Jungkook'dan
Az önce utanmadan hyunga sarılsam da şu an utanıyordum ve kendimi hyungdan çekmeye çalışmıştım.
Hyungdan ayrıldığımda hâlâ kucağında oturuyordum ve bana aynı, soğuk ifadeler ile bakıyordu.
Utanıp göğsüne baktığımda , ellerimin de göğsünde kaldıklarını fark ettim fakat ellerimi oradan alamıyordum.
Galiba belime yerleşen ellerinden dolayı kaskatı kesilmiş olabilirdim...
"Jungkook bana bak."
"Hm?"
Tamam. Çok utanıyordum.
Hyungum ile bu kadar yakın olmak beni utandırmıştı..
"Jungkook bana bak dedim."
Bakışlarım yavaşça yüzüne tırmandığında öylece bana baktığını fark ettim.
"Utandın mı sen?"
"Y-yoo."
Ne yani? Bir de bu durumda evet mi deseydim? Üstelik daha yeni ağlamıştım ve nedense hâlâ kurumamıştı yanaklarım.
Sanki hyung bunu anlamış gibi parmakları çenemi tutmuş ve usulca başımı yukarı kaldırarak ona bakmamı sağladıktan hemen sonra yanaklarımı elleri ile kavramıştı.
Ben alık alık hyungun yüzüne bakarken o, baş parmakları ile yanaklarımı silmişti.
"Yumuşacıksın..."
Söylediği şey içimi gıdıklarken sol yanağımdaki eli yavaşça aşağılara inmiş, ve parmağı, bu sefer de dudağımın altındaki beni okşamıştı.
"Eşsizsin..."
Söylediği şeyler beni bir tek utandırmaya yetmezken, karnımı da bir hoş ediyordu. Ve rastgele dokunduğu yerlerim, elinin çekilmesi ile yanmaya başlıyordu.
Galiba sevilmek buydu..
Tamam Jimin de beni seviyordu ama... bilmiyorum o bana dokunurken asla böyle hissetmemiştim...
"Bu perşembe saat 8 ile 10 arasında grubumuzun düzenlediği ufak çaplı bir konseri var. Katılıp beni izlemeni çok isterim Jungkook.."
"Seni mi..?"
"Aslında sadece beni değil. Hepimizi. Ama dikkatinin bende olmasını tercih ederim."
"Jimin'le gelebilir miyim?"
"Kendin bilirsin. Gel de sen.."
"Gelirim hyung! Ya peki konumlarınız nedir?"
Taehyung'dan
"Ben ve Jin hyungun gitaristiz. Jimin'in Yoongi hyungu ise bateristimiz. Hoseok hyungun orgda iken Namjoon hyungun da lead vokalde. Jin ve ben de vokaldeyiz."
"Hmm harikaymış. Peki ya şarkıları genellikle kim yazıyor? Hep sen mi yazıyorsun?"
"Genelde ben yazarım ama sıkıştığım bölüm olursa Yoongi'ye soruyorum."
"Anladım! Seni izlemek için geleceğim."
Yıllardır kimse için atmayan kalbim yeniden filizlenmiş gibi hissediyordum.. sanki kireçleri parçalanmış ve o paslanmıs kalbim filizlerle donanmış gibiydi..
"Perşembe 7 değil mi? Nerede?"
"Okulun arka bahçesinde."
"Ah harika! Tamam. Peki.. nasıl giyinmem gerek?"
"Ne giyersen yakışıyor zaten istediğini giyebilirsin Jungkook."
Aklımdan geçenleri direkt söylemem ile Jungkook tekrar utanmış ve göğsüme bakmaya devam etmişti.
"Uyuyalım mı artık?"
"Olur hyung."
Jungkook kalkmak için yeltendiğinde onu hafifçe kalçalarından tutarak kucağıma almıştım.
Ellerim... minik kalçalarını kavramıştı...
Ve Jungkook sanki bundan utanmış gibi yüzünü boynuma gömmüş ve kollarını da boynuma sarmıştı.
"H-hyung-"
"Yorulma sen güzelim zaten yeteri kadar uykun geldi."
Odasına gireceğim sırada benden ayrılarak göz göze gelmemizi sağlamıştı.
"H-hyung b-beraber u-uyuyabilir m-miyiz?"
Siktir... kalbim...
"Uyuruz güzelim. Gel bakalım."
Yönümü odama çevirerek kapıyı açmıştım.
Jungkook'u yatağıma bırakmış ve yanına yatmıştım.
"İyi geceler güzelim."
"H-hyung"
"Efendim?"
"B-bana s-sarılır m-mısın?"
Jungkook'u kendime çekerek göğsüme yasladığımda kollarımı beline sarmıştım.
Galiba bugün, en mutlu günümdü...
"Oldu mu bebeğim?"
Yüzünü gömdüğü göğsümden ayırmadan başını sallamış ve uyumaya başlamıştı.
Kalbi... çok hızlı atıyordu.
Uyuduğunu anladığımda saçlarını okşamış ve derince soluyarak öpmüştüm.
Bu gece ben asla uyumamış, sadece Jungkook'u izlemiştim..
Kahretsin ki uyurken bile güzeldi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
반 자매애 |+18|
FanfictionKim Jungkook, 16'sı bitmek üzere olan bir çocuktur. 16'sının bittiği yaz (yani bu yaz) Kim Ailesi tarafından evlat edinilir. Doğduğundan beri hep bir abisi olmasını isteyen Jungkook, Kim Ailesinin tek çocuğu olan, kendisinin de hyungu olan Taehyung'...