0.1

23.8K 722 104
                                    

merhaba dostlar...

medyada Özgür var.

Sinirliydim ve sinirli olduğum için ağlamıştım, üzülmüştüm, dolmuştum ve bu yaşanan olayda da patlamıştım. Mesajıda geç görmüştüm ve birazdan o canavarın sesi duyulurdu o yüzden yurdun sokağına girmeden alt sokakta onu yakalamam gerekiyordu geliyorum derse gelirdi o it çünkü. Şimdi yine yarım saat kavga edecektik. Üzerime altımda ki pijamamı çıkarıp kahverengi eşofmanımı geçirdim üzerime de montumu alıp önünü kapatırdım.

Dediğim gibi yapıp odadan çıktım ayaklarıma da beyaz sporlarımı giymiştim. Yurttan çıktım sokağa giriyordum ki motorunun o gürültülü sesi duyuldu koca sokakta adımlarımı hızlandırıp gözlerimde kalan yaşı maşı da iyice sildim yüzümü de az tokatladım ki canlılık gelsin şöyle bir saçımı da düzelttim. Kaldığım yurt özel olduğu için en son giriş birdi yani bir sorun yoktu.

Sokağın başında göründü ve önümde durdu siyah motoruyla başında ona aldığım siyah kaskı duruyordu kenarları gri işlemeli. Elinde de benim kullandığım kask vardı bana uzattı bende hızla o kadar düzelttiğim saçlarıma rağmen kaskı başımdan geçirdim ve arkasına oturdum artçı kısmı yüksek olduğu için genelde hep sırtına uzanır beline sarılırdım ama şimdi ne sırtına yaslanmıştım ne de beline sarılmıştım. Ellerimi motorun deposuna yasladım ve motoru çalıştırmasını bekledim. O motorun sesinden ne dedi duyamadım ama bir şeyler söyleyip depoda duran ellerimi beline sardı hızla ve motoru çalıştırdı.

Onunla motorla gezmeyi acayip severdim ama şimdi bir an önce konuşmak istiyordum. Yol onun sırtına yaslı bir şekilde ağırca ilerledi ve kaskımın vizörünü açmış deniz havasını içime çekiyordum. Motoru sahil şeridine çekip park etti ve bende yavaşça indim. Benim inmemle motoru durdurup indi ve kaskını çıkardı ve eline aldı. Bende aynısını yapıp sahil şeridinde yürüyüş yolundaki kaldırımlardan birine oturduk.

Yaklaşık on dakika hiç konuşmadık sadece denizin dalgaları ve soğuktan akan burnumu ara ara çektiğim sesler vardı. Konuşmadıkça sinirim daha çok artırıyordu.

"Geldin, getirdin beni buraya üşüyorum bari kafede falan otursaydık."

Karşıya dönmüş kafasını bana çevirdi ve sigarasında ki külü yere attı.

"Evdeydim yeminle, bizim gençlerden biri yeni motor getirmiş gel bir tozunu alalım dedi. Kulüp işide, manitası kulübteymiş onu alacağım gel dedi." sigara olmayan eliyle saçlarını karıştırdı ve sigaradan bir nefes çekti, devam etti konuşmasına.

"Kulübe girmedim dışarda motorda bekliyordum kızın biri gelip motorla fotoğraf çektirmek istedi." sigarasından bir nefes daha çekti.

"Tüm olay bu, ayrılmak ne demek Sena. Benim senden başka gördüğüm kız mız yok. Gözünü seveyim böyle gereksiz mevzular için o ela gözlerini kızartmaya ne gerek var."

O böyle konuşunca gözlerim doldu ve ağlamaya başladım.

"Mesele senin kızın biriyle fotoğraf çektirmen değil, mesele beni önemsememen." gözümün yaşını silip devam ettim.

"Sen her şeyi yapabilirsin ama ben asla, ya daha iki gün önce Alper ile konuştum ona not verdim diye senden iki saat laf yedim." Burnumu çektim hızla ve gözümün yaşını sildim.

"Üstüne bir de motorda hız yapıp beni korkudan bayıltacak dereceye getirdin ceza verir gibi."

Anlayamıyordum ondaki bu Alper nefretini.

okuyan gözlerinizi öpüyorum...

GECENİN YILDIZI | yarı texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin