Selamm ben geldimm kuzenlerim samsun'dan geldilerr o yüzden yazamadım üzgünümm neyer hadi başlayakk bu arada biraz rahatsız edici şeyler yazabilirim haberiniz olsu
00000000000000000000000000000000000000
(Hyunjin)Uyandığımda bilmediğim bir yerdeydim etrafımı incelerken tanıdık bir ses duydum.
"Selam Hyunjin nasılsın'
"Minjun"
"Evet Hyunjin benim, görüşmeyeli zayıfladınmı sen"
"Ne istiyorsun Minjun"
"Hmm galiba Felix'i istiyorum"
"Ona dokunursan o parmaklarını tek tek kopartırım"
"Görücez" dedi ve odadan çıktı, ben arkasındam öylece bakarken odaya iki tane adam girdi ve üstüme doğru yürümeye başladılar içlerinden birisi yanıma gelip bana sert bir şekilde yumruk attı, beni bayılana kadar dövmüşlerdi, son hatırladığım şey Felix'in bağırışıydı.(bundan sonra bana sövmeyin lütfen)
(Felix)
Uyandığımda yatağa bağlı hir şekulde duruyordum, odaya bir adam girmişti, kimin geldiğini bakmak için başımı çevirdim, gelen kişi Minjun'du.
"Minjun..."
"Evet güzelim"
"Ne istiyorsun benden be bırak beni"
"Olmaz ğüzelim senle işim var"
"Ne işi"
"Görürsün" dedi ve üstüme çıktı, zaman ne yapacağını anladım, çırpıbmaya çalıştım ama nafile, üstümü sıyırmaya başladı, kurtulamayacağımı anladığım zaman kendimi saldım.
"Aferin sana kedicik, Bon bana bir bıcak getir" dedi, titremeye başlamıştım.
"Minjun yapma lütfen"
"Neden kiii sadece küçük bir kediciğe ders vericem" ağlamaya başlamıştım, Bon isinli adam elinde keskin bir bıcakla odaya girmişti, bıçagı görünce daha çok ağlamıştım.
"Kolunu sakın hareket ettirme bebeğim yoksa canın daha çok acır" dedi ve kiluma çızıkler qtmaya başladı, o cizikler atarken bende bağırıyordum, çizik atmayı bırkaınca elimi açıp bıcağı elime sapladı, büyük bir çığlık atmıştım, bir kaç dakika sonra içeriye bir adam girdi.
"İstediğinizi yaptık efendim" dedi, üstü kanla doluydu.
"Tamam çıkın, ve şunuda yıkayın" dedi ve elimdeki bıçağı çekti, tekrardan bağırmıştım, yüzüme yaklaşarak konuştu.
"Biricik sevdicezin öldü Felix, hemde ona görüşürüz demeden" daha çok ağlamaya başlamışım, o ise ağladığımı umursamada üstümdekileri çıkardı, ben çıkarmaması için uğraşıyordum ama elimi bile oynatamıyordum, ardından meme uçlarımı emmeye başladı, bense şoka girmiş gibi hiç bir şekilde harekey edemiyordum sadece bekledim, bu acının bitmesini bekledim...
(Minho)
Hyunjin'ler gittiği zaman bu yana onlardan hiç haber alamadık, Jisung Felix'i ben ise Hyunjin'i arıyordum, bir çok kez aramamıza rağmen açmıyorlardı, onlar açmayınca Bangchan'la Changbin'e sorduk ama onlarda bilmediklerini söylediler, ardından ise Felix'le bu sabah konuştuğumuz aklıma geldi ardından ise birini aradım.
"Selam Jin hyung, senden bir şey istiyeceğim"
"Tabiki ne istiyceksin Minho"
"Acaba bizim Hyunjin nerede olduğunu bulurmusun"
"Tabi hemen bakıyorum" dwdi ve kapattı, o kapartıktan sonra odaya Jisung girdi.
"Yok açmıyor"
"Tamam sakin ol ben bir arkadaşımdan yerini bulmasını rica ettim birazdan buluruz onları, gel yanıma" dedim ve kollarımı açtım, o ilk başta viraz baksada geri gelip bana sarıldı.
"Minho... korkuyorum, Felix'in başına bir şey geldi diye korkuyoru" dedi ve ağlamaya başladı.
"Şhh bir şey yok bulucaz onları" dedim ve sırtını okşamaya başladım, bir kaç dakika o şekulde durduk, ardından ise telefonuma bir mesaj geldi.
Jin//kedilere fısıldayan çocuk
Jin
Konum📌
Burası
Ama giderken dikkatli olun
Çok çetin bir yer değil
Her an bir şey olabilir
Sen nolur nolmaz Chan'la Changbin'i de götürKedilere fıslıdayan çocuk
Tamam hyung sağol
GörüşürüzJin
GörüşürüzzTelefonu kapatıp Jisung'a baktım hayla ağlıyordu.
"Güzelim ağlama, bak yerini buldum şimdi gidip onları alırım"
"Buldunmu! Minho bende geliyim"
"Olmaz sen burada kalben bir kaç saate gelirim tamamı"
"Ama Min-"
"Görüşürüz" dedim ve telefonumu alıp evden çıktım, yolda giderken Chan'ı aradım.
"Chan ssana attığım konuma gel, Hyunjin'le Felix'i buldum"
"Tamam geliyorum"
"Gelirken Changbin'i de getir" dedim ve suratına kapattım, gaza vasarak daha çok hızlandım, dedikleri konuma gelince arabamı başka bir yere park ettim, bir kaç dakika sonrasında ise Chan'la Changbin geldi.
"İlk önce ön kapıdan başka bir kapı bulucaz sonra changbin ve ben Hyunjin'i bulucaz sende Felix'i bulucwksın" dedim, ikiside beni kafasıyla onayladı, ardından ise harekete geçtik, olduğumuz yerde büyük bir ev vardı, eve arka kapıdan girdiktan sonra aramaya başladık, kimseler oldığından rahatca geziyorduk, bütün odalara tek tek baktık son olarak bodrum katı kalmıştı, bodrum katında iki farklı oda vardı, birisinde ıslak sesler geliyordu öburünde ise kemik kırılma sesleri geliyordu, o sıra hepimiz olayı anlayıp odalara girdik, odaya girdiğimizde Yerde yatan ve baş ucunda ona vuran iki adam gördük, Changbin hızlıca silahını çıkartıp iki adamıda kellesinden vurdu bende o sıra Hyunjin'in yanına gittim yer yeri kan içindeydi ve bir kolu kırılmıştı, hızlıca onu kaldırıp Changbin'e verdim onu ve Chan'ın olduğu odaya gittim ama gördüklerimle donup kaldım, yatağa bağlı çıplak bir Felix, yerde Chan tarafından yumruk yiyen Minjun, hızlıca kafamı iki yana sallayıp Felix in yanına gittim, yandaki kan olmuş bıçağı alıp ipleri kestim ve Felix'in üstüne bir bataniye ğeçirip kucağım aldım ardındna ise Chan'a dönüp konuştum.
"Chan ben gidiyorum sen onu-" sözümün kesilme nedeni Changbin'in bağırış sesiydi.
"Minho Hyunjin nefes almıuor kalbi durmak üzere" dedi, böğazımda düğüm varmış gibi konuşamıyordum, tek yaptığım gözlerimden yaş akmasını sağlamaktı.
000000000000000000000000000000000000000
758 kelime
Lütfen bana sövemeyin ama bunu yapmam gerekiyordu neyse görüşürüzzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
turn on the lihgts
Fantasyruh eşlerinin aynı gözrengine sahip olduğu bir dünya ve 4 komiser ve onlara takıntılı olan 4 seri katil. smut içerir