Bir haftadır bu lanet yerdeyim. Hergün bana sadece iki lokmalık ekmek su ve üç zeytin veriyorlar. Bide hergün sebepsiz dayak yiyorum, gerçi hakan için benim yaşamam bile suç. Hakan o günden sonra beni hiç ziyaret etmedi. Etmesinde zaten!
Abimide çok özledim. Tam ben onu bulmuşken yine birbirimizi kaybettik.
Acaba beni arıyor mu?Tabii ki arıyordur salak!
Ne bilim? O kadar adamları falan var yani. Bir hafta boyunca bulamadıkları için bir sorguladım.
Kapım açılınca kafamı o yöne çevirdim. Odanın ışığı açıldı açıldı. Onu görünce bütün tüylerim diken diken oldu. Acıyan vücuduma rağmen zar zor ayağa kalkıp karşısında olabildiğince dik durdum. Sırıttı ve tam önüme gelip durdu.
"Kızım? Ahh yüzün ne kadar da çirkin olmuş... Ama eminim ki vücudun hâlâ güzeldir."
"Bana dokunamazsın! Buna bir daha izin vermem!" Tüm gücümle yüzüne tükürür gibi bağırdım.
"Şimdi zaten öyle bir şey olmayacak ama çok zamanımız olacak." Dedi ve göz kırptı. Midem bulanmaya başlamıştı. Bu hani felçti lan! Pars öyle demişti.
"Felç değilsin?"
"Beni araştırmışsın?"
"Neden felç değilsin?"
"O geçici olan birşeydi. Geçici felçlik... Düzelmem yıllarımı çaldı benden ve hepsi... HEPSİ SENİN YÜZÜNDEN!" Bir anda bağırarak boğazıma yapıştı ve bedenimi duvara yaslayıp dizini karnıma bastırdı. Acı ile inledim.
"Bunları sen kendine yaptın!" Karnımdaki dizi ve boynumdaki elleri yüzünden konuşmakta zorluk çekiyordum.
Benden ayrıldı. Yüzüme tiksinir gibi baktı ve üstünü düzeltip ellerini iğrenircesine pantolonuna sildi.
"Gel bakalım babana güzel bir video gönderelim. Özlemişlerdir seni!" Dedi ve cebinden telefon çıkartıp kamerasını açtı. Video kaydetme yerini açıp video kaydetmeye başladı.
"Selam Akif! Nasılsın? Umarım iyisindir çünkü ben çok iyiyim! Çünkü yanımda KIZIM var! Akif babana selam vermek istermisin Alya'm?" Dedi ve kamerayı bana çevirdi. Baygın baygın önce kameraya sonra Hakana baktım.
"Hadisene KIZIM!" Dedi dişlerini sıkarak. Hiçbir şey demeden ona bakmaya devam ettim.
"Kızın sana tripli gibi Akifcim! Her neyse... Şimdi telefonu kızımın biricik abisine ver bakalım. Biraz kardeşi ile hasret gidersinler! Gerçi sende özlemişsindir. Bir güzel Alyanız ile haster giderin." Deyip telefonu duvara sabitledi ve odadan çıktı. Ne yapıyordu bu adam? Ardından odaya hergün beni dövmeye gelen adamlar geldi. Onları görür görmez gözlerim dolmuştu. Bütün kemiklerimin kırıldığına emindim. Heryerim çok fazla acıyordu. Gözlerimi kapatım başımı yukarıya kaldırdım ve göz yaşlarımı gönderdim. Yine başladık bakalım.
......
Video tam olarak yarım saatlikti ve yarım saatin yirmi beş dakikası benim dayak yemem ve çeşitli iğrenç işkencelere maruz kalmadan oluşuyordu. Kim onlara Akif'in beni siklemediğini söylemek ister? İşleri bitince beni çöp poşeti gibi bırakıp yine gittiler. Her yerim çok ağrıyordu. Ölmek istiyordum.
......
AKİF DEMİRKAN
YOKTU! YOKTU ANASINI SATAYIM HİÇ BİR YERDE YOKTU! Bütün adamlarımı devreye sokmuştum ama bulamıyorlardı. Bir haftadır nerelerdeydi bu kız? Şimdi de salonda oturmuştuk. Bora çok endişeliydi. İlk duyduğunda sinir krizi geçirmişti ve kafasını yarmıştı. Buğra her zamanki gibiydi. Umursamıyordu. Göktuğ öğrendiği gün evden çıkıp gitmişti. Ne yaparsa yapsın umrumda da değil zaten. Bulut da Bora gibi çok sinirlenmişti fakat o kendine zarar vermek yerine adamlara zarar vermişti. Onu sakinleştirmek Boraya göre daha zor olmuştu. Buna çok şaşırmıştım açıkçası. Adal da aynı Buğra abisi gibi umursamıyordu. Aden ve Lâl dakika başı ağlıyordu. Bense sadece bu durumu fırsata çevirip Hakanı ele geçirmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA İZİ (DÜZENLENECEK)
Teen FictionYüzünüzde kocaman bir yaranız olsa ve herkes size tiksinir gözlerle baksa nasıl hissedersiniz ? Ben hiçbir şey hissetmiyorum... çünkü bu bakışlara çok küçük yaşta alışmak zorunda kaldım... Bu hikâye yarışçı bir kız ve yıllar sonra tanıştığı ailesini...