Son söylediğim şeyden sonra Doruk ile birbirimize bakıyorduk.
Elimdeki meyve suyunu ona uzattım.
"Bunu yapmayacağımı biliyorsun."
"Üzgünüm ama seçme şansın yok."
''Çocuk musun sen? Kendin içemiyor musun?''
''Tabi ki de içebilirim.'' dedim ona bakarak. ''Ama o zaman eğlenceli olmaz.''
''Eğlence anlayışına hastayım.'' dedi uzattığım meyve suyunu alarak.
Kutuyu çalkaladıktan sonra ağzını açtı. Bana doğru yaklaştırırken istemsizce gülmeye başladım.
''Ne?'' dedi sert bir sesle.
''Yüz ifaden.'' dedim kısık sesli kahkahalarımın arasından.
''Nolmuş ifademe?''
''Bir şey yok. Sadece komik.''
''Göstereceğim ben sana komiği sen hiç merak etme.''
Omzumu silkip Doruk'un bana uzattığı meyve suyundan koca bir yudum aldım.
''Senin elinden olunca daha güzel geldi tadı.''
Cevap vermedi. Hödük.
''Eee şimdi ne yapalım?''
''Bence sen şu çeneni bir kapat. Ben söyleyene kadarda açma Günce.''
''Ha ha ha komikmiş Doruk kardeş.''
Kaşlarını çatarak ''Kardeş mi?'' diye sordu.
Cidden Günce, aşık olduğun çocuğa kardeş dedin az önce. Kızım senin kafan iyice uçmuş. Ne dediğinin farkında değilsin.
''Ağzımdan kaçtı ya, şaka şeysi olarak.''
''Olmasın şaka şeysi falan. Her neyse Günce, gidiyorum ben.''
''Nereye?''
''Sınıfa.''
''Zil çalmadı ki daha.''
''Gitmem için zilin çalması gerekmiyor zaten.''
''Ama benden izin alman gerekiyor.''
Bunu söyledikten hemen sonra ters bir bakış attı. ''Pardon?''
''Kurallar Doruk, kurallar.''
''Başlatma lan kuralına. Sabahtan beri kural kural. Yeter lan yeter.''
Elinde tuttuğu meyve suyunu kafasına dikti ve devam etti. ''İyi ki bir iddia kazandın. Şebeğin ettin resmen. Yok tost istiyorum yok meyve suyu istiyorum. Çantamı taşı Doruk, sınıfa bırak beni Doruk.''
Ben hiç bir şey söylemezken sınıftan çıkıp gitti.
Bu kadar sinirlenecek ne vardı ki? Daha başlamamıştım bile. Bir kaç basit şeyde bu kadar sinirleniyorsa gittikçe zorlaştırmak onu katil yapardı.
Doruk'tan korkuyor muydum? Sinirlenmesinden korkuyor muydum? Ben onu kaybetmekten korkuyordum. Aramızda sorunlar çıkmasından korkuyordum.
Bu yüzden fazla abartmamak en iyisiydi. Sınırlarını zorlarsam ben zararlı çıkacaktım.
*****
''Ya şeyy ımm ben az önce şey işte ya of.''
Tam yedi dakikadır Doruk'un yüzüne boş boş bakıyordum. Aynı şeyleri söyleyip geveliyor ama bir türlü söyleyemiyordu.
''Evet Doruk.''
''Ya işte ben şeyden dolayı şey ya.''
''Söyleyecek misin artık?''
