Sanırım dans işi iptal..
Fofofoofofo nys iyi okumalarrr.——
"Siktir git uyu?" İç çekip bakışlarını küçük bir çocuk gibi kaçırdı. "Sana diyorum Pusat, o gün bana 'siktir git uyu' dedin şimdi daha fazla sinirimi bozarsan daha ağır bir şekilde ben sana söylicem." Derin bir nefes alıp gözlerime baktı.
"Sizin iyiliğiniz için. Cidden." İç çekip göz devirdim. "Silahın evde kalması gerekiyordu çünkü sizin için."
"Çocuk var bu-"
"Kapatalım konuyu bitti gitti. Valla bir daha silah falan görmezsin." Saçlarımı hızla toplayıp iç çektim.
"Senin elindede görmek istemiyorum. Katil misin, sen?" Alayla yüzüme baktı.
"Emredersiniz komutanım. Asker de beni bu kadar kurala sokmuyorlardı. Hanımcı olmak zor." Omzuna vurup arkama yaslandım. "Tamam şaka yaptım bebeğim,yavrum, güzelim." Başını ğöğsüme koyup kollarını belime sardı.
"Pusat?"
"Ölsün sana Pusat, söyle." Başına hafifçe vurup susmasını sağladım.
"Lise aşıkları gibi iltifatlar etme." Başını hızla kaldırıp yüzümü inceledi.
"Hiç bir şeyi beğenmiyorsun Beste," elinin tersini başıma koyup iç çekti. "Noldu sana?" Başımı arkaya atıp ofladım. "Bir şey varsa anlat bana dinlerim güzelim." Ciddi mi diye başımı kaldırıp yüzünü inceledim. Ciddi.
"Canım dordurma çekti." Gülümseyip alnımı öptü.
"Hala hamile olmadığından şüpheliyim. Doktor acaba ikiz çocuğunuz var dedide birinciyi-"
"Saçmalama hadi dondurma al bana." Başını sallayıp telefonu eline aldığında devam ettim. "Iııı hayır! Yolun sonundaki dondurmacıdan istiyorum sipariş etme."
"Beste hamile olsan neyse. Şimdi sipariş versek ölür müsün?" Omuz silktim.
"Biz evlenirken neyi göze aldık?" Kaşlarımı çattı. "Hastalıkta sağlıkta-"
"Tamam gidiyorum, sus."Ayağa kalkıp gidiceği sırada eğilip yanağıma sert bir öpücük kondurdu." Geldiğim de-"
"Bakarız. Dordurmayı seversem belki." İç çekip salondan çıktı. Ardından dış kapı sesinide duyduğumda koltuğa uzanıp tavanı izlemeye başladım. Mina üst katta uyuyordu ama uyana bilirdide belki uyanmadı. Niye uyansın ki? Uyanmaz.
Aradan geçen on dakika sonucu dış kapı açıldı. Pusat nefes nefese salona girip dondurmaları kucağıma bıraktı. "Teşekkür ederim." Pusat arkasına yaslanıp başını geriye atarken dondurmaların olduğu poşeti masaya bırakıp bir dondurma paketini açıp ısırık aldım. "Oha, çok güzel."
"Hı hı." Perişan halde olmuş Pusat'a dönüp gülümsedim. Omzunda destek alıp kucağına oturduğunda şok içinde başını kaldırıp yüzüme baktı. Kolumu boynuna dolarken ayaklarımı uzatıp yerime yerleştim. Dondurmayı ağzına uzatıp iç çektim. "İster misin?"
"Hop hop, küçük hanım. Azdınız sanırım?" Gülümseyip dondurmadan küçük bir ısırık aldı. İç çekip kıvrandıktan sonra başımı omzuna koyup dondurmayı yemeye devam ettim.
"O silah ne kadardır?" Yüzünü görmesemde kaşlarının çatıldığına emindim. "Yani tahmini."
"Öğrenmene gerek yok bence." Başımı kaldırıp yüzüne baktım.
"Öylesine soruyorum yemin ederim." Belimdeki eli, belimi okşarken diğer eliyle saçlarımı okşuyordu.
"Trilyonluk bir şey."
"Oha!" hızla başımı kaldırdım. "Verdin mi o parayı?"
"Dedemin zamanından kalma Beste, şuan çok pahalı o zaman milyar falan." Göz devirip dordurmayı demeye devam ettim.
"Sanki milyar az." Saçımı okşayan eli dordurmama gidince geri çektim. Uzanıp dondurmamı alır almaz poşetin üstüne attı. "Yiyordum!"
Baş parmağı ile dudağımı silerken hipnoz olmuş gibi onun dudaklarına baka bakakaldım. "Çok mu istiyorsun?" diye mırıldandı.
"N-neyi?"
"Dudaklarımı öpmeyi?" Yavaşça başımı olumlu anlamda sallayınca şaşkınlıkla konuştum:
"Yani, hayır!" Gülümseyip parmağını dudaklarıma daha çok sürttü.
"Şurdada kalmış biraz çikolata." Hiç beklemediğim anda emer bir şekilde dudaklarıma yapışıp geri çekildi. Şok içinde yutkundum. Yüzünü avuçlarımın içine alıp dudaklarına yapıştığımda ufak bir şok geçirip karşılık verdi.
Sırtımı koltukta hissettiğimde ellerini vücüdumun her yerinde hissediyordum. Üzerimdeki beyaz geceliği belime kadar indirdikten sonra ğöğüslerime bakıp dudaklarıma yapıştı. Dudakları boynuma inerken kabaran ğöğsümü durdurmaya çalışıyordum.
"Mükemmelsin." diye mırıldanıp ğöğüslerime öpücükler konduruyordu. Üzerimdeki geceliği bir çırpıda çıkarıp sadece alttımdaki çamaşırıda tek hamleyle çıkaracaktı ki bileğini tutup durdurdum. "Pusat fazla ileri gidiyoruz..." Kaşlarını çatıp yutkundu.
"Anlamadım?" İç çekip başımı olumlu anlamda salladım.
"Devam et." Bir kaç saniye durup çıkarmakta olduğu iç çamaşırımı bırakıp yere attığı geceliğimle üzerimi örtüp ayağa kalktı. Hızla bileğini tutarken bir yandan gecelikle üstümü kapatmaya çalıştım. "Öyle demek istemedim. Bian anla işte, panik oldum."
"Tamam, sorun değil."
"Devam edelim, özür dilerim." İç çekti.
"Karıma dokunuyorum niye ileri gittiğimizi söyledin?" Yutkunup başımı iki yana salladım.
"Haklısın ama bian panik oldum cidden."
"Çok değiştin Beste, anlamıyorum seni artık." Derin bir nefes alıp bileğini daha sıkı tuttum.
"Pusat panik etmekte mi suç?" Yavaşça başını iki yana salladı.
"Haklısın suç değil." Elimden yavaşça kurtulurken geceliği üstüme geçirip önüne geçtim. "Özür dilerim Pusat hadi!"
"Ne hadi, istemediğin bir-"
"İstemiyorum demedim devam edelim dedim!"
"Ben sankı sana zorla yaptırıyormuş gibi hissediyorum anlıyormusun! Ben eski Beste'yi istiyorum! Beni seven benimde onu sevdiğim. Anlıyor musun!?" Hızla başımı salladım.
"Seni seviyorum Pusat! Her şeyden çok! Seninle geçirdiğim her dakikam güzel seni çok ama çok seviyorum, canımı vericek kadar." Gözlerinin bir an dolmuş olduğunu görsemde emin olamadım.
"Üzgünüm-"
"Asıl ben üzgünüm ama bu sefer izin vermicem!" Kaşlarını çatılırken dudaklarına yapıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Bebeğimiz
Teen FictionHayat çok değişikti. Sevdiğin adamın seni seviyor olması ayrı bir güzeldi aslında. Ancak bazen öyle olmaz. Hayata insanı değiştirirmiş derlerdi inanmazdım. Pusat ile evliliğimin üçüncü ayındaydım. Hamile kaldım ilk başlarda Pusat buna çok yakın bakm...