25

317 24 1
                                    

İlahi Bakış Açısından 

Panzehir bulunamamıştı ama zar zor yaşatıyorlardı Lexa'yı. Gözleri açık, bilinci yerinde olmasına rağmen içi yanıyordu. Acaba Tony'de böyle mi hissediyordu. Odaya Clint girdiğinde Lexa gözlerini ona çevirdi. 

Clint ona dolu dolu bakıyordu. Lexa gülümseyerek "T-Tony?" dediğinde Clint kafasını iki yana sallayarak  "İyi değil" O sırada içeri giren siyah saçlı, yeşil gözlü Grand Ward ile gözler ona döndü.

"Lexa?" Grand endişe ile onun yanına gitti ve sarıldı. Lexa'da karşılık vermişti, içi huzursuz bir sarılma olsa da durumundan dolayı düşünmüştü. 

"Daisy o-o nerde?" 

Ward ona hüzünle baktı ve ağzından "Maalesef, bu ülke için canından vaz geçti" O sıra keskin bir çığlık ile ağlama sesi çıktı. Beatrix Lexa Brown ablası için ağlıyordu. Aynı kaderi paylaştıkları ablası için yakarıyordu. 

"Y-yalan" Ward'en kollarını ayıra Lexa geriye kaçmaya çalıştı ama bunu engelleyen ağzından gelen kanlardı. O sırada makineler ötmeye başlarken Clint hızlıca koridorda bağırdı "DOKTOR!" dediği sırada Ward elleri ile kızın üzerini yokluyordu. 

Lexa o an anladı onun hain olduğun. Gözleri büyürken Ward gülümsedi ve kulağına eğilerek "Ölmek istemiyorsan bana o Belleği ver" Lexa vermeyecekti, gerekirse derisini canlı canlı yüzsün yine de vermezdi. 

Gözleri yavaş yavaş kapanıyordu, Tek düşünebildiği sevdiği adam ve ablası. Nasıl bu hale gelmişlerdi? Onu bile bilmiyordu, tek bildiği abisi gibi gördüğü kişi tarafından sırtından bıçaklanmıştı. 

...

Steve kucağındaki kanlar içinde olan Kadını hastaneye getirmişti. Sert ve korku dolu sesi "DOKTOR" diye bağırmıştı. Hemşireler yanlarında sedye ve doktor ile gelmişlerdi. Steve Kadın oraya bıraktıktan sonra doktor dönüp "Karnında kurşun yarası var, şarapnel parçaları var, sağ kolu morarmaya başlamış" Her şeyi en küçük detayına kadar söylemişti.

Doktor "Bugün gelen kaçıncı vaka bilmiyorum ama bunu da kurtaracağız" Kafasını salladı ve Daisy'yi götürmelerine izin vermişti. 

O sırada telefonunda aydınlanan 'ZAMPARA' ismi ile açıp kulağına götürmüştü. 

"Sırası değil Tony"

"Tam sırası Rogers, zehirlendik ama bir şekilde panzehri buldum. Tek sıkıntı Lexa nerede bilmiyorum, bir an önce bulunmazsa bu onun için..." devamını getirmeye dili varmıyordu. 

Rogers arafda kalmıştı, bir yanda sevdiği kadın, bir yanda ise Lexa. Burada durarak Sevdiği kadını bekleyebilirdi ama sadece bekleyebilirdi. Onun yerine gitmeyi seçmişti.

"Geliyorum, neredesin?" 

Tony öksürükler içinde "Kuleye yakın yerdeyim" 

Steve hiç düşünmeden koşmaya başladı, onu gören sevinse de onun içinde kan ağlıyordu.

... 

Steve Tony'den aldığı panzehri hastane odasına dalarak kalbi durmuş kızın tam kalbine gelecek şekilde saplarken enjekte edeceği sırada Ward kolunu tuttu "Gerek kalmadı Rogers, geç kaldık" ama onu dinlemedi ve kalbine enjekte etti. 

Ward korku ile ona bakarken Steve anlamsız gözlerle ona bakıyordu. İçeri giren Clint, Pierto, Kate, Yelene ve Natasha ile Ward çıkmaya çalışırken Yelene sopasını kapıya uzattı ve çıkışını engelledi.

Ward ona bakarken "Grand Ward, 9. seviye Hydra ajanı, görev Avengers ve Phill Coulson ekibini dağıtmak ya da öldürmek.  Biz senin gibileri çok gördük ama seni son görüşümüz"

O sırada kırmızı dumanlar ward'ı sardı. Kapının arkasında duran Wanda ile Nick fury girdi. Nick yüzü çizikler içinde "Onlarca insanın canına kast ettikten sonra seni yaşatacağımızı mı sandın? Emin ol seni Daisy İle Lexa'nın ellerine bırakmaktan zevk duyacağım Grand Ward" 

...

Ben geldim! Yaşıyorum ölmedim. Sınavlardan çıktım ve anca kendime gelebildim. Çünkü baya ağırdı benim için. Her neyse bölümün kısa olması bir an önce  okuyucuya sunmak. Umarım seversiniz <3333



Soğuk ve SıcakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin