SUH okurlarına 'Akın ve Günce yakınlaşsın mı?' diye soru sordum ve tek populer cevap aldım.
"HAYIR!"
Yorumlarınız yine çok güzel. Bu bölüm için de bol bol yorum istiyorum.
Keyifli okumalar.
"Günce hadi."
Annemin sesi, akşam yemeğinden kaçışımın olmadığnın habercidiydi.
"Hazırlanıyorum anne."
Dolabımın kapağını açıp giyeceğim kıyafeyleri elime aldım.
Keten siyah bir şort ve beyaz bir tişört.
Saçım zaten topuzdu, açmayı düşünmüyordum. Makyaj? Hayır, Akın için süslenmeyeceğim.
Odamdan çıkıp uyuz adımlarla mutfağa ilerledim.
Annem her zaman ki gibi -yani her misafir geldiğinde olduğu gibi- harika yemekler yapmıştı. Bu kadar çok şey yapmaya ne gerek var ki?
"Abartsaydın anne."
"Mahçup mu olalım çocuğa kızım."
Annemin arkası bana dönük olduğu için gözlerimi devirmekten çekinmedim.
Yemeğe biraz daha tuz ilave ettikten sonra bana döndü ve ne giydiğimi inceledi.
"Kızım bu ne hal? Pijama giyseydin bari."
"Günlük kıyafetlerim işte anne. Evde hep böyle takılırım, biliyorsun."
"Ama bu akşam özel bir misafirimiz var. Elbise falan giy enazından."
"Neden? Düğüne mi gidiyoruz?"
"Kızım sana abiye giy, saçlarına da sim dök demiyorum."
"Off anne, iyiyim ben böyle."
Mutfaktan çıkıp salona gittim. Babam televizyon izliyordu.
Ona ters bir bakış attım ama bana bakmadığı için görmedi.
Zaten her şey senin yüzünden oldu baba. Hayır yani, neden çağırıyorsun ki çocuğu bize.
Tabi sizde haklısınız, nerden bileceksiniz ki benim Akın'la sırf Doruk'a inat olsun diye çıktığımı, Doruk'la barışınca da ondan ayrıldığımı.
Hatta ayrıldığımızı benden değil, Doruk'tan duymuştu. Bu onun için oldukça kötü olmalı.
Kendimi bir de Akın'ın yerine koyuyorum. Ben olsam asla kabul etmezdim bu yemeği.
Zil çaldığında babam televizyon izlemeyi bırakmıştı. Annemde mutfaktan heyecanlı bir şekilde çıktı ve kapıya doğru hızla yürüdü. Bende sırf nezaket olsun diye ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledim.
Annem kapıyı açtığında karşımda her zamankinden daha yakışıklı bir Akın duruyordu.
Annem onu içeri davet ettikten sonra elindeki çiçek demeti anneme uzattı.
"Niye zahmet ettin oğlum."
"Size layık değil ama." dedi ve gülümsedi. Ardından babamla el sıkıştılar. Sıra bana geldiğinde selamlaşmak için elimi uzatmıştım ki Akın bunu görmezden gelip yanağımdan öpmeyi tercih etti. Ben neye uğradığımı şaşırmışken, kulağıma "Ailene çaktırmamak için." diye fısıldadı. Ardında elinde ki gülü bana uzattı. Teşekkür ettikten sonra salona geçip oturduk.
İçimden bu akşamın bir an önce bitmesi için dua ederken telefonum çaldı.
"Hemen dönerim." dedikten sonra yanlarından ayrıldım.