Sınavın İlk Günü
Kwon Soonyoung o gün sabah erkenden kalkıp o yağmurlu günde okul bahçesinde belirdiğinde aslında çok da bir amacı yoktu. Yüzüne kadar kapattığı kapüşonu ile o kalabalık arasında önünde fark etmeden geçip giden Jihoon'a baktı.
"İyi şanslar."
Bunu dönüp de ona söyleyememek mi daha ağırdı yoksa onun için böyle bir günde yanında olamamak mı emin olamadı. Lakin tüm bunlar gerekliydi. Jihoon'un suçsuz kalabilmesi için Soonyoung tamamen kendinden vazgeçmişti.
Cinayetin eninde sonunda ortaya çıkacağını biliyordu. Bu bir kaçınılmazdı ve bunu sonsuza kadar saklamayı hiç planlamamıştı. O an için tek derdi Jihoon'a verdiği sözü tutup onu sonuna kadar koruyabilmeliydi. Bunun için kendini öne atmaktan bir adım dahi çekinmiyordu.
Jihoon'un sınav binasına girdiğini gördükten sonra ayrıldı oradan. Yapması gerekeni düşünüyordu. Evi tamamen temizleyip boşaltmış, Jihoon'a dair her şeyi yakıp yıkmıştı. Evinde onun varlığını bulabilecekleri hiçbir şey bırakmadı. Çünkü ceset bulunduğu zaman polisin eninde sonunda ona geleceklerini biliyordu Soonyoung.
Gidip hemen teslim olmak gibi bir aptallık da yapamazdı. Bu Jihoon'u daha çok tehlikeye sokardı. Bunların aksine kafasında az çok planı kurmuştu. Soonyoung uzun süredir polisin gündeminde olan tecavüzcü gibi davranmayı dahi planları arasına almıştı.
Şu an için her şey polisin hareketlerine bağlıydı. Soonyoung bir cesetten kurtulan katil olarak köşe bucak saklanıyordu. İşin Jihoon'a ne kadar yansıyıp yansımadığını görene kadar da gizlenmeye devam edecekti ki bu süre uzun sürmedi.
Jihoon'un sınava girdiği okuldan ayrıldıktan kısa bir süre sonra son dakika diye geçen habere denk geldi. Kimliği olmayan bir ceset bulunmuştu. O an için ayrıntıları okuduğunda bunun Sangwoo olduğuna emindi. Derin bir nefes aldı Soonyoung. İşte her şeyin başladığı kısım tam olarak buydu.
Aynı gün içerisinde Vernon'u polislerin götürdüğü haberini aldı. Soonyoung defalarca oraya girmişti. Korkmuyordu. Korktuğu tek şey oraya girdikten sonra bir daha Jihoon'u koruyamayacak olmasıydı. Tek düşünebildiği şey de ancak buydu. Zira sorgudan bir süre sonra aranacağını bilecek kadar karakola düşmüştü.
O geceyi hatırlıyordu Soonyoung. Daha önce de birçok suç işlemişti ancak bir ceseti nasıl gömebileceğine dair hiçbir tecrübesi olmadığından başta yardım istemeyi düşündü. Ardından peşine birini daha takmanın yanlış olacağını bilerek sadece Vernon'dan babasının arabasını istedi o gece.
Kafasında planı basitti. Vernon'un suçlu olmaması için ne yapacağını da düşünmüştü. Bunu bilerek hastaneye gittiler taksiyle. Onu orada bırakıp kendisi Sangwoo'yu gömmek için arabayla gidecekti. Hastanenin önünde durduğunda arkadaşına baktı.
"Vernon."
Olaylardan bihaber Vernon arkasına yaslanmış bön bön bakıyordu.
"Biz dostuz değil mi?"
Ona güvenebileceğini biliyordu. Bundan emindi ancak sadece belki de son kez görüşüyor olabilme ihtimallerine bağlı olarak bunu sormak istemişti. Vernon bile ne dediğine inananmış gibi bakmıştı. Lafı uzatmadı.
"Şimdi beni iyi dinle. Git ve tam bir sağlık kontrolü yaptır."
Soonyoung tüm işi halledene kadar Vernon'un resmiyette gözükebilecek, kanıtı olabilecek bir yerde olmasını istiyordu. Bu yüzden onu hastaneye getirmişti.
"Her şeye test yaptır. Bitirmeden eve dönme."
Uzatmadan arabadan indiler.
"Senin kendi motosikletin yok mu? Babamın taksisine ne için ihtiyacın var?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Better Days | Soonhoon
FanfictionOkul ve aile hayatında fazlasıyla zorlanan Jihoon üniversite sınavına girebilmek için büyük bir mücadele vermektedir. Nihayetinde bu mücadelesinde ona destek olacak biriyle tanışır.