Gözlerimi yavaşça aralamaya çalıştım. Çalıştım çünkü beyaz bir ışık gözlerimi kör ediyordu! Gözlerimi sımsıkı kapattım.
"Darbeden dolayı değil çok korktuğu için bayılmış. Doktor ile konuştum. Birazdanda uyanırmış." Dedi Emir.
"Ohh çok şükür. Onu bulmuşken tekrar kaybedemezdik." dedi mervo. Samimiyetsiz!
"Geçti işte hayatım." dedi kene.
"Işık." diye mırıldandım en sonunda. Dudaklarım o kadar kuruydu ve yapışmıştı ki açamamıştım. Birisi geldi ve tepemdeki ışığı kıstı.
"Allahım çok şükür ölmedim." Dedim ve elimle vücudumun parçalarını kontrol ettim. Tek parçaydım.
"Su." diye mırıldandım bu seferde. Emir boynumdan tutup beni hafif kaldırdı ve su içirmeye başladı. Kana kana suyu içtim ve geri yattım. Odada sadece Emir, Merve ve Kene vardı. Diğerleri evdeydi büyük ihtimalle. Zaten nefret ettikleri biri neden umurlarında olsun ki? Mervede zorla duruyordur zaten! Kocasına yaranmak için.
"Kızım nasılsın? Bir yerin ağrımıyor değil mi?" Dedi Kene.
"Yok." Dedim.
"Ben doktara haber vereyim gelsin kontrol etsin bi." Dedi ve odadan çıktı Emir. Ardında da Kene işe gitmek için odadan çıktı. Odada sadece Mervo ve ben kalmıştık.
"Ben niye bayıldım?" Dedim. En son Elçin boku yüzünden kavga ediyorduk. Kapı çaldı. Açtım. Ve bomba vardı!
"Diğerleri öldü mü yoksa?!" Dedim saklayamadığım heyecanımla. Evet heyecanlandım çünkü işime gelirdi. Dünya birkaç tane pislikten kurtulurdu.
"Bomba patladı mı?!" Yeni bir soru yönelttim.
"sakin! O kutu bir bomba değilmiş. Sana gönderilmiş. Kimden olduğunu bizde bilmiyoruz ve açmadık. Masanın altına girincede Elçinin kedisi ayağını ısırdı sende kafanı vurup bayıldın." Dedi. Anaam kız neler olmuş böyle bana. Ve bana kim kutu gönderdi ki?
"Ayrıca Eda da bizim evde. Seni bekliyor." Dedi Mervo. Ardından odanın kapısı açıldı. Bir adam ve Emir geldi.
Doktor muayene edip odadan çıkmıştı ve taburcu olabileceğimide söylemişti. Şuan Merve hanım işlemleri hallediyordu Emir ve bende hastane koltuğuna oturmuş onu bekliyorduk.
"Hadi çocuklar hallettim gidebiliriz." Dedi Mervo. Beraber hastaneden çıkıp bir arabaya bindik. Eve gelmiştik. Acaba o kutu kimdendi.
Beraber kapıya geldik ve zili çaldık. Kapıyı Eda açtı. Beni görür görmezde üstüme atladı. Onun sayesinde yere kapaklanmıştık.
"Ayı yavaş!" Dedim ve koluna vurdum.
"Korktum mal!" Dedi ve oda benim kafama vurdu.
"Ahh! Acıdı Eda mal mısın?" Dedim. Aslında acımamıştı ama biraz yalandan kim ölmüş?
"Yaa özür dilerim! Vallaha bilerek olmadı yaa. Çok özür dilerim Alyaa!" Dedi. Ölürüm lan ben buna.
"Şaka lan şaka! Gül diyeee. Eheheh." Dedim.
"Cidden acıdı sandım." Dedi ve elimden tutup beni kaldırdı. Beraber içeri girdik. Hiç salona uğrama gereği duymadan bana verdikleri odaya çıktık.
"Ohaa lan! Bu oda senin evin salonu kadarr!" Cidden öyleydi.
"Dimi. Çok güzel." Dedim ve giyinme odasına girdim. Ev sıcaktı. Yeşil şort, sweat takımımı giydim ve geri odaya döndüm.
Yatağa Edanın yanına geçtim.
"Eee şu Barış olayını anlat kızım! Çatlayacam." Dedi Eda heyecanla.
"Öyle işte." Dedim ve derin bir iç çekitim. Herşeyi baştan sona anlatmıştım.
"Sevgilisi olabilir mi ki? Öyle olsa bize söylemez mi?" Dedi Eda.
"Bilmiyorum Eda." Dedim.
"Peki birşey daha sorcam. Aslında sormaya korkuyorum... Yada vereceğin cevaptan." Dedi Eda.
"Sor." Dedim.
"Sen neden bayıldın ki? Onlar birşey yapmadı değil mi? Bak yaptılarsa söyle. Vallaha kaçırırım seni." Dedi.
Ona her şeyi anlattım yine..
"Vayy piçlerr. Ben o Erenide sikim Erayıda. Merve'ye boydan giriyim!" Dedi.
"Bende bende." Dedikten sonra kapı çalmıştı.
"Müsaitim." Dedim.
Odaya Mervo girdi ve "yemek yiyoruz!" Dedi tiksintili sesi ile. Vallaha çok açtım.
"Geliyoruz." Dedim ve Edaya döndüm.
"Bugün burada kalsana." Dedim.
"Olur! Şey ama önce anneme bir sorayım." Dedi. Başımla onu onayladım. Oda hemen annesine yazdı. Beraber odadan çıktıktan sonra yemek odasına gittik. Herkes oturmuştu. Eda ile bizde yan yana oturduk.
"Afiyet olsun." Kenan beyin konuşması ile herkes yemeğe başladı.
Kimseden çıt çıkmamıştı. Arada Elçinle göz göze geliyordum. Bana aşağılayıcı bakışlar atıp gözlerini deviriyordu. Senin gözlerini oyarım.
"Bir sorun mu var?!" Dedi Eda Elçine bakarak.
"No problems şekerim." Dedi Elço. Yarrağıma bak hele.
Eksikiusmiii?
Güldürme amk.
Yemeğim bitmişti. Gerçi pek birşey yememiştim. Evet hâlâ açtım ama fazlalık olduğum evde doya doya yememi beklemeyin. Şimdi gidicem ve dürüm sipariş edicektim.
"Afiyet olsun." Dedim ve masadan kalktım ardımdan Eda da "afiyet şeker olsun aşkolar." Dedi ve kalktı. Bazen aşko kuşko damarı tutuyor ve zaten bunları tassana yapıyor. Ciddi bir ortamda asla böyle değiliz meraj etmeyin.
"Kızım yaa ne hemen kalkıyon!? Doğru düzgün yiyemedim." Diye söylenerek peşimden gelemeye başladı.
"İki dene zurna gömeriz olur biter askim." Dedim.
"Senden mi?"
"Benden."
"Yes bee."
"Fırsatçı köpekk. Borcum vardıya sana mal!" Dedim ve kafasına vurdum.
"Unutmuşum ya ben onu." Dedi ve kıkırdadı.
Beraber odama geldik. Siyah kol çantamı hazırladım ve beraber odadan çıktık. Kombinimi değiştirme geriği duymamıştım.
Gayet düzgündü.Ayakkabılarımızı giyerken o kutsal ses duyuldu. "Nereye kızım?" Dedi Kene.
"Dışarıya." Dedim.
"onu fark ettim kızımda dışarıda ne yapacaksınız?" dedi kene.
"dolaşırız yaa." dedim.
"aynen kenan amca bize bişi olmaz zaten." dedi ve kapıyı açtı eda.
"peki. dikkatli olun. çok geç olmadanda eve dönün ayrıca telefonlarınızda açık olsun." dedi kene.
oldu paşam başka.
"aynen kenan beyciğim ondan." dedim ve kapıdan kendimi dışarı atıp kapattım.
"olm bu kene ne ya böyle. vay telefonun açık olsun vay geç gelme. oldu paşam başkaaa." diye söylenmeye başladı eda. bazen düşünüyordum, acaba karışmamış olsam bende kendini beğenmiş bir elçin olurmuydum?
olurdun.
dimi. şimdi elçininde hakkını yemeyelim. düşünsene eve hiç tanımadığın yamyamlara benzeyen bir kız geliyo ve ailenin bir parçası oluyor. ZORLA. Ona da hak vermek lazımdı.
eda ile beraber çarşıya inip en sevdiğimiz dürümcüye gelmiştik. adam edanın eniştesiydi. bu nedenle bize hem indrim yapıyor hemde daha bol koyuyordu.
hihihihihiii. (kötü gülüşü.)
dürümleri aldık ve hapurr huppurr bi güzel yedik.
.
.
.
.
.
.
.
Canım zurna çektiğğ😭😭😭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA İZİ (DÜZENLENECEK)
Teen FictionYüzünüzde kocaman bir yaranız olsa ve herkes size tiksinir gözlerle baksa nasıl hissedersiniz ? Ben hiçbir şey hissetmiyorum... çünkü bu bakışlara çok küçük yaşta alışmak zorunda kaldım... Bu hikâye yarışçı bir kız ve yıllar sonra tanıştığı ailesini...