3

5K 131 32
                                    

Gözlerimi araladığımda esnedim. Doğrulup camdan dışarı bakarken hızla başım yanıma kaydı. Mina uyanmış küçük elleriyle Pusat'ın dudaklarını elleyip gülüyordu. Pusat hala uyuyor olması bir yana ikiside çok tatlıydı. Gülümseyip Mina'yı öptüm. Yavaşça kucağıma alıp yataktan kalktığımda Mina heyecanlanarak ufak bir çığlık attı. "Dur annecim baba uyanmasın." Bu haline gülmeme çok zordu.

Beşiğin yanındaki sallanan sandalyeye oturup ğöğsümü açtım. Mina hızla kavradığından iç çekip başımı geriye attım. Pusat yüz üstü yapmış bize dönüktü. Bir on beş dakika emmeye devam ettiğinde Mina uykuya daldı. Hava aydınlanmak üzereydi biraz daha uyusam fena olmazdı zaten. Mina'yı beşiğine bırakıp salladıktan sonra yatağa oturdum.

Pusat'a dönük bir şekilde uzandığımda iç çektim. Elim yavaşça yanağına gitti. Okşarken parmaklarımı dudaklarına üsrttüm. Bian eli elimi kavradı hala gözleri kapalıyken avucumun içini öpüp iç çekti. "Yapma Mina." diye mırıldandığında gülümsemeden edemedim.

"Beste ben." diye mırıldandığımda cevap yoktu bu sefer. Elimi çekip gözlerimi kapattım. Ona dokunmamak en doğrusuydu boşanacağım adama böyle yapamazdım.

~

"Beste bu çocuk ne zaman bir şey yiyicek?" Pusat salondak bağırarak bunu söylediğinde duymiyacağı bir şekilde kahkaha attım. Elimdeki reçel tabağı ile salona döndüğümde oturup reçeli masaya koydum. Mina pusetinde yatmış uyuyordu.

"Daha haftalık Pusat, saedece süt içer." Masanın üzerinde duran pusetin içinden burnuna dokundu Pusat. "Bu akşam Büşra ile Melih gelicek Mina'yı görmeye hemde akşam yemeğine." Başını olumlu anlamada salladı.

"Peki erken dönerim işten."Başımı salladığımda kahvaltıya devam ettik." Biz Mina nın bütün eşyalarını aldık değil mi?"

"İki, üç yaşında giyer diye elbise bile aldık Pusat daha ne?" Omuz silkti.

"Kızımın hiç bir şeyi tamam olsun istiyorum." Gülümseyip iç çektim. "Yada şöyle yapalım." derken çatalını masaya bıraktı. "Akşam yemekleri dışarıdan söyleyelim şimdide bir yerleri gezelim."

"Olur aslında sıkılmıştım... Pusat?" Bana döndü bu sefer. "Tatlı yemeye gidelim bu gün canım çok çekiyor." Gülümsedi.

"Hamilelikten çıkmadın sanırım hala." Gülen ben oldum bu sefer. Eski soğukluk yoktu aramızda daha konuşuyorduk ama yinede çok eskisi gibi değildik. O günlere dönmek için canımı verirdim ancak o günlerdede kızım yoktu. O yüzden en iyisiydi bu bizim için.

"Yani bilmiyorum."

"Gideriz sorun yok, istediğini yersin" gülümseyip kahvaltıma devam ettim.

Kahvaltı bittikten sonra hızla hazırlanmıştık. Mina'yı olduğu kadar kalın giyindirmiştim. Arabada tatlıcıya gidiyorduk şuan. Mina kucağımda yan yatmış etrafı incelerken Pusat'ın tek eliyle direksiyonu kavramasını izliyordum. Çok dikkatli sürüyordu. Kısa zamanda geldiğimizde arabadan yavaşça indim. Pusat hızla yanıma gelip Mina'yı kucağına aldı. Mina başını Pusat'ın boynuna gömerken Pusat tek eliyle Mina'yı tutup diğer eliyle arabayı kitleyip anahtarı cebine koydu.

Diğer eli eli ilede Mina'yı tutmasını beklerken belimden tutup beni kendine çekti. "Yanımdan ayrılma." diye söylendiğinde birlikte içeri girdik. Eli belimi okşuyordu resmen.

"Hoşgeldin Pusat oğlum." diyen kasa başında duran adama bakıp gülümsedim. Camın ardından gözüken tatlılar hemen karnımı acıktırdı. "Yoksa bu kızım..." dediğinde adam Pusat tamamladı.

Bizim BebeğimizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin