20.BÖLÜM
Altı yıl sonra
Aramızda namaz kılmaya çalışan kızıma baktım. Hareketlerimi tekrarlamaya çalışıyor, gitgide babasına yaklaşıyordu. Namaz kılarken bile ona yakın olmak istiyordu. Bize bakıp selam verdiğinde bir yanağından ben öptüm, diğer yanağından Cihan öptü. Bağırarak güldüğünde tespih çekmeye başlamıştım. Babasının ellerine bakıp boncukları hareket ettirdi. Bu görüntü, bir ömür izlenirdi.
Saçlarını karıştırdığımda hemen bana baktı. "Saçlarımı bozdun anne," dedi, üzülerek. "Babam örecekti onları."
"Önce tarar, sonra örer, kızım. Merak etme, baban halleder." Cihan ona gülerek baktığında rahatladı. "Bekle baba, ben önce kardeşime bakayım." Hızla yanımızdan kalkıp koşarak odadan çıktı. "Kardeşim uyanmış!" diye bağırdığında minik bebeğim ağlamaya başladı. Yanlarına gitmeye başladığımda Cihan'ın beni takip ettiğini biliyordum. Çocuk odasına girip Elisa'yı beşiğinden kaldırdım ve kucağıma aldım. Sakinleşip elleriyle oynamaya başladığında Cihan gülerek onu kucağına çekti ve yanaklarından öptü. "Günaydın meleğim," dedi. Elisa güldüğünde Buğlem yatağın üzerine çıkıp babasının omzuna sarıldı. "Bana da meleğim de!"
"Meleğim," deyip onu da kollarının arasına çekti. "Meleklerim," diye fısıldadı ve gözlerini kapattı. Elisa'yı kucağından alıp Buğlem'in yatağının üzerine oturttum. Ona yeni kıyafetler seçtiğimde Buğlem kardeşine yeni öğrendiği bilgiyi aktarmaya başladı. "Biliyor musun Elisa?" diye sordu önce. "Benim ismimin anlamı cenneti müjdeleyen melekmiş. Senin isminin anlamı da cennetin kapısında bekleyen melekmiş." Elisa ona anlamsız mırıltılar çıkardığında gülüp onunla oynamaya başladı. Seçtiğim kıyafetleri yatağın üzerine koyup kızımın üzerini çıkarmaya başladım. Cihan'da Buğlem'i sandalyesine oturtup saçlarını ayırdı ve örmeye başladı. Elisa hazır olduğunda yanlarından ayrılmadan önce karnını doyurdum. Eşyalarımı aldığımda onları beklemeye başladım. Dakikaların ardından geldiklerinde Buğlem'in saçına baktım, güzel olmuştu. Cihan bir kızı daha olacağını öğrendiğinde bu işi ilerletmişti. Her gün farklı bir video izliyordu.
Evden çıktığımızda üçümüz arkaya oturduk. Buğlem 'Taha' diye sayıkladığı için ablamlara gidiyorduk. Orada biraz oturup alışveriş yapacaktık çünkü yarın akşam hep birlikte bizim evde yemek yiyecektik. Buğlem yarına kadar sabredemeyeceğini defalarca söylemiş ve bizi bıktırmıştı.
Evlerinin önüne geldiğimizde Cihan inip kapımızı açtı. Buğlem koşarcasına inerken ondan daha dikkatli davrandım. Kapının önünde durup açılmasını bekledik. Eniştem kapıyı açıp içeri girmemize yardımcı oldu. Ablamı sorduğumda küçük oğluyla ilgilendiğini söyledi.
Salona geçtiğimizde Taha ve Buğlem sarıldı. Onların bu haline iç çekip oturdum ve Elisa'yı da dizime oturttum. Ablam salona kucağındaki Osman ile girdiğinde gülerek yeğenime baktım. Elisa'yı ve Osman'ı halının üzerine oturttuğumuzda Buğlem ile Taha çoktan salondan çıkmışlardı. "Nasılsınız?" diye soran ablamın bir gözü oğlundaydı.
"İyiyiz çok şükür," dediğimde gülerek kafasını kaldırdı. "Yine birlikte büyümeleri ne güzel," dedi. "Yaşıt oldukları için mutluyum." Yarın Elisa bir yaşına girecekti. Doğum gününü sadece bir yemekle kutlayacaktık. Tüm sevdiklerimiz yanımızda olacaktı, kalabalık olacaktık. Hem kızımızın ilk doğum günün kutlamış olacaktık hem de ailelerimizle hasret gidermiş olacaktık.
Cihan ve eniştem sohbete daldıklarında ara sıra onlara eşlik ettik. Elisa ve Osman uyuduğunda, Buğlem ve Taha yanımıza gelip bir ağızdan "Acıktık," demişlerdi. Ablamla birlikte mutfağa gidip hazırlıkları tamamladık. Cihan, Buğlem'in yanında otururken ben Taha'nın yanında oturuyordum. Tabağındakileri kontrol edip yemeğime başladım. Yemekten sonra çocuklarla yapboz yapmak için salona geçtik ve mutfak işlerini eşlerimize bıraktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şegaf
Storie d'amoreVerda Yiğit, bir ortaokulda görev yapan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenidir. Çok yakın oldukları ailenin oğlu olan Cihan Karaer onu sevdiğini ve onunla evlenmek istediğini söylediğinde hayatının nasıl devam edeceğini bilemez hale gelmiştir. Ge...