23.bölüm

40.7K 2.7K 497
                                    

- Doruk'un Anlatımından -

Kapı açıldığında "Nasıl yapıyorsunuz?" diye sorarak içeri geçtim.

"Öncelikle hosgeldin kardeşim."dedi kapıyı kapatırken. Ve ekledi. "Neyi nasıl yapıyoruz?"

"Birini nasıl bu kadar kolay sevebiliyorsunuz?"

"Bunun için çaba harcamıyoruz. Kendiliğinden olan bir şey."

"Ben neden sevemiyorum o zaman?" dedim kendimi koltuklardan birine atarken.

"O da senin sorunun."

Hayır sorun bende falan değildi.
Birini sevmek,aşık olmak bu kadar kolay bir şey değildi.

"Siz kavga falan mı ettiniz?" diye sordu açık olan televizyonun sesini kısarken.

"Hayır."

"O zaman ne oldu?"

"Boşver. Anlatsamda anlamazsın."

"Tamam ısrar etmiyorum ama anlatmak istersen dinlerim."

Beni tanıyordu. Israr edilmesinden hoşlanmazdım. Israr etmek yerine benim keyfime bırakıyordu. Yani en iyisini yapıyordu.

"Şimdi gelelim asıl meseleye." dediğimde "Asıl mesele?" diye sordu. Bir de soruyor. Cidden anlamadın mı Ulaş?

"Cadı ve sen."

"Özlem ve ben."

"Cadı Özlem ve sen."

"Çok yakışıyoruz değil mi?"

"Oğlum sen kafayı mı yedin? Cadıyla çıkıyorsun lan. Bir şey mi içtin sen? Kafan mı güzel?"

"Hayır abi, sevgilim güzel."

"Lan bak doğruyu söyle. Seni tehdit falan mı etti bu kız? Şantaj mı yapıyor sana?"

"Komik degilsin Doruk."

"Şebeklik yapmıyoruz zaten burada. Ciddi bir şeyden bahsediyoruz."

"Seviyorum abi ben Özlem'i."

"Hay senin sevgine.. Senin sevgin bana neler kaybettirdi haberin var mı?"

"Anlayamadım. Ne kay ettirdi? Ne alaka?"

"Boşver boşver."

Eğer onların üzerinden iddiaya girdiğimizi öğrenirse mutlaka olumsuz tepki gösterirdi. Aklımda Günce varken bir de bununla uğraşamazdım.

Cebimden telefonu çıkardım. Günce'nin numarasını tuşlayıp tuşlamamak arasında kaldım. Aramalı mıydım?
Eğer ararsam mutlu olacaktı. Bunu biliyorum. Ama arayıpta ne söyleyeceğim ki? İşte bunu bilmiyorum.

Ekrana bir süre boş boş baktım,ardından da tekrar cebime koydum.

"Acıktım." dediğimde Ulaş mutfağı işaret etti.

"Yani?" diye sordum.

"Yani mutfak orada. Git yemek hazırla."

Yanımda duran yastığı Ulaş'a fırlattım. "Misafirim lan ben."

"Misafirsin öyle mi? Misafirler gelmeden önce haber verir. Ayrıca eli boş gelinir mi oğlum? Misafir falan degilsin, kalk yemek yap."

Cebime koyduğum telefonu tekrar elime aldım. "Pizza söylüyorum." dedim. Memnun olmuşcasına gülümsedi. "Malzemeleri bol olsun."

*****

"45-44-43-42-41.."

"Neyi sayıyorsun sen?"

Seni Unuttuğumu Hatırlamıyorum ϟ 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin