Uzun zamandır ilk defa hepimiz bir aradaydık.
Doruk, Özlem, Ulaş, Efe, Melis ve ben.Annemin Doruk'u öğrenmesi canımı fazlasıyla sıkıyordu. Eskisi kadar özgür olamayacağımı biliyordum. İstediğim zaman dışarı çıkamayacağımı da.
"İyi yanından bak Günce. En azından baban öğrenmeyecek."
Evet. Bu olayın iyi bir tarafı varsa o da babamın öğrenmeyecek olması. En azından annem babama söylemeyecegini söylemişti.
"Sıkıcı." dedi Doruk. "Ben gidiyorum."
"Yok öyle bir şey Doruk Bey. Bu belayı Günce'nin başına açan sensin."
Bende Efe ne zaman sataşacak diye bekliyordum. Gerçi bu sefer ki satışmak sayılmazdı. Çünkü haklıydı Efe.
"Ben Günce'yi korumasını bilirim. Açtığım belayı kapatmayı da. Sen kafanı yorma böyle şeylere."
"Görüyoruz nasıl koruduğunu."
"Ne diyorsun lan sen?"
İşte sıkıldığım durumlardan biri de buydu. Doruk'un sürekli Efe ile olan kavgalarından bıkmıştım.
Hiç bir şey söylemeden yanlarından uzaklaştım.
Yanlarından ayrıldığımı farkeden tek kişi Melis olmuştu.
Arkamdan geldiğinde ona yalnız kalmak istediğimi söyledim.
Ama o beni yalnız bırakmamak konusunda ısrarcıydı.
"İstersen bahçeye çıkabiliriz."
"Yalnız kalmak iyi gelecek. Sen Efe'nin yanında ol. Tartışma kavgaya dönüşmesin."
"Tamam. Biraz kafanı topla ve gel."
Gülümsedim hafifçe ve yürümeye devam ettim.
Son zamanlarda hiçbir şey tam olarak yayına oturmuyordu. Mutlaka bir sorun çıkıyordu.
Yaşadığım bu hayatı seviyor muydum bilmiyorum. Etrafımdaki insanları seviyordum.
Gerçek dostlara sahiptim.
Aşık olduğum çocuk bana aşık olmasa bile yanımdaydı.
Ve ailem.
Beni anlamıyorlardı. Gerçekten anlamıyorlardı ama yinede seviyordum işte. Benim iyiliğim icin beni Doruk'tan uzak tutuyorlardı sonuçta.Peki ya Doruk'tan uzak kalmak bana iyi geliyor muydu?
İşte bunun cevabı koca bir "HAYIR"
Okulun tuvaletine girip elimi yüzümü yıkadım.
Aynada kendimi izlerken yine birbirinden farklı düşüncelere dalıp dalıp çıktım.
Belki de sınıfa gidip biraz uyumalıydım. Öğle arasını uyuyarak geçirmek gayette hoş bir fikirdi.
Tuvaletten çıkıp sınıfa gidiyordum ki öküzün birinin bana çarpmasıyla yere yapışmam bir oldu.
"Önüne baksana be hayvan."
Kafamı yerden kaldırıp bana çarpan öküze baktığımda aslında o öküzün Akın olduğunu gördüm.
Ona hayvan diye bağırdığım için kendimi biraz tuhaf hissettim.
"Kusura bakma." dedi elini uzatırken.
Uzattığı elini tutup yerden kalktım. "Sende kusura bakma. Hayvan diye bağırdığım için."
"Sorun değil."
İkimizde susup birbirimize baktık. Sonra bunun ne kadar saçma olduğunu farkettim.