Luna, keyifli okumalar diler!💙"Gözlerin iyi değilim diyor Yoongi."
Acı sizi yaşatırdı. İlkel olarak yüzyallardan beridir acı almamak için savaş verir, kimimiz yaşadığını hissetmek için acılar yaratırdı kendine.
Ben aslında sadece yaşamayı seviyordum. Resimden fırlama dünya, aldığım o nefesin iç gıcırdatan hissiyatı hoşuma gidiyordu. İnsanları, eh biraz da kendimi seviyordum. Bu hayatta sevdiğim pek çok şey vardı.
Ama en çok O'nu seviyordum.
Düşününce bile gülümsemeye başladım. O minicik ellerini sinirlendiğinde sıkar, bazen vururdu hafifçe ama hemen özür dileyip acıdığını düşünürdü. Acımazdı ki. Rüzgardan hafif dokunurdu bana. Çok nazik bir insandı, bir o kadar da ateş pahası. Sabahları tombullaşan yüzü, dağınık saçları, mahmur gözleriyle etrafına bakınıp, kırpıştırdığı kirpikleriyle ayılmaya çalışması... Gülünce o gözüken yamuk ön dişi, tek çizgi halini alan gözleri, minicik burnu ve söylenince tatlılaşan o ince sesi... İçince çok değişiyordu ama. O tatlı gözleri öyle kısık ve çekici hal alırdı ki bakarsanız kaybolurdunuz karadelik misali. Hareketleri ve sesi cilveleşir, biraz da kalp çarpıtıcı olurdu. Öyleyken yaramaz oluyordu ve bunu çok seviyordum. Aynı zamanda da kıskançlık nüksediyordu bedenime. Onu öyle sadece ben görmeliydim.
Jimin sonsuza kadar yaşamak istememi sağlıyordu. Kucağımda o, bütün dünyaya bir iyilik savaşı açmak istiyordum. Onu kitap gibi okurdum ve bundan hiç sıkılmaz, gocunmazdım. O bu dünyanın en değerli şeyiydi nazarımda.
"Onu düşünüyorsunuz."
"Çok mu belli oluyor?" Gülüp başını salladı. Kore'ye varmak üzereydim ve bunca saattir neredeyse tek düşündüğüm oydu.
"Siz güzel bir adamsınız Bay Min. Onca kötülüğe rağmen iyiliğin sembolü gibi. Bunu nasıl başarıyorsunuz?"
"Sadece iyi olmayı seviyorum."
"Bunu nasıl yapabiliyorsunuz? Onca düşmana, onca ihanete rağmen... İnsanları nasıl bıkmadan sevebiliyorsunuz?"
"Çünkü her insanın içinde iyiliğin olduğuna inanıyorum Karina. Bence her insan değerli. Sadece bazıları çocukluğunda yeteri kadar sevilmemiş ve sevmeyi öğrenememiş. Ama biz öğretebiliriz. Onlar da bir gün kendilerini ve dünyayı sevmeyi öğrenebilirler."
Gözleri doldu ve benden saklamadı. Yüzünde buruk bir gülümseme varken sessizce yüzüme bakıyordu cevabı sindirircesine.
"Bay Min...size bir şey itiraf etmeliyim."
"Geldik, hadi." Tuvaletten gelen Namjoon hyung dürtüp çantasını aldı. Başımı salladım. Uçak indi ve sırayla çıktık. Tatlı havayı içime çektim. Memleketimi seviyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
40'𝘀 𝗠𝗮𝗿𝗿𝗶𝗮𝗴𝗲 | ʸᵒᵒⁿᵐⁱⁿ
FanfictionPark Jimin, daha önce adını dahi duymadığı adamla evlendirilmişti.