11.BÖLÜM

1.3K 62 10
                                    

❝Ve onların kalplerinin arasını (sevgiyle) birleştirdi❞

Enfâl Suresi - 63


•◦ ❈ ◦•


11.BÖLÜM

Aylar sonra

Ellerimi elbisemin eteğine sürerek derin bir nefes aldım. Göğsüm aldığım nefesle şişerken yanımda, bana gülerek bakan adama doğru kafamı çevirdim ve hafifçe gülümsedim. Evliliğimiz için dualar okunmuş, ikramlıklar dağıtılmıştı. Geriye sadece takı töreni kalmıştı ve şimdi kurdelelerimizin gelmesini bekliyorduk.

Sena kurdelelerle gelip boyunlarımıza taktı, yanıma geçti. Misafirlerimiz sırayla takılarını takarken hepsine teşekkür ediyordum, bazılarıyla fotoğraf çekiliyordum. Takı takmayan kalmadığında anne ve babalarımızın ellerini öptük, takıları bir çantaya koyduk. Günün en heyecan verici kısmı gelmişti, Cihan'la evimize gidecektik. Birlikte geçireceğimiz ilk gece olduğunu düşününce mideme bir kramp girdi, elimi oraya bastırdım.

Misafirimiz çok olacağı için küçük bir salon ayarlamıştık ve mevlidimizi orada yapmıştık. Önden anne ve babalarımız çıktı, peşlerinden de Cihan'la ikimiz çıktık ve arabalara yöneldik. Cihan'ın süslenmiş olan arabasına ailemle vedalaştıktan sonra bindim, yanıma o da bindiğinde ufak bir konvoy oluşturmuş olduk. Evimizin olduğu sokağa geldiğimizde peşimizde kimse kalmamıştı. Ellerim her geçen dakika daha çok titriyordu, bazen bedenimin üşüdüğünü bile hissediyordum. Heyecandan nasıl hissedeceğimi şaşırmıştım.

Araba apartmanımızın önünde durdu. Cihan koşarak gelip kapımı açtı ve indiğimde arabayı kilitleyip yanımda yürümeye başladık. İkimiz de sessizdik, olduğumuz duruma alışmaya çalışıyorduk. Evimizin kapısının önünde durduğumuzda birbirimize baktık. Cihan, cebinden anahtarı çıkardı ve tekrar gülümseyerek bana baktı. "Evimize girelim, eşim." Kafamı salladığımda anahtarı çevirdi ve elimi kavradı. Kalbim temasıyla teklerken bu yabancı ama hayli tanıdık olan hissi sevdiğimi düşündüm. Parmaklarımı hareket ettirebildiğim kadar elini okşadım. Derin bir nefes aldım ve aynı anda sağ ayağımızla içeri girdik. Cihan kapıyı kapatıp kilitlediğinde ellerimiz ayrılmıştı. "Elini tutmak çok güzel bir hismiş, Verda."

"Öyleymiş," dediğimde güldü. "Aç mısın?" diye sordum, ne yapacağımızı bilemiyorduk. Evet anlamında kafasını salladığında "Rahat bir şeyler giyinelim," dedi. Birbirimizi kıyafetsiz görecek olmamızı anladığımda aceleyle "Sen giyin, ben önce çayı koyayım," diyerek mutfağa kaçtım. Arkamdan gülümsediğini işitebiliyordum. Ellerimi sallayarak yüzümü soğutmaya çalıştım. Bir bardak su içtikten sonra çay koymaktan vazgeçip dolaptan meyve suyu çıkardım. Kaşarları dilimledim, domates ve salatalık doğradım. Tostları yapmaya başlayacakken Cihan mutfağa girdi ve "Gerisini ben hallederim," dedi. Ona baktığımda sadece kravatını ve ceketini çıkarmış olduğunu gördüm. Kafamı sallayarak onu onayladım ve sandalyelerden birine oturdum. Elimi çeneme yaslayıp masadan destek alırken onu izlemeye başladım. Bugün çok yakışıklı olmuştu, bu şıklığın benim için olduğunu bilmek beni mutlu ediyordu. Tostlar hazır olduğunda masaya hazırladığı tabağı koydu ve karşıma oturdu. Meyve sularını bardaklara koyup "Bismillahirrahmanirrahîm," diye fısıldadım. O da aynısını yaptığında tostlarımızdan ilk ısırığı aldık. Ufak tefek, gelenler hakkında yaptığımız kısa sohbetle birlikte tostlarımız bittiğinde mutfağı toparlayıp odamıza geçtik. İkimiz de yatsı namazını kılmamıştık, onu kılacaktık. Banyoya girip abdestini alıp çıktı. "Sen çıkana kadar Kuran okuyacağım," dediğinde büyük bir tebessümle baktım. "Allah kabul etsin," deyip banyoya geçtim, bir köşede kıyafetimi çıkardıktan sonra namaz abdestimi aldım, namaz elbisemi giyip örtümü yaptım ve banyodan çıktım.

Kuran okuduğunu görüp tekrar gülümsedim ve salona geçtim, seccadelerimizi Cihan'ınki biraz daha önde olacak şekilde serdim. Peşimden geldiğinde bana bakarak güldü ve seccadesine geçti, namazımızı o şekilde kıldık. Namazın sonunda dua ederken uzanıp elini tuttum, parmaklarımız birbirine karışırken yaklaşarak kafamı omzuna yasladım. Gözlerimi kapatıp duamı bitirdim. Kafasını çevirerek alnıma dudaklarını yerleştirdiğinde gözlerim kapandı. Seccadelerimizi toplayıp odamıza döndüğümüzde telefonumdaki bildirimleri kontrol edip mesajlara cevap verdim. Aynanın karşısına geçtiğimde beni izlediğinin farkındaydım. Önce örtümü çıkardım sonra saçlarımı özgür bıraktım. Yaklaşarak yanıma geldi ve arkamda durdu. Parmaklarının saçıma değdiğini hissettiğimde kapanmak isteyen gözlerimi zor tuttum. Burnunu saçlarıma yaklaştırdı ve kokladı, saçımı okşamayı da ihmal etmedi. "Yumuşacık," dedi. "Saçların çok güzel, Verda." Sadece kafamı sallayabildim. "Üzerini çıkarabilir miyim?" diye sordu bu defa.

"Evet," deyip kafamı salladım. Elbisemin sırt kısmındaki düğmelerini sırayla açarken nefesini ensemde hissediyordum. Elimi kalbime saniyelik bastırdım, elbise üzerimden kayarken tutmadım. Bakışlarımız aynada birleşti ve çok güzel olduğumu söyledi. Ona dönüp gömleğinin düğmelerini açmaya başladığımda elleri belimdeydi. Bana olan dokunuşları alışılmadıktı, korkutucu değildi. Heyecanlanmamı sağlıyordu. Pantolonunu da kendisi çıkardığında birbirimizin bedenini inceledik. Saçlarımı omzumun gerisine gönderip elini önce benim kalbime ardından kendi kalbine yasladı. "Yüreğimi sarmalıyorsun," dediğinde nefesimi tuttuğumu fark edemedim. "Yüreğimin etrafına kendine ait bir koza örüyorsun, o koza içeriye sadece seni kabul ediyor. Orada nefes alıyorsun. Sen, yüreğimde yaşıyorsun Verda."

"Yüreğimin sahibi sensin," dedim, konuşmayı akıl ederek. "Sadece sen."

"Sadece sen," deyip alnımdan öptü. "İşte şimdi yüreğim ait olduğu yerde. Yuvasını buldu, daha güçlü atmaya başladı. Benim yüreğim eksikmiş aslında Verda, yanında tamamlanmaya başladı. Oradan anladım."

Onu susturmak istedim. Söylediklerini kalbimin taşıyamayacağından korktum ve onu susturmak için yanağına dudaklarımı bastırdım. Şaşırmadı, dudaklarımı çekene kadar gözleri kapalı bekledi. Kalbim, göğüs kafesimi döverken ondan uzaklaştım. Benim yaptığımı yapıp yanağımı öptüğünde onun yaptığını yaptım. Yüzüme ufak ufak öpücükler bırakırken gözlerim kapalıydı. Yeni tanıştığım bu hissin, bu aitlik hissinin, benden hiç gitmemesini istedim. Dakikalar devrilirken birbirimizi daha yakından tanıdık. İkimizin de ilk kez yaşadığı bu dakikalar birbirimize daha da yakınlaştığımızı hissettirirken mutluluk hormonu da salgıladı. Bize hayli uzun gelen bir sürenin ardından gülümseyerek birbirimize sokulduğumuzda kafam Cihan'ın göğsüne yaslıydı. Kalbinin atışlarını hissederken onu kaydedip her an dinleyebilme isteğiyle dolup taştım. Biraz dinlendiğimizde Cihan unutmamamız gereken bir şeyi hatırlattı. Banyoya girip abdestimi aldım ve odaya geri döndüm. Cihan da banyoya girdiğinde nevresimleri değiştirip odadan çıktım, makineyi çalıştırdım. Döndüğümde Cihan'ı saçlarını kuruturken buldum. Makineyi elinden alıp saçlarını kurutmaya başladım. İkimiz de gülümseyerek saçlarımızı kuruttuk. Yatağa uzanıp tekrar kafamı göğsüne yasladım, alnımda dudaklarını hissettiğimde gözlerimi kapattım. Kalbinin atışları bana ninni gibi gelirken uykuya dalmam uzun sürmedi.

Huzurla uyuduğumu hissediyordum. Uyanır uyanmaz Cihan'ı, sevdiğim adamı görmek yüzümde çiçekler açmasına neden olmuştu. Hoş, o kalbimi de çiçeklendirmiş, çiçek bahçesine çevirmişti. Geçen zaman, kalbimde ona daha büyük bir açmamı sağlamıştı, öyle ki kalbimin tamamı o olmuştu. Bundan memnundum, onun kalbimde olması beni mutlu ediyordu, kendimi güvende hissediyordum.

Hafifçe kıpırdadığını hissettiğimde hareketsiz kalmaya çalıştım ama belimde hareket eden parmakları bana yardımcı olamadı. Kıkırdayarak kıvrandığımda gözlerini açıp burnunu burnuma sürttü. "Günaydın," dediğimde gülümsedi. "Günaydın, sevgili eşim." Elimi omzuna koyup okşadım. Ona özgürce dokunabilmeyi sevmiştim. Bu konuda kendimi huzurlu hissediyordum. O da öyle hissediyor olmalıydı, hep gülümsüyordu. "Beş vakit şükür namazı kılacağım," dediğinde kafamı hafifçe kaldırdım. "Allah seni bana nasip ettiği için, beni bu mutluluğa layık gördüğü için."

"Bende kılarım," deyip alnına dökülen saçlarıyla oynadım. "Mutlu olduğumuz için." Gülümseyerek bir süre birbirimize baktık. Aynı anda yataktan çıkıp odayı havalandırdık ve kahvaltımızı ettik. Bir film seçip onu izlemeye başladığımızda kafamı koluna yasladım. Elleri saçlarımda hareket ederken böyle huzurlu hissettiğim için şükrettim, hep huzurlu olmamız için dua ettim. 

ŞegafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin