R | 1

1.8K 112 69
                                    

lütfen medya ile okuyunuz. kill bill.
Başladığınız tarihi yazar mısınız?
İyi okumalar💗

"Kalkın olduğunuz yerden hemen! Bu sınıf iyice sınırlarını ezdi!"

"Nasıl yani hocam ilk okul çocuğu gibi siz mi ayarlayacaksınız yerlerimizi?"

"Evet evladım, istemiyorsun liseli gibi davranmalısın."

Sınıfıma karşı içimde bir kin ve sinir hissi duyarken zaten açılmamış olan çantamı alıp tahtanın önüne çıktım. Bir kaç kişi çoktan ben yalnız otursam kavgası etmeye başlamıştı bile.

"Minhe, cam kenarından 3. Sıraya otur kızım. Yeonjun, sende onun yanına."

"Yuh! Hocam birde erkekli kızlı mı oturtacaksınız?"

Yüzüm ekşidi resmen, gelin bir de "oooo" diye bağırın diyerekten Yanımda olan gerizekalının yüzüne atlamak istiyorudum

"Felix, gözlerin iyi görüyor mu evladım." Durum düşündüm iki saniye, sonrasında kafamı sallayıp onay verdim

"Güzel, Chris yerinden kalkmamış zaten. Onun yanına geç evladım." Yanımdan bir kahkaha geldiğinde resmen ağır çekimde ona döndüm.

"Hocam yani sizde, chris öküz gibi. Alfa halimle ben bile korkuyorum. Felix onun yanına olur mu sizce?"

"Olur evladım, olur. Hadi sende Changbinin yanına. Çok konuşmazsın onun yanında." Resmen yerinde istemiyorum diye sızlanmaya başlamıştı "çok konuşma be, geldiğinden beri salak salak konuşuyorsun. Sonra SoLaR nEdEn SiNiRlİsİn anan seni doğurduğu için sinirliyim."

"Solar yavrum sende benim önüme."

"Hay amınakoyayım." Kadın solar yerine geçerken bana döndü ve kafasıyla chris'i işaret ederek gitmemi söyledi.

"İyiki Fizikçiyim. Ve sınıf öğretmeninizim. Ağzınıza sıçmak iyi geliyor."

Arkada kalan kadını umursamadan hızlıca chris'in yanına geçtim. Duvar kenarında son sıradaydık,
Ben koridor tarafına oturmuştum.

Sıralarımız birleşik olduğu için Chris gerçekten acayip yer kaplıyordu ve bana sadece Sıranın köşesi gibi bir yer kalıyordu, fiziğime iyiki dikkat etmişim.

Çantamı, sıranın altındaki küçük kulba taktım ve yanına duran Alfaya baktım. Her zamanki gibi siyah ceketini giymiş ve önünü sadece yakaları açık olacak şekilde açık bırakmıştı.

Her zaman olduğu gibi çantasını yastık olarak kullanmış ve kafasını çantasına gömmüştü. Yüzünü en net gördüğüm zaman okul ilk açıldığı gün, yani 6 hafta öncesi kadardı.

Toprak gibi kopkoyu gözleri vardı, çok net ve boş bakıyorlardı. Sol yanağında küçük bir yara izi vardı ve kaşları her zaman çatıktı. Dudakları ise solgun bir gül rengi taşıyordu.

Sınıfa yeni gelen bu Alfa herkesi gerçekten bende dahil herkesi şaşırtmıştı, kapıdan içeriye başını eğerek anca girmişti ve vücudu acayip kaslı, iriydi.

Beden dersinden nefret etmemin en büyük etkenlerinden biri olan açık boy ve kilo ölçümünde onun 197 boya sahip olduğunu ve 107 kilo olduğunu öğrenmiştik.

Herkes yerine geçtiğinde ve hoca kitabını çıkarttığında yavaşça elimi koluna yerleştirip sarstım, aslında yerinde milim oynamamıştı.

"Ders işleyecek hoca şimdi, dinlemek istersin belkide." Gözlerim, bu cümleleri söylerden kolunu tutan ellerimdeydi. Çünkü istemsizce ona karşı bir korku besliyordum.

Onun yanında candan sayılmazdım ve bana bir şey yaparsa engelleyemezdim. Önce tepki vermedi ancak sonra başını kaldırdı ve çantayı benim çantamın yanına taktı.

Gayet sakin hareketleri sonrasında bomboş bakan gözleri bana döndü ve, "beni düşünüyor gibi yapmana gerek yok."

Hocanın tahtadan açtığı sayfayı kendi kitabında açtı. "Daha çocuk olduğun o kadar belli ki, Feromon salgılayıp korktuğunu belli ediyorsun."

Kendi kitabımıda önümde açarken kısaca homurdandım " boyum boyunun neredeyse yarısı cok normal değil mi."

Fizik derslerinden her zaman nefret etmişimdir, saçma sapan yasalar falan. Şuanda ise uyumuyor olmamın tek nedeni diğer ders beden dersinin olması.

"Evet, işiniz bittiyse derse geçiyorum artık." Kapı tıklanmalarını tam şu saniye sevdiğimi fark ettim aslında. "Gel, gel ders işlemeyeceğim ben."

Nöbetçi öğretmen içeri girip gülümsedi ve elinde olan kağıdı okumaya başladı sakince, "sınıfınız, dönemin en tembel sınıfı oldu. Tebrik ederim. Bunun için, sınıftaki sıra arkadaşları grup halinde bir Yerin temizleme, düzenleme ve bakım görevini alacak."

"Teşekkürler hocam, herkes yapamaz biliriz yani."

"Boyun gibi kısa kes Beomgyu."

"Ben zaten sıraların hangi görevleri alacağını yazdım, okuyayım. 1. Sırada olan kişiler, yemekhanenin sandalyelerini. 2. Sırada olanlar yemekhanenin masalarını, 3 sırada olanlar ise yemekhanenin yerlerini temizleyecek. İlk üç sıra böyle, duvar kenarı için konuşuyorum.

4. Sıradaki kişiler bağımsız, kiler odasını düzenleyecekler, hademe size yardımcı olur zaten. 5. Sıradakiler, kütüphaneyi düzeltecek. Kütüphanemiz çokta büyük değil zaten. Zor olmaz.

Orta sıraya geçtim, 1. Ve 2. Sıradakiler 1. Katın yerlerini silecek. 3. Sıradakiler ise katın çöplerini boşaltıp dolapların üzerini silecek. 4 ve 5. Sıradakiler 2. Kattaki yerleri silecek. Cam kenarına geçtim.

1. Sıradakiler 2. Katta olan dolapları silecek. 2. Ve 3. Sıradakiler 3. Katın yerlerini silecek, 4. Sıradakiler ise dolapları silecek. 5. Sıradakiler bahçede olan oturma yerlerini, yani armut koltukların falan olfuğı yerleri düzenleyecek. Anlaşılmayan yer yok, gidiyorum."

Oldığum yerde mıhlandım kaldım resmen. Chrisle 3 ders boyunca aynı ortamda kalacaktım, kütüphanede. Hadi orasınıda geçtim, o bir alfaydı. Baskın bir alfa hemde. Ben ise omegaydım, sanırım Fiziği oldukça güzel bir omega?

"Dinamik konusunda rahatsız olacak varsa, yer değişimi yapabilirsiniz."

Yerimde çokta yer olmadığı için az bir şey kıpırdanıp yanımdaki alfaya baktım. "Korkuyorsun. Başka biriyle eşleş."

Kaşlarım çatıldı, neden korkacaktım ki? "N...ne diye korkayım canım yani sende aa. Ne olacak alt tarafı kitap düzenleyeceğiz."

Normalinde durmuş olduğu kambur pozisyonundan düzelip sırtını sıraya yasladı. "Kiraz çiçeğinde olan feromonların fazlasıyla yayılıyor. Hemde acı şekilde, korktuğun belli çocuk, bir canavarla aynı odada olmak isteyeceğini düşünmüyorum."

"Ne canavarı ya. Korkmuyorum bir kere, korkacağım birisi değilsin."

Duraksadığını hissettim, kafasını ağır ağır çevirip kaşları çatık bir şekilde bana baktı,ardından zaten dibimde olduğu için kulağıma eğildi.

Buraya kadar bir sorun yoktu, ancak kaşları çatıkken bile gözleri bomboş bakıyordu, sanki kahverengi gözlerinde bir sonbahar yok edilmiş gibiydi, rüzgar yok, yağmur yok hiçbir şey yoktu.

Bomboştu.

"Şuanda seni duvardan duvara vursam, durdurmak için elini bile kaldıramazsın omega."

Romantist || ChanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin