Kwon Soonyoung günün ilk ışıklarında alışık olmadığı bir alarm sesine uyandığında başta yadırgayarak etrafına bakındı. Yatağında yatan misafiri kendi telefonundaki alarmın sesine çoktan uyanmış hazırlanıyordu.
Uykusu yavaş yavaş açılırken aklına beliren koruma işiyle kendisi de kalkıp hazırlanmaya başladı. Okul üniformasını giyen çocuğu umursamadan sıfır kol tişörtünün üzerine kolları kesik kareli gömleğini geçirdi.
Birkaç dakika içerisinde ikisi de hazırlanıp evden çıktığında Soonyoung arkada kapıyı kapatan taraftı. Hiçbir zaman kitlemediği kapısını çekip önüne döndüğünde Jihoon ona dönmüş bakıyordu.
Soonyoung onun yüzündeki kırgınlığı ve ürkekliği görebilecek kadar çok acıya tanık olmuştu bu hayatta. Yüzünde halen inanamayan daha doğrusu güvenemeyen o ifadesinin uzun bir süre aklında kalacağını bilerek baktı ona. Onun güvensizliği aksine her daim bir adım arkasında onu korumaya hazır beklediğini göstermek ister gibi.
Okullu çocuk hiçbir şey söylemedi. İstediği cevabı kendi kendine almış gibi önüne dönüp yürümeye başladığında onu takip etti. Soonyoung onun her daim birkaç adım arkasında veya etrafındaydı. Gözünün önünde görünmeyecek kadar uzakta ancak varlığını hissedebileceği kadar yakınındaydı.
Güvende hissedebileceği kadar yakınındaydı.
Bu şekilde yolları, köprüleri geçtiler. Jihoon'un kulağında kulaklıkla kafası eğik öylece ilerleyişini izledi uzun süre. Ona inanamazmış gibi sönüp baktığında Jihoon'un bir yanındaki yürüyen merdivendeydi Soonyoung. Kafasındaki şapkasını hiçbir zaman çıkarmamış, onunla hiçbir an göz kontağı kurmamıştı.
Bu böyle birkaç gün sürdü. Soonyoung her sabah onu okul girişine kadar her seferinde birkaç adım uzaklığında ancak hep aynı hizada takip ediyor, her okul çıkışı da alıyordu. Akşamları kendisinde kalan okullunun her gece harıl harıl ders çalışmasını ufak bir yemek molasıyla bozup tüm geceyi bu şekilde bitiriyorlardı.
Soonyoung onunla karşı karşıya kaldırımlarda yürüyerek onu güvende tutabileceği kadar yakınında duruyordu. Bir gün bunun yeterli gelemeyeceğinin farkındaydı. Şu birkaç günde öğrenebildiği bazı şeyler sayesinde o gece Sangwoo'nun bardan çıkışını izledi.
Günlerdir peşinde dolandığı okulluyu korkutan o it herifi bardan çıkıp birkaç sokak takip etti Soonyoung. Bir yandan da ucuz tütün sigarasını yakıp dudakları arasına yerleştirdi. Aklında korkutucu bir şey yoktu aslında. Yapmak istedikleri bir katil niteliği kazandırsa da Soonyoung bir serseriden ibaretti.
Sangwoo'yu mobeselerin göremeyeceği bir ara sokağa kadar takip ettiğinde elinde telefonla rahat rahat yürüyüşü seyrediyordu. Gerçekten zengin olduğunu belli eden rahatsız bir tipti. Soonyoung böylelerini gözünden tanırdı. İstediği sokağa nihayet geldiğinde aklındakini uygulamaya döktü.
"Hey!"
Sangwoo onun seslenişine döndüğünde Soonyoung yüzünün görünmemesi ve dikkatinin dağılması adına elinde hazırladığı sigarayı onun yüzüne fırlattı. Daha yüzündeki yanık hissini idrak edemeden boynundan yakaladığı kafasını afiş dolu duvara yapıştırdı.
Göz korkutmak adına defalarca yapıp ustalaştığı bu harekette Sangwoo'nun tam olarak bağırmak üzere olduğunu bilerek belinde sakladığı bıçağını tam burnunun ucuna, duvara sertçe sapladı. Bu tüm sesini çıkmadan kesmişti. Bunun harika bir fırsat olduğunu bilerek hiç durmadı Soonyoung.
"Jihoon'a dokunma."
Sözlerini bilerek boğazdan ve hızlıca söyledikten sonra bıçağıyla birlikte hızlıca uzaklaştı oradan. Olurda eğer polise giderse verebileceği bir eşkâl olmaması için oldukça dikkatli davranmıştı Soonyoung. O zengin piçin bu korkuyla gidebileceğini de hiç sanmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Better Days | Soonhoon
FanfictionOkul ve aile hayatında fazlasıyla zorlanan Jihoon üniversite sınavına girebilmek için büyük bir mücadele vermektedir. Nihayetinde bu mücadelesinde ona destek olacak biriyle tanışır.