bölüm adından da belli olduğu gibi kriz mevcut.
anksiyete veya panik atak krizi diyebiliriz.
başlangıç ve bitiş için işaret koyacağım.
keyifli(...) okumalar.♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
"Bu bir şaka, öyle değil mi?"
Jisung duyduklarına inanamaz bir şekilde konuşmaya devam ediyordu.
"Ne demek yalandı? Siz, siz kafayı sıyırmışsınız."
Ellerini saçlarına geçirdi etrafta turlarken. Arkadaşlarının ruh eşi dedikleri sevgilisi gibi, o da deliye dönmüştü.
"YA SİZ DELİRDİNİZ Mİ? PLAN DEDİĞİNİZ ŞEYİN NE OLDUĞUNUN FARKINDA MISINIZ? BU, BU FELİX BİR DE!"
Changbin dayanamadı ve konuştu.
"Ji, sakin olur musun lütfen? İlk olarak Chan hyungu suçlama, her şey benim başımın altından çıktı. Ayrıca bak, işe yarayacak diyoruz, Seungmin bile dedi. Bize inanmak zorundasın."
"Zorunda falan değilim! Ne yaptığınızın farkına varın! Ya ayrıca, SİZCE İŞE YARAYIP YARAMAMASI ÖNEMLİ Mİ?! BU YAPTIĞINIZ DELİLİK!"
"Bebeğim, sakin ol lütfen."
"NE DİYORSUN MİNHO?! NASIL SAKİN OLAYIM?! ASIL SEN NASIL SAKİNSİN? YA BEN Mİ ABARTTIM ANLAMIYORUM Kİ!"
Aklı almıyordu Jisung'un. Nasıl yaparlardı böyle bir şeyi, aklı almıyordu. Kimse için yapılmamalıydı, saçmaydı. Ama eğer bu kişi Felix ise, bu daha da saçmaydı. Saçma demek az bile kalırdı, aptallıktı bu. Tek kelimeyle aptallık. Felix çok narindi. Arkadaşının bu süreçte ihtiyacının olduğu kişiler onu kandırıyordu. Çok sinirliydi Jisung, herkes gibi çok sinirliydi. Aynı zamanda kırgındı da. Meleğine yapılan bu saçmalık ona yapılmış gibi hissettiriyordu.
Canı acıyordu Jisung'un, kalbi ağrıyordu. Lanet etti kendine bir kez daha. Fazla düşünüp fazla empati yapıyordu yine. İstemsizce yaptığını biliyordu. Engelleyemiyordu kendini, engelleyemezdi de. Biliyordu tüm bunları. Yine de bir kez daha nefret etti bu huyundan, alışkanlığından, kendinden.
"Jisung biliyoruz, aptallık ettik. Keşke yapmasaydık ama yaptık bile. Geri dönemeyiz. Bu aramızda kalmalı."
Bu sırada kimin aradığına bakmak için cebinden çıkardı Jisung çalan telefonunu.
"Chan hyung haklı Ji. Kimseye söylememen lazım, lütfen."
Kaçıncı şokunu geçirdi Jisung, sayamadı. Duyduklarının üstüne bir de tüm bunları saklamasını, onlara ortaklık etmesini istiyorlardı. Jisung arkadaşlarından bir şey saklamazdı, özellikle Felix'ten hiçbir şey saklamazdı. Şimdi ise ona gelip susmasını, konuşmamasını söylüyorlardı. Nasıl saklayabilirdi meleğinden böyle bir şeyi? Nasıl yüzüne bakabilecekti bu gerçeği bilirken? Onun planı bu değildi. Felix'le birlikte yapacaklardı araştırmalarını. Dedektif olacaklardı beraber. Her şeyi biliyorken, nasıl yapacaktı bunu Felix'e? Nasıl olacaktı da her şeyi biliyorken onunla birlikte öğrenmeye çalışacaktı, bilmemezlikten gelecekti? Hayır, bunlar çok fazlaydı Jisung için. Yapamazdı. Kime olursa olsun yapamazdı böyle bir şeyi.
⚠️
Bu düşüncelerinin üstüne Felix'in araması hiç iyi olmamıştı. Gerçekler ekrandaki 'Çilli Civciv🐥' yazısıyla daha sert vurdu yüzüne. Kalbindeki ağrı artmaya, nefesi daralmaya başladı. Söylemezse bu yükle bir dakika bile yaşayamazdı. Söylerse meleğinin ne kadar üzüleceğini düşündü, yapamazdı.
Nefesleri iyice düzensizleşti Jisung'un, nefes alamaz duruma geldi. Dolu olan gözlerinden yaşlar hızlıca akmaya başladı. 'Hayır, şimdi olmaz' dedi içinden. 'Şu an olmaz.' Kriz geçiriyordu Jisung. Kriz geleceğini anladığı anlarda iyice odaklanır ve kendini sakinleştirirdi, önlemeyi başarırdı. Fakat bu sefer anlamamıştı sinirinden, gelmişti en büyük korkusu. Sinir ve telaşla yere fırlattı telefonunu. Felix'i uzaklaştırdı kendinden, o anki aklınca.
![](https://img.wattpad.com/cover/343303410-288-k688427.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOT COINCIDENCE {chanlix}
FanfictionFelix stajyerliğe başladığından beri Bang Chan'a hayrandı. Bunun hayranlıkla kalmadığını anlaması uzun sürmedi. Fakat Felix'in aksine, Chan'ın duygularını anlaması fazla uzun sürdü ve doğruyu söylemek gerekirse, zamanlaması biraz kötüydü. Peki, zama...