Gözlerimi açtığımda Chan hyungun stüdyosundaydım. Daha çok oda diyorlardı, sürekli aynı stüdyoyu kiraladığından dolayı.
Bugün Chan hyungun odasında uyuduğuma inanamıyordum. Hatta onunla konuştuğuma, arkadaş olduğumuza bile inanamıyordum. Yüzüne dahi bakamıyordum.
İşi vardı sanırım, çok dalmış gibi duruyordu. Bölmek istemiyordum ama en azından bir merhaba diyebilirdim. Günaydın mı desem? Hava hala kararık, günaydın biraz komik olabilir. Beni aptal gibi görmesini istemem. En iyisi sadece seslenmek.
"H-hyung?"
Kahretsin ki yine kekelemiştim. Bu gidişle daha da aptal görünüyordum. Yine yüzümün kızardığını hissederek kafamı eğdim.
"Uyandın mı? Ben de tam besteni bitiriyordum."
NE DEDİ O AZ ÖNCE?!! BESTEM?? BENİM BESTEM?! SAKİN OLMAM GEREK. SAKİN OL LİX.
"BESTEM Mİ?!"
Allah kahretsin gerizekalı, bir şeyi de aklından geçirdiğin gibi yap.
"Evet. Senin aylık değerlendirmen için küçük bi taslak hazırlıyordum."
Önümde duran o kocaman ekranlara göz gezdirdim. Ama... O NE ÖYLE. HANİ KÜÇÜK Bİ TASLAKTI?!
"HYUNG KÜÇÜK DEMİŞTİNİZ?! YAKLAŞIK 5 DAKİKA BU. NERESİ KÜÇÜK?!!"
Cümlemden sonra sesli gülmüştü.
"Neden gülüyorsun? Yanlış bir şey mi söyledim?"
"Hayır hayır."
gülmekten akan gözyaşlarını silerken söyledi.
"Sadece, tepkin komiğime gitti ve... siz demene gerek yok. Bunu konuşmuştuk.""Özür dilerim Channie hyung. YANİ CHAN HYUNG DEMEK İSTEDİM."
Yine aptallık yine rezillik resmen. Chan hyung bunun üzerine daha da çok gülmüştü. Ben ise daha da kızarıyordum.
"Felix.. Ağlatacaksın beni.. AHAHAHAH!"
Gerçekten aptalsın Lee Felix, bravo.
"Neyse tamam. İyiyim. Soruna gelirsek, evet senin besten. Şirket aylık değerlendirmelerde iyi performanslar istiyor, biliyorsun. Yani, senin performansların kötü demek istemedim. Dansın çok akıcı. Her adımın dikkat çekici ve keskin. Rap ve vokal tonunun zıtlığı mükemmel. Telaffuzun da anlaşılıyor, sıkıntısı yok. Demem o ki çok yeteneklisin. Sadece çıkış grubu için güçlü ve öne çıkan performanslar istiyorlar. Ayrıca bu sadece bir taslak. O yüzden şimdilik 5 dakikaya yakın. Düzeltmeler yapıp 1.5-2 dakikaya indirmeyi düşünüyorum. Ayrıca pratik odasında dediğim gibi, hiçbir yere gitmiyorsun. Ben çalıştıracağım seni. Yeteneğini boşa harcayamazsın. "
Hayranı olduğum adamdan duyduklarım... Asıl yetenek abidesi olan o insan... Bana bunları söylüyordu. Üstelik ben çıkış yapabileyim diye beste hazırlıyordu. Minnettarlığım ve hayranlığım büyürken aklıma takılan tek soru, performanslarımı mı izlemişti? Yeteneğimin olduğunu neye göre söylemişti? Çıkış grubunun lideri olduğu için performans videoları onda vardı. Ama neden beni izlemişti... Tamam abartmayalım başkalarını da izlemiştir. Sonuçta takımına girme olasılığı olan stajyerlerin potansiyellerini ölçmesi gerekiyordu öyle değil mi..?
Çok duygulanmıştım. İlk defa Chan hyungun gözlerinin içine bu kadar uzun bakabilmiştim. Gözleri, onlar çok güzeldi. Bir süre sonra gözlerim dolmaya, çenem titremeye başladı. Kahretsin yine ağlıyordum.
"Yongbok... Yanlış bir şey mi söyledim? Neden ağlıyorsun?"
Burnumu çekerken gözlerimi gözlerinden kaçırdım. Yine utandırıyordum kendimi. Hep de hayranı olduğum adamın önünde oluyordu bunlar. Yine kafamı eğdim ve cevap verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOT COINCIDENCE {chanlix}
FanficFelix stajyerliğe başladığından beri Bang Chan'a hayrandı. Bunun hayranlıkla kalmadığını anlaması uzun sürmedi. Fakat Felix'in aksine, Chan'ın duygularını anlaması fazla uzun sürdü ve doğruyu söylemek gerekirse, zamanlaması biraz kötüydü. Peki, zama...