Lee Jihoon kâğıt fabrikasında her şeyi acımasızca üstlenip giden Soonyoung'u son kez gördüğünde üzerinde bir battaniyeyle polis aracına alındı. Polis memuru Yubyeol onu evine götürmek için arabaya bindirirken son kez karakol binasına baktı.
Soonyoung içeride bir yerde halen sorgulanıyor ve belki de tüm suçu üstleniyordu ve Jihoon hiçbir şey yapamıyordu. Bunun bilerek o araca binmek omuzlarında hiç bilmediği kadar büyük bir ağırlığı taşımasına sebep oluyordu. Jiyo öldüğünde böyle bir ağırlık taşımamıştı oysaki.
Yol boyunca bu ağırlığın altında ezildi Jihoon. Kafasını yasladığı cam da omuzlarındaki bu ağırlığın sebebini hatırladı. O geceyi hatırladı. Sangwoo ve arkadaşları onu deli gibi dövüp taciz etmeye çalıştıktan sonra onu son kez görüşüydü.
Akşam kursundan çıkmış eve dönüyordu ve o gece Soonyoung yoktu. Jihoon o gece eve dönerken korkudan elinde makasıyla uzun merdivenlerin en başındaydı ki Sangwoo'nun yanında belirdiğini hatırladı.
Uzaklaştırma aldığı için okula gelmeyen Sangwoo kafasında kepiyle bu saatte onu uzun bir süre beklemiş olmalıydı. Jihoon onu karşısında gördüğü andan itibaren makasını sıkıca tutarak bekledi. Bir şey yapmasını beklemiyordu zira daha yeni bu hale getirdikten sonra bir süre sataşmayacağını düşünmüştü.
Düşündüğü gibi olmuş olsa gerek Sangwoo karşısında panik bir haldeydi. O gece dayak yerken camdan gürültüyü duyup polise haber edeceğini söyleyen adamdan korkan Sangwoo af dilemeye gelmişti. Şaşkındı. Ondan bunu beklememişti.
"Polisleri arayan adamdan özür diledim bile ve ayrıca videoyu da sildim."
Sangwoo olayların ailesine gideceğinden deli gibi korkmuş, korkunç bir ifadeyle ona bakıyordu. Telefonunu açıp Jihoon'a gösterdi.
"Hepsi beni dinliyor. Bak. Onlar da silecek."
Jihoon ilk defa onu bu halde görse de yaptıklarına karşı vicdanı gram oynamamıştı. Yüzüne baktı.
"Ne istiyorsun?"
Sangwoo panikle ellerini tutmak istediğinde Jihoon alışkanlıklarının ardında panikle geri çekti. Onun dokunması bile korkudan bacaklarını titretiyordu.
"Yalvarırım beni polise şikâyet etme."
Jihoon daha önce şikâyet ettiği için basit bir uzaklaştırmayla kurtulan Sangwoo tekrar şikâyet etmesinden deli gibi korkuyordu. Açıkçası şikâyet edecek olsa çoktan edebilirdi ancak bunun fayda getirmediğini öğrenmişti. Polis ne olursa olsun onu kurtarabilecek bir faktör değildi. Yine de Sangwoo'ya bunu söylemeyecek onu rahata erdirmeyecekti.
"Ne kadar para istersin? Sana istediğin kadar ödeyebilirim. Sadece söyle."
Önünde panikle hareket eden, bir miktar girmesi için açık banka hesabının gözüktüğünü telefonu uzatan Sangwoo'ya öylece baktı. Asla onu anlamayacağını, hayatının aptal bir oyundan ibaret gelen kısmına öylece kapılıp gidişini seyrediyordu. Bu sessizliği onu daha da panikletmiş olmalı ki Sangwoo telefonunu geri çekti. Şapkasını yere atıp gömleğinin iliklerini çözmeye başladı.
"İstersen beni videoya çek Jihoon."
Ağlar gibi gelen o sesi o kadar tiksindiriyordu ki kendini. Elini gömleğini uçlarından tutup yukarı kaldıran Sangwoo'nun eline vurur gibi geri düşürdü. Karşısında soyunmasının hiçbir şey ifade etmeyeceğini de anlamıyordu. Lakin Sangwoo bunu çok yanlış anladı.
"Bana vur!"
Vurması için elinde makas olan kolunu tuttuğunda Jihoon sertçe geri çekildi. İstediğini başaramayan Sangwoo dizlerinin üstüne oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Better Days | Soonhoon
FanficOkul ve aile hayatında fazlasıyla zorlanan Jihoon üniversite sınavına girebilmek için büyük bir mücadele vermektedir. Nihayetinde bu mücadelesinde ona destek olacak biriyle tanışır.