıçrarken kaşlarım çatılmıştı. Güvercinse başını sola doğru eğip bana bakmış paytak paytak yürüyerek yanıma gelmişti.
Elimin altına soktuğu başıyla gözyaşlarım dururken şaşkınca ona bakıyordum. Ardından bakışlarım yavaşça mezar taşına kaymıştı.
"Yoon?"
Güvercin'in başını okşayan elimi çekip onu iki elimle kavrayarak yüz hizama getirdim ve dolu gözlerimle gülümsedim.
"Özgürlük ve umut."
Yavaşça güvercini havaya kaldırmış gülümseyerek yukarı doğru atmış uçmasını sağlamıştım. Bir süre havada bana baktıktan sonra gitmişti.
Bense gülümseyerek güzelimin toprağına bakmıştım.
"Özgürlük tamam, sırada umut var sevgilim. Senin umudun. "
.
Şirkete girdiğimde direkt olarak pratik odasına gitmiştim. Çantamı kenara atıp pratiğe başlayan üyelere katılmıştım.
Herkes durgun ve sessizdi.
Olması gerekenden daha fazla.
"Gençler!"
Şarkının ardında duyduğumuz sesle hepimiz durmak zorunda kalmıştık. Taehyung hyung şarkıyı durdurduğunda hepimiz menajerimize bakmıştık.
"Nasıl olduğunuza bakmak istemiştim."
Hepimizin üstünde gezinen bakışlarını görmezden gelip elini tuttuğu ufak kıza bakmıştım.
"Bu kim?"
Sorduğum soruyla birlikte yere çömelip minik kızın elinden tutarak kendime doğru çekmiş bana gülerek sarılmasına karşı tebessüm etmiştim.
"Bizde bilmiyoruz. Ve biraz garip."
Kaşlarımı kaldırarak ona baktığımda o da bana bakmıştı.
"Garip olan ne?"
Sorduğum soruyla kaşlarını hafifçe çattı.
"Ablam bir iki hafta önce yurdun bir alt sokağında görmüş bu miniği. Üstünde bir tek kimliği ve biraz parası vardı."
Kız geri çekilip yanaklarımı sıktığında uzun saçlarını okşamış gülümsemiştim. O da gülerek burnumu tutup sanki gücü varmış gibi başımı iki yana sallamaya çalışmıştı. Burnumu kırıştırıp ona yardımcı olmak için başımı iki yana salladığımda bir yandan konuşmuştum.
"Neymiş bu cimcimenin adı?"
Üyeler bana güldüğünde bir yandan kızı sevmeye devam ediyorlardı.
"Sun Yoon."
Afallayarak ona baktığımda elini ensesine attı.
"Ne?"
Başını kendini tasdiklerce salladığında hepimiz duyduğumuzu sindirmeye çalışıyorduk.
"Evet. Kimliğinde öyle yazıyordu. Jeon Sun Yoon. Ama cidden, büyük tesadüf ya da büyük bir kader bu çocuklar. Çocuk şirkette vakit geçiriyor birkaç gündür ve..."
'Bir başka bedende geri dönersemde sakın şaşırmayın.'
Kıza şaşkınca baktığımda bana gülümseyerek el çırpmıştı.
" Çocuk bizimle kalacak "
Aniden dediğimle üyeler beni onaylayıp desteklemişlerdi.
" Ama Jungkook..."
"Çocuk bizim, hyung."
Ona sertçe baktığımda bir şey demeyerek başını sallamış cebinden çıkardığı kimliği bana uzatmıştı. Hızla kimliği aldığımda gerçekten isminin o olduğunu görmüştüm.
Jeon Sun Yoon bana tekrar yardım etmişti.
Ondan istediğim umudu bana yollamıştı.
O benim gerçekten yanımdaydı ve beni duyuyordu.Beni gerçekten bırakmamıştı...
.
.
.