8 - Bacak

474 34 43
                                    

Taehyung'dan

İçeriye geçtiğimde tüm aile bireyleri ve bebeğim oturmuş beni bekliyorlardı.

"Tamam. Taehyung da geldiğine göre artık söyleyebiliriz sanırım?"

Annemin konuşması ile babam kafa sallamış ve bize dönmüştü.

"Jungkook. Taehyung. Biz gidiyoruz..."

"Ne?! Nereye?!"

Ani çıkışım ile babam şaşırsa da sözüne devam etmişti.

"2 aylığına Almanya'ya gitmemiz gerek. Telefon işimiz tahmin ettiğimizden çok büyüdü ve bir süre oradaki şirketin başında durmamız gerek. İdare edebilirsiniz değil mi?"

"Ederiz baba. Okula da gideriz. Siz merak etmeden gidebilirsiniz. Hatta şimdi gidin. Ne zaman gidiyorsunuz? Hadi gidin."

"Oğlum sen de bizi göndermeye ne meraklıysan. Ne yapacaksın Jungkook'u mu ağlatıcaksın yavrum sakın dokunma oğlumuza!"

"Öyle bir ağlatacağım ki onu tekrarlamamı isteyecek-"

"Ne? Biraz yüksek sesle söyler misin Taehyung?"

Annemin dediğine neredeyse fısıldar tonda cevap vermiştim ve annem bundan nefret ederdi.

"Ne zaman gidiyorsunuz demiştim."

"Uh. Bu gece 4 te uçağımız."

"Anladım.. anladık yani."

Bir süre daha konuşmuştuk. Biz uyumak için odalarıma gittiğimizde, saat 3 civarı annemler de gitmişti.

Peki, şimdi başlayabilirdik!

Odamdan sessizce çıktığımda gıcırdayan zemini önemsemeden Jungkook'un odasına girmiştim sessizce.

Gördüğüm görüntü ile bir süre sadece baka kalmıştım.

Jungkook'un başucunda duran gece lambası odaya loş bir hava katıyordu ve...

Tanrım? Napıyordu o?

Jungkook, battaniyenin altına tamamiyle girmiş ve aşağılarda bir yerlerde bir şey durmadan hareket halindeydi. Bu hareketten dolayı da battaniyesi bir noktada durmadan aşağı yukarı inip kalkıyordu.

Bir de Jungkook, acı çeker gibi bir ses çıkartıyordu...

"J-jungkook."

Hareket halindeki eli saniyelik durduktan sonra tekrar hareketlenmiş ve Jungkook'un o yalvarırcasına çıkan sesini duymuştum.

"T-teyung! B-bir d-dakika a-ah hadi a-ama!"

Koca bir siktir çekmiş ve sonuna kadar açtığım gözlerim ile yataktaki yatan bedene ilerlemiştim.

Battaniyeyi hızla kaldırdığımda...

Jungkook, bacağını yukarı kaldırmış ve iç kısmındaki oluşan minik kabarcığı kaşıyarak şişirmiş ve büyütmüştü.

Beynimin algıladığı şeyden kendim utanmıştım...

"Bebeğim ne oldu buraya?"

"T-teyung. S-sivri sinek var! H-her yerimi ısırdı b-bak!"

Kollarını ve göbeğini gösterdiğinde kıkırdayıp öpmüştüm minik göbeğinden.

"Bebeğim bu gece yanında yatayım.  Bakarım hem, sivri sinek var mıymış diye hm?"

Jungkook yana kaydığında hızla yanına yatıp onu kendime çekerek birleştirdiğim ellerimi karnına koymuştum.

Ensesine bir öpücük kondurduğumda kendisini kaşıdığını, o haşırdama sesinden anlamıştım.

"Jungkook kaşıma."

"Ama kaşınıyor!"

"Neren kaşınıyor güzelim?"

"Bacağım..."

Açtığı bacağının iç kısmı ile gülümsemiş ve dudaklarımı oraya yaklaştırarak sivri sinek ısırığını minicik yalamıştım.

"H-hyung-"

"Bebeğim anneannem derdi. Tükürük kaşıntıyı alırmış. Hadi uyuyalım hm?"

Jungkook arkasını döndüğünde onu bedenime yaslamış ve boynundan yayılan güzel kokusunu koklayarak uyumuştum.

Ve anlamıştım ki, Jungkook bu gece uyuyana kadar kaskatı kesilmiş ve titremişti..

반 자매애 |+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin