9 ay ne amk.
Neyse nabersinizz??? (Ne yüzsüzüm amk.)
Neyse hadi başlayalım. (Bölüme adaptasyon sağlamak için fici baştan sona tekrar okumanız veya bir önceki bölümü okuyup yükselmeniz önerilir. İyi okumalar dilerim.
Bu bölüm, ❗️fazlasıyla❗️bir takım uygunsuz (🔞) sahneler içermektedir. Rahatsız olacaklar diğer bölüme geçebilir.
(Bu bölüm yalnızca smuttur.)
Taehyung'dan
"Pardon güzelim, kendime hakim olamadım. Ama bu pozisyonda durursak 2. Tura geçebiliriz.."
Gözlerimi kapatmış nefesimi düzene sokmaya çalışıyordum ki, Jungkook penisim hâlâ içindeyken üzerimde dikleşmiş ve resmen zıplamaya başlamıştı.
İlk baş girdiğim şoktan çıkamasam da, hızla yattığım yerden doğrulmuş ve kalçalarından tutarak yataktan kalkmıştım. Ve bu sürede Jungkook, sürtünürken zıplamaya devam ediyordu. Ve bunu nasıl yaptığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
"T-teyung!"
"Söyle bebeğim. Ve zıplamayı kes. Küvette devam edersin."
Kalçaları tamamiyle kasıklarıma değdiğinde omuzlarımdaki ellerini boynumda birleştirerek alnını omzuma yaslamıştı.
Küvet suyla dolarken, sızlanmaları asla bitmiyordu. Kendi kendine kulağımın dibinde inliyor, bazense kasıklarıma sürtüyordu kendisini.
Küvetin dolmasına az kalmışken Jungkook, öyle bir sürtünmüştü ki anlık penisim içinde kırılacak sanmıştım. Bu hareketliyle banyoya derin bir inleme bırakmış, ellerimin izini çıkarmak istercesine kalça yanağını sertçe sıkmıştım. Hızla yüzünü gömdüğü boynumdan kaldırmış göz göze gelmemizi sağlamıştı.
"Hiih! Teyung çok çok özür dilerim! Kendimi çok kaptırdım! İyi misin!? Çık Teyung çı-"
Elleri yine omzumu bulduğunda kendi kendine konuşurken beni içinden çıkartmaya çalışıyordu. Fakat kucağımda olduğundan bunu yapamıyor, yalnızca kalçaları altındaki kollarıma bakıyordu.
Hızla küvete girerek oturmuş ve kollarımı kalçalarından çekerek bedenini kasıklarım üzerine düşürmüştüm.
Anlık kayan gözleriyle bedeni geriye doğru savrulsa ve beli kıvrılsa da kollarıma tutunmuştu.
"Daha fazlasını istiyorsan zıpla. Gözlerini gözlerimden çekmeyeceksin."
Yutkunduğu anda boğazında oynayan adem elması ile havaya bir siktir savurmuş, zıplamaya başlaması ile "siktir"im inlemeye dönüşmüştü.
Cidden bu çocuk hiç mi yorulmamıştı?
"J-jungkook yava-"
Anında dudaklarıma yapışması ile başım geriye düşmüştü. Kucağımda yükselerek az öncekinden daha hızlı zıplamaya başlarken beni aynı hızda öpüyordu. Ellerimi kalçalarının altına koyduğumda zıplamasına yardım etmiştim.
Suyun içinde olmamızın verdiği kayganlıkla, çıkan sesler ikimizi de daha da azdırsa da penisimin genişleyen deliğinde suyun etkisiyle daha kolay kaymasını hissetmek benim başımı döndürdü kadar tahminimce Jungkook'un da döndürüyordu.
Dudağımı ısırmasıyla hızla ondan ayrılmış, başımı küvetin kenarına yaslayarak tüm odağımı sıcak duvarlarına vermiştim.
Fakat Jungkook bana inat dudaklarını boynuma bastırmış ve morarmaya yüz tutmuş etimin morarmasını hızlandırmak ister gibi tekrar emiyordu.
İlk anki azgınlığı gitmemiş gibi deli gibi zıplıyordu. Bir yandansa boynumu sömürüyordu.
"Y-yavrum geleceğim."
"T-teyung çıkmak istemiyorum."
İma ettiği şeyi anladığımda belini okşadığım sırada, içine gelmiştim. Ve Jungkook, benimle birlikte göğsüme patlamıştı. Suyun içinde yavaşça beni içinden çıkarttığında yavaşça kucağıma oturmuş ve kollarını boynuma sarmıştı.
Kendimi kalçaları arasında hissetmemi göz ardı ederek kollarımı beline sarmıştım. Birkaç defa boynundaki morlukların üzerinden narince öptüğümde Jungkook kıkırdamıştı.
"Teyung hadi yıkanıp çıkalım. Benim uykum geldi."
"Olur miniğim."
Oturduğu için her şeyden bihaber olan Jungkook, yıkanmamız bitince küvetten çıkmak için yeltendiğinde anlamıştı bazı şeyleri. Bu yüzden bacakları deliğinin sızısıyla güçsüz düşmüş ve kendisini yere düşürmüştü.
Anlık minicik çıplak bedeninin yerde oturmasına gülsem de, bunu ona göstermeden yanına ilerlemiş ve bedenini kucağıma alarak odamıza ilerlemiştim.
"A-acıyor..."
"Biliyorum yavrum, biliyorum bebeğim. Giyinelim, kremini süreceğiz tamam mı? Az sabret."
"Tamam Teyung. Şey... beni sen giydirir misin?"
"Zaten ben giydireceğim."
Onu yatağa oturur pozisyonda bıraktığımda elleri ile yataktan destek alarak kalçası üzerine fazla yük vermemeye çalışıyordu. Buruşturduğu yüzünden canının ne kadar acıdığını tahmin edebiliyordum.
"Hiç yüzünü buruşturma. Zıplayıp beni azdıran sendin."
"Teyung sus."
"Yavaşlamanı söyledim. Dinlemeyip öpen de sendin."
"Teyung susar mısın bi?"
"Ne o? Yoksa yine mi öpersin bebek?"
Gözlerini gözlerimden kaçırmış, oturduğu yerde kıvranmaya devam etmişti.
Dolaptan aldığım takımlarla önünde eğilmiştim. Bacaklarından geçirdiğim baksırla gözlerini ellerime dikmişti. Benimse tek dikkatimi çeken şeyler; boynunu, göğsünü, karnını ve hatta bacaklarının arasını bile kaplayan izlerimdi.
"Jungkook... şu an bir sanat eserinden farksızsın. Ama ben bu sanat eserine paha biçemem. Sen ve izlerim paha biçilemeyecek kadar kusursuzsun be güzelim."
"Teyung. Edebiyat yapma ölüyorum acıdan!"
Baksırını kalçaları altından geçirirken kıkırdamış ve son kez uyluklarından öpmüştüm.
"Hakettin. Bu kadar tapılası olup beni azdırmayacaktın."
Yazım yanlışları için özür dilerim.
Nasıldı? Uzun aradan sonra?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
반 자매애 |+18|
FanfictionKim Jungkook, 16'sı bitmek üzere olan bir çocuktur. 16'sının bittiği yaz (yani bu yaz) Kim Ailesi tarafından evlat edinilir. Doğduğundan beri hep bir abisi olmasını isteyen Jungkook, Kim Ailesinin tek çocuğu olan, kendisinin de hyungu olan Taehyung'...