"Adam sanki düşmanın Beste!" diyen Büşra'ya ardından Elif'e döndüm. "Tamam Pusat'ın verdiği tepki çok fazla ama yinede kavga etmemeye çalışsanız?"
"Olmuyor Büşra, ne yapsak etsek kavga edemeden duramıyoruz!" Elif iç çekip kucağındaki Mina'yı pusete bıraktı.
"Şu miniği düşünün bari Beste, Mina nın suçu ne? Olgun insanlarsınız konuşun anlaşın." Oflayarak koltuğa attım kendimi.
"Anneliğimi sorguluyorum artık, moralim alt üst oldu." Büşra elimden tutup gülümsedi.
"Çok güzel bir annesin, " Gülümseyip iç çektim. "Ama Pusat Karahan'ın karısısında ne biliyim!?" Göz devirdim. "Adam sana kör kütük aşık balım yalan yok!" diye destekledi Elif.
"Kim bu Pusat Karahan he, kim!?"
"Benim." Gözlerim irileştiğinde salonun kapısında kaşlarını çatık halde bana bakan Pusat'ı gördüğümde yutkundum. "Ne konuşuluyor hakkımda?" derken pusetteki Mina'yı kucağına alıp yanağından öptü.
"Bir şey konuşmuyoruz enişte, senden naber?" diye konuyu toparlamaya çalışan Büşra'ya döndüm.
"İyi, siz?"
"Bizde iyi valla, çok çok!" bastıra bastıra söylemişti Elif. Yutkunup ayağa kalkıp Pusat'a yaklaştım.
"İşe mi?" Başını olumlu anlamada sallayıp yanağımdan öptü.
"Geç gelmem, bir şey olursa ara." Bu sefer ben başımı sallayıp gülümsedim. Mina'yı kucağıma verip son kez Mina'yı öpüp bir kes daha yanağımdan öptü. "Görüşürüz." Büşra ile Elif gülümseyip selam verirken Pusat salondan çıktı. Dış kapı sesinide duyduğumda Büşra ile Elif'e döndüm.
İkiside ufak bir çığlık atıp birbirlerine sarıldıklarında gülerek Mina'yı geri yerine bıraktım. "Görüyor musun kuşum, nasıl seviyor seni!?"
"Abartmayın yanağımdan öptü alt tarafı." İkiside göz devirip arkasına yaslandı.
"Salaksın Beste, seni düşünüyor işte üzülmemeni istiyor!" dedi Büşra iç çekerek.
"Tamam abartmayalım!"
"Of Beste!"
~
Büşra ile Elif gideli saatler olmuştu Mina'yı uyutmuş beşiğine koyduğumda kapı çaldı. İç çekip odadan çıktım. Hızla merdivenlerden inip kapıyı açtığımda Pusat halsiz gözleriyle yüzüme bakıyordu. "Pusat?" İçeri girip küçük bir çocuk gibi hızla sarılıp ayağıyla kapıyı kapattı. "Noldu?"
"Yoruldum." Gülüp sırtını sıvazladım. "Toplantıyı kazanamadık." Geri çekilip gözlerini ovuşturdu.
"Küçük çocuklar gibisin varya!" Ceketini çıkarmasına yardım edip koluna girdim. Birlikte merdivenlerden çıkıp odaya girdiğimizde yatağa oturdu yorgun bir şekilde. "Alkol almadın değil mi?"
"Almadım." gözleğinin düğmelerini Acemi bir şekilde açmaya çalışıyordum. İki düğme açıp üçüncüye geçtiğim sırada kollarımdan tutup yatağa attığı gibi yavaşça üstüme doğru geldi. "Beste..." Bedeni bedenime değerken boynumu öpmeye başladı.
"Pusat-"
"Valla sarhoş değilim." alnını alnıma yaslayıp yanağımı okşadı. "Özledim seni sadece..." İç çekip ellerimle saçlarını okşadım. "Dayanamayıp öpsem, kızar mısın?" Başımı tepkisizce iki yana sallarken dudağını dudağıma sürtüp geri çekti. Tam dudaklarıma yapışcağı sırada duyduğumuz sesle hızla doğrulduk. "Siktir, Mina'yı al."
"Silah sesiydi Pusat?" Ayağa kalktığında bende kalkıp kolundan tuttum. "Noluyor!?" Yüzümü avucunun içine alıp iç çekti.
"Korkma güzelim, tamam mı? Mina'yı al. Korkma." Başımı hızla sallarken beşiğin yanına gittim acele ederek. Pusat, camdan dışarı bakarken çalan telefonunu açtı. "Nerdesin Melih!?" Hopörlere alıp masaya koyduğunda dolaptan bir kaç eşyasını karıştırdı.
"Abi, sırf sizi korkutmak için silah sıkmışlar!"
"Adam koy o zaman amına-" Bana bakıp iç çekerken telefona yaklaştı. "Bulun o adamı Melih, sabrım taşıyor! Çocuğum var benim bu evde gerzek!" Ellerim titriyordu. Ne olduda 'bulun o adamı' diyordu, daha doğrusu kimdi?
"Bulduk mekanı sen çık biz seni alıcaz!" Melih bunu dediğinde Pusat telefonu kapatıp geri düğmelerini ilikledi.
"Ne oluyor! Anlatır mısın!? Ne adamı Pusat!" Dolaptan çıkardığı silah ile gözlerim irileşti. Silahı olduğunu biliyordum ama Mina doğduğunda evde kalmaz demişti. "Şaka mısın sen o ne?" Korkuyla yanına giderken silahı elinden almaya çalıştım. "Nereye gidiyorsun, korkuyorum! Noluyor!?"
"Yavrum benim ben varken korkma tamam mı? Gidicem halledicem bu işi, söz geldiğimde her şeyi anlatıcam." Gözümden akan yaşı silerken beline kollarımı sardım.
"Gitme Pusat, lütfen!"Kollarını bana sarıp saçımı öptüğünde geri çekilip yüzümü avuclarına aldı.
"Ağlamak yok, sen kızımıza sahip çık ben sağ salim gelicem güzelim. Ben varken size bir şey olabilir mi sence?" Hızla başımı iki yana salladım. "Geri gelicem, sorgulama uyu. Sabah yanında olucam Mina'yı yanına al, tamam mı? Sakın korkma, sakın!"
"Pusat-"
"Lütfen Beste, lütfen." Yanağımdan öpüp geri çekildiğinde Mina'yı da öpüp odadan hızla çıktı. Bende peşinden merdivenlerden inerken dış kapıyı açıp hızla son kez bana baktı. "Git içeri Beste!"
"Pusat-"
"Beste!" Büşra nın sesiyle göz yaşlarımı sildi. Büşra panikle içeri girerken Pusat Büşra'ya döndü.
"Beste'ye sahip çık! İkinizde çıkmayın dışarı!" Pusat sertçe kapıyı kapattığında ikimizde sıkıca birbirimize sarıldık.
"Noluyor sen söyle bari Büşra!?"
"Bilmiyorum cidden! Melih hiç bir şey söylemeden buraya getirdi beni!" Geri çekilip elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim.
"Korkuyorum silahla çıktı!" Başını sallarken burnunu çekti. Oda ağlamış gözüküyordu. "Mina yalnız." Hızla merdivenlerden çıkarken Büşra da peşimden gelip odaya girdi. Mina hala uyuyordu. Perdeleri kapatıp yatağa oturduk. "Hiç bir şey anlamıyorum artık!"
"Bende..." diye mırıldandığında dizime yattı. "Melih den başka kimsem kalmadı..." İç çekip yutkundum. Saçlarını okşayıp göz yaşlarımı sildim. "Beste, onsuz yaşayamam!" Geri doğrulup bana sarıldığın titrediğimi anladım. Gözlerimi kapatıp bende sıkıca sarıldım.
"Bir şey olmaz, olmaz değil mi? Olmaz onlara bir şey!" Gözümden akan yaşlara engel olamayıp ikimizde hüngür hüngür ağlamaya başladık.
"Korkuyorum Beste!"
Bölüm çok geç geldi çünkü hesabım silindi bian wattpad gitti yani... Bu bölüm içime sinmesede bilemiyorum.
Yorgunum ztn yine sizin için yazdım.
İyi bakın kendinize:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Bebeğimiz
Teen FictionHayat çok değişikti. Sevdiğin adamın seni seviyor olması ayrı bir güzeldi aslında. Ancak bazen öyle olmaz. Hayata insanı değiştirirmiş derlerdi inanmazdım. Pusat ile evliliğimin üçüncü ayındaydım. Hamile kaldım ilk başlarda Pusat buna çok yakın bakm...