1.4

12.2K 451 30
                                    

hoşgeldiniz dostlarım...

kanalıma hoşgeldiniz eldnwkjeledj

ay yine geldik bizz

siz beni çok gaza getiriyorsunuz bak



Yurda nasıl geldim, geri gidip taksiciye parayı nasıl ödedim bilmiyorum çünkü ağlamaktan gözüm hiçbir şeyi görmüyordu o anlarda. Taksici bir çok kez iyi olup olmadığımı sormuştu tabi. Uyusam ve her şey geçse diyordum bazen. Ama o kadar da basit değil di yaşananlar. Evet hatalarım vardı, onunda ama bu bizi bu hale getirmemeliydi. Çok inatçıydı, çok küçücük bir haklılığı varsa asla geri adım atmazdı.

Üzerimdekileri bir hışım çıkarıp oda arkadaşımın da olmamasından bir nebze iyi hissederek yatağa attım kendimi. Benmızmızlanan durmadan trip atan biri miydim? Değildim ki, değildim. İşe girmiş beyefendi ama haberimizi yok, tanıştığımız zamanda bir kafede baristalık yapıyordu ama sonra bırakmıştı.

Onunla aramızda öyle sınıf ayrımı yoktu. Benim annemde babamda emekli öğretmendi e bir de tek çocuktum o yüzden hiçbir şeyim eksik olmazdı. Ama Özgür'ün ailesi hakkında pek bir şey bilmiyordum sorsam da geçiştiriyordu bir şekilde.

Bir keresinde sahilde onunla otururken bahsettiğine göre babası emekli astsubaydı, annesi ev hanımı babası her zaman erkek adam olup kendi parasını kendisinin kazanması söyler Özgür'e asla para göndermezdi. Özgür' de çalışıp kendisi kazanırdı e birde annesinin gizli gizli para göndermeleriyle yaşardı. Motorunuda kendisi yazları çalışıp biriktirdiği parayla almış üzerine kredi çekmişti. Hala taksitini ödüyordu.

Bunları da bana sarhoşken anlatmıştı zaten. Bazen hissediyordum kendini eksik gördüğünü bana karşı. Söylemiyordu ama bu geçen ki kavgada daha çok hissetmiştim.

Ben onunla barışmak istiyordum.

Yanına gidip sımsıkı sarılmak istiyordum.

Bir daha ayrılmayalım demek istiyordum.

Alper'le bir daha asla konuşmazdım. O da bana ilgili olursa tabi ki. Ama öyle, hem ilgisiz hem de bana azar çekiyordu. O bana ilgili olsun ki bende hep Özgür Özgür diye ortalıkta gezeyim değil mi? Zaten geziyordum da. Yarın okula gitmem gerekiyordu ama gidesim de yoktu gitmesem hiçbir şey olmazdı bence.

Okula gitmeyeciğimi bildiğim niçin öğlene kadar uyumuştum. İyi gelmişti, gözlerim balon gibiydi ama iyiydim bir güzel cilt bakımı yapmıştım kendime. Yurdun açık büfesinden kafama göre bir şeyler alıp karnımı doyurdum ve odama çekildim. En sevdiğim dizimi izledim sonra gittim 'The Notebook' izledim bir güzel ağladım.

Kitap okudum biraz, ders çalıştım azıcıkta. Sonra dışarıya çıktım iki motor sesi duyunca acaba Özgür'mü diye dönüp baktım ama değildi. Sonra sahilde ki seyyar satıcı amcadan kumpir aldım. Kumpirde pahalanmış biz lisedeyken okul çıkışı her gün yerdik. Ne eski günler diye biraz hayıflandım yersiz. Sonra kulaklığımı takıp Model'in tüm şarkılarıyla sahilde ağlayarak yürüdüm.

Yani kafamı bir güzel boşaltıp yurda döndüm baya yürüdüğümden ve ağladığımdan olsa gerek üzerimi değiştirdiğim gibi uyudum.

Diğer gün ise tembelliği bırakıp okula gittim. Boş boş hocaları dinliyormuş gibi yapıp deftere Özgür'ün adını karaladım hatta Özgür'den bir ağaç yapmaya falan çalıştım. Kafayı yiyordum yani kısaca, okul bitti metroya bindim yurda geldim üzerimi çıkarıp pijamalarımı giyip yatağa girdim ve annemlerle konuştum biraz bu bana çok iyi geldi.

Sonra kızların açtığı gruba gelen mesajlara girdim. Beni öyle ıssız bir yerde bırakıp giderken sorun yoktu. Hayvan herif okula sarhoş gitmek ne demek ya babası duysa ne yapar bilmiyor sanki. Birde motor sürmüş bu çocuk ben delirtiyordu resmen. Biraz önce kızlarla konuşmuş ve Özgür'den bahsetmişlerdi bana. Kötüymüş hemde baya, biliyordum her havgamızdan sonra yaşadığımız şeylerdi ama okula sarhoş gitmek ve motor sürmek bunlara dahil değildi ki.

Düşüncelerimden beni ayıran odamın bir hışım açılması oldu, gelen tabi ki Elfida'ydı.

"Kız ne bu böyle. Ay aç şu odayı be bu ne."

"Elfi hiç çekemem seni, hadi başka zaman konuşuruz." beni umursamadı ve odamın camını sonuna kadar açtı.

"Hadi hazırlan çabuk gecelere akıcaz seninle."

Ne hayatta olmazdı. Zaten kötüydüm millet eğlenirken ben ağlamaya falan başlardım oralarda sonra Elfida'nın iki saat niye getirdim ki seni demelerini çekemezdim.

"Hiç havamda değilim Elfida lütfen sal beni." kolumdan tutup çekiştirdi.

"Olmaz geçen şu aldığın o elbiseyi giyiyorsun ve biz seninle bara gidiyoruz."

Anlamıyordu galiba bu.

"Hiç bana öyle tip tip bakma gidiyoruz çabuk hazırlan." yine boş boş yüzüne baktım beni salsın diye.

"Hadi lütfen, Yavuz'da oraya gidiyormuş."

Anlaşıldı bizimkinin niyeti, ayrılalı bunlar iki ay oluyordu ki. Hem çocuk aşırı zeki bir şeydi. Elfi'de çok ders çalışıp onu boşladığı için ayrılmıştı çocuktan. Şimdi neden böyle bir şey yapıyordu anlamamıştım açıkcası.

"Çocukla ayrılalı baya olmadı mı Elfi, unuttum ben demedin mi bana."

"Öyle ama işte beni görsün istiyorum hem zayıfladım ya ben, güzelleştim de görsün beni böyle istiyorum."

Onun tek arkadaşı bendim ve kırmakta istemiyordum. Gözleri de ışıl ışıldı, biliyordum hala seviyordu o çocuğu da. Hem havam da değişirdi biraz.

"İyi, gidelim."

Hemen o tatlı gamzelerini çıkartıp, sulu sulu öptü yanaklarımdan.

"Ay ay kırmızı elbiseyi mi giysem yoksa çiçekli olanı mı?"

|bölüm sonu|

tahmin ettiğiniz evet....

diğer bölüm bizimkiler var

yine olaylı yani of çok heyecanlıyım

bu hafta içinde bir bölüm daha atıcam

Elfi bizim Sena'nın en iyi arkadaşı yani kitabın önemli yan karakteri

ah Yavuz tam bir bigboy kızlar elbdpaejks

neyseeeeh

onları yazmayı çok istiyordum zaten ay ay

benden bu kadar

Özgürcüler

Senacılar

okuyan gözlerinizden öpüyorum

oylayıp yorum yapanlar siz zaaten başkasınız

kaçtım beeen

GECENİN YILDIZI | yarı texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin