İki saat boyunca orada oturup sohbet etmiştik. Onlar bana çok iyi gelmişti. Bütün dertlerimi unutmuştum.
Şuandada Barış ile beraber hastaneye gidiyorduk. Edanın babası evde olduğu için mecburen eve geçmişti. Eğer babasının verdiği saatler haricinde dışarı çıkarsa... Kötü şeyler oluyordu.
Barışın ailesi kuralcı değildi. Gerçi bunda erkek olmasının ve reşit olmasınında katkısı vardı. Zaten benide tanıyor ve seviyorlardı. Ayrıca barış ailesiyle yaşamıyordu.
Sonunda hastaneye ulaşmıştık. Barışın kendi arabası vardı. Babasının durumu iyiydi. Arabayıda ona babası hediye etmişti. Annesi ve babası ayrıldıktan sonra babası işlerini devam ettirmek için yurt dışına gitmişti. Barışta annesini Bursa'daki teyzesinin yanına bırakıp İstanbul'a okumaya gelmişti. Anneside ona İstanbul'dan ev almıştı. Fakat babası onun yaşında çalışmaya başladığı için onunda çalışmasını istiyordu. Bu nedenle kafede çalışmaya başlamıştı. Zaten onunlada kafede tanışmıştık. Annesi o zamanlar Barış'ın çalıştığını bilmiyordu. Öğrendiğinde barışa işletmesi için bir kafe açmıştı. Oğlunun ezilmesine kıyamamıştı. Barışta çalışan olarak ilk beni almıştı yanına.
Hastaneye giriş yaptık ve doktorun odasının önüne gelmiştik. Heyecanlıydım. Barış kulağıma doğru eğildi ve elini açtı.
"İstersen elimi tutabilirsin. Güven vermek için." Dedi. Tüm vücudum yanmaya başlamıştı. İlk defa temas kurmayacaktık, ilk defa elimi tutmayacaktı evet ama ilk defa böyle bir ortamda yanımda olup bana güven verecekti. Heyecanlanmıştım işte.
Hemen elimi tuttum. Yüzüne bakamıyordum ama burnundan güldüğünü duymuştum. Barış kapıyı çaldı ve beraber içeriye girdik.
Bütün bakışların üstümüzde olduğunu hissetmiş ve başımı kaldırdım. Tahmin ettiğim gibi herkes bize bakıyordu.
"Gel bakalım Alya. Sonuçlar çıktı. Seni bekliyorduk." Dedi doktor.
Hemen Barış ile beraber koltuğa oturduk. Doktorda yavaşça elindeki zarfı açıyordu. Doktorun Acun Ilıcalı olası gelmiş heralde. Bırakın hevesini alsın çocuk.
Doktor 15 dakikada zarfı anca açtı. Önce kendisi okudu. Daha sonrada konuşmaya başladı.
"Sonuçlar tahmin ettiğimiz gibi." derin bir nefes aldı ve devam etti. " Alya Demir %99,9 Karanların kızıdır." Dedi.
Barış elimi daha fazla sıkmaya başladı. Bende onun elini sıkıyordum aynı şekilde. Gözlerim dolmuştu. İnsan gerçek ailesiyle 17 yıl sonra tanışır mı? Ben tanıştım.
Çünkü sen watty kızısın.
Suss, suss çaktırma.
Neyse ne diyoduk haah. Ben gerçek ailemle 17 yaşımda tanıştım işte. Gerçi hâlâ onları tanımıyordum. Tanımadığım bir gurup insan gelmiş 'biz senin aileniz' diyor. Çok garip. Daha onlar ne yemeği sever? Ne dinlemeyi, izlemeyi, yapmayı sever? Hakkında hiçbir fikrim yok.
Neyse boş yapma.
Birinin bana sarılmasıyla kendime geldim. İlk başta vücudum kaskatı kesildi fakat sarılan kişinin barış olduğunu görünce bedenim gevşedi ve karşılık verdim.
Ayrıldığımızda sonunda o aileye bakmayı başarmıştım. Annem ve babam olduklarını düşündüğüm kişiler bana bakıyordu. Kız ve diğer oğlanlarda dalmışlardı. Düşünüyorlardı.
"Anne, baba... Beni bırakacak mısınız?" Dedi dolmuş gözleriyle kız. Kadın hemen yerinden kalkıp kızının yanına gitti.
"Hayır tabii ki kızım. Olur mu öyle şey?" Dedi kadın. İsimlerini hâlâ bilmiyordum.
"Hadi bakalım çocuklar siz dışarıya çıkın bakalım bizde kardeşinizle konuşalım." Dedi babaları. İçlerinden birisi benimle karışan kızı koltuğunun altına aldı ve çıkıp gittiler.
İlahi bakış açısı
Bütün çocukları dışarı çıkan adam daha yeni gerçek kızı olduğunu öğrendiği küçük kıza döndü ve konuşmaya başladı.
"Bak kızım biliyoruz bu senin için zor bunca yıl anne baba dediğin kişilerin acısını çektin ama bu bizim içinde zor bize bunca yıl kızımız sandığımız kişiyle yaşadık. Gerçi kan bağı fazla önemli değil. Ben kızımı seviyorum. Ama neden sende bizim ailemize katılmayasın ki? Kısaca diyorum ki ben bence denemeye değer." Dedi adam ve ardından eşi devam etti.
"Bak tatlım gelmek istemezsen de anlarız yani." Dedi kadın. Alya ne yapacaktı? Cidden onlarla gidecek mi? Hayır!
"Bakın benim bunca yıl bir ailem olmadı. Bundan sonra olmasada olur." Dedi kız ve devam etti.
"zaten daha isimlerini bile bilmediğim, daha yeni sadece aramızda kan bağı olduğunu öğrendiğim insanlardansınız." Dedi kız.
"lütfen bizi mahkeme ile uğraştırma kızım." Dedi kızın biyolojik babası.
Kız yutkundu ve yanındaki genç oğlana baktı. Genç oğlanda ona bakıyordu.
"Bana düşünmek için zaman verin." Dedi kız. Ardından adam oturduğu koltuktan kalktı ve kıza elini uzattı.
"Kenan Karan." Dedi. Kız sadece eline bakmakla yetindi ve " Alya Demir." Dedi.
Ardından adamın eşi kızı süzdü. En son gözleri kızın yarasında durdu. Tiksintiyle baktı yarasında. O kızı incelerken kız onun bakışlarından rahatsız olmuştu ve rahatsızca kıpırdandı. Bunu fark eden Kenan eşinin kolunu sıkıca tuttu. Onu uyarmak ister gibi. Kadın eşinin bu hareketi ile elini uzattı. " Merve Karan." Dedi kadın. Kız onun elini tuttu ve "Alya Demir." Dedi. Adam neden onun elini tutmayıp eşinin elini tuttuğunu çok merak etmişti. Kaşlarını çatarak son kez kızına baktı, kadında aynı şekilde baktı ve elini pis birşeye dokunmuş gibi elbisesine sildi. Adam eşinin elini tuttu ve kapıya doğru yürüdü. Tam çıkacaklarken adam arkasına döndü.
"Bak kızım ya gelirsin yada gelirsin. Aradaki fark ya kendi isteğinle yada zorla gelirsin." Dedi ve odadan çıktı adam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA İZİ (DÜZENLENECEK)
Novela JuvenilYüzünüzde kocaman bir yaranız olsa ve herkes size tiksinir gözlerle baksa nasıl hissedersiniz ? Ben hiçbir şey hissetmiyorum... çünkü bu bakışlara çok küçük yaşta alışmak zorunda kaldım... Bu hikâye yarışçı bir kız ve yıllar sonra tanıştığı ailesini...