3 - Gözler

592 41 18
                                    

Jungkook'dan

Sonunda eve geldiğimizde Jimin etrafı incelemeye başlamıştı. Bunu yerinde sabit durup bizi beklerken bile yapıyordu.

"Annemler, gece 10'dan önce gelmezler. Pizza sipariş edelim, isterseniz başka bir şey de söyleyebilirim size?"

Jimin ile birbirimize bakmış ve aynı anda kafa sallamıştık.

"Bunu evet olarak algılıyorum. Neli pizza söyliyelim?"

"Sucuk sosis salam mantar mısır!"

Bu sefer de Jimin ile aynı anda konuştuğumuzda Tae hyung bize öylece bakmıştı.

"İkinize de gıcık oluyorum. Odanıza gidin ve pizzalar gelene kadar inmeyin aşağıya. Gidin hadi!"

Jimin'i sırtından iteklediğimde Jimin Tae hyunga gözlerini kısarak bakmıştı.

Odama çıkacağımızda ise bu sefer de bana öyle bakmıştı.

Şimdi ise Jimin ile yatağımın üzerinde karşılıklı bağdaş kurmuş oturuyorduk...

"Jimin, niye bize öyle bakıyorsun?"

"Demedi deme."

"Ne?"

"Kesin."

"Jimin... seni anlamıyorum?"

"Gözler kalbin aynasıymış."

"Jimin! Kendine gelir misin!"

"Ha? Ne?"

"Neye demedi diyim? Kesin olan ne? Neden gözler kalbin aynası söyler misin?"

"Tae hyungun... sana garip bakıyor gözleri... sanki... neyse kapı çalıyor hadi aşağıya inelim."

Jimin tam odadan çıkacağı sıra kolundan tutmuştum.

"Jimin-shi söyler misin?"

"Bebeğim hemen doldurma o gözlerini. Yemeğimizi yiyelim söyleyeceğim tamam?"

"Peki o zaman."

Taehyung'dan

Yemin ederim şu ismi her neyse gıcık olmuştum ona.

Tip tip bakıyor bir de kore bozması!

AİSH NEDEN BU KADAR SİNİRLENDİM Kİ BANANE JUNGKOOKTAN

Neyse.

Bir de merdivenlerden kıvırta kıvırta iniyor.

Yemin ederim-

"Hyung. Hyung. Hyung. Hyung."

Kalbim...

Jungkook ellerini yakalarıma koymuş çekiştirerek bana minik minik hyung diyordu. Alttan bakıyordu ve... çok tatlıydı.

Dudaklarına yapışmamak için zor duruyordum.

"Efendim?"

"Pizza."

Pizzaları işaret ettiğinde saçlarını karıştırmış ve salona ilerlemiştim.

İkisine de pizzalarını verdikten sonra yapışık ikiz gibi oturan iki bedenin karşısına oturmuştum.

O sırada çalan telefon ile pizza kutusunu sehpaya bıraktım.

"Efendim Yoongi? Dinliyorum."

Demem ile Jungkook Jimin'in omzuna okkalı bir yumruk savurmuş ve başı ile beni işaret etmişti.

Konuşmam bittiğinde ikisine dönmüş ve pizzamı sehpadan almıştım.

"Öhöhöm hyung?"

"Efendim?"

"Öhöhöm Yoongi hyungun öhöhöm sevgilisi öhöm var mı ÖHÖHÖM!"

"JUNGKOOK!"

Tek kaşımı kaldırarak, yalandan öksürüp sorduğu soru ile ona bakmıştım.

"Sanane Yoongi'den? Yemeğini ye."

"Bu var demek mi?"

"YOK JUNGKOOK YEMEĞİNİ YE DEDİM!"

"Ö-özür dilerim.."

İstemsizce yüksek çıkan sesim, Jungkook'un ağlamasına sebep olmuştu.

Tamam, kabul ediyorum. Sikik bir insandım.

Jungkook'un yanına gittiğimde onu Jimin'den kurtarıp kucağıma almış ve koltuğa geri oturmuştum.

Jungkook ise "bağırma bana-" diyerek ağlıyordu...

O sırada Jimin, ne zaman çaldığını anlamadığım telefonu yanıtlamış ve yüksek sesle konuşmaya başlamıştı.

"EFENDİM ANNE?! TAMAM GELİYORUM BEKLEYİN! kusura bakmayın kurbağam doğuruyor da girmem gerek."

Demiş ve hemen evden çıkmıştı.

Jungkook ise hâlâ ağlıyordu kucağımda..

Ellerim yanaklarına gittiğinde yavaşça, zarar vermemeye çalışarak silmiştim ıslaklıkları.

Tuttuğum yanaklarından bana bakmasını sağladığımda gözlerini tekrar silmiştim.

"Jungkook bağırmak istememiştim özür dilerim."

"N-neden y-yoongi'yi s-sormama o-o k-kadar t-tepki g-gösterdin k-ki? S-sadece j-jimin'e y-yardım e-ediyordum."

Jimin, Yoongi'ye mi yanıktı?

Her şeyi berbat etmiş, üstüne Jungkook'u da ağlatmıştım...

"Güzelim ağlama ama. Ben sen Yoongi'yi kendine- aman neyse ağlama bebeğim."

"A-ama-"

"Jungkook ağlama lütfen."

"Ş-şey...-"

Konuşmasını tamamlayamadan kollarını boynuma sarmış ve bana sıkıca sarılmıştı.

Bunu beklemediğim için afallasam da daha sonra ben de kollarımı beline sarmış ve onu kendime daha çok çekmiştim.

"Teşekkür ederim hyung."

Bir şey dememiş ve sarılmaya devam etmiştim.

Yemin ederim beli incecikti...

Kokusu, bir denizden daha ferahlatıcıydı.

Boynunun o güzel kokusu, okyanusun dibi gibi kokuyordu... eşsizdi.

Yumuşacık bedeni, ve minik elleri beni benden alıyordu.

Jungkook, beni benden çok fena alıyordu..

반 자매애 |+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin