(Kesinlikle Yoongi yüzünden el fetişim yok 🥰)
"Benden içtenlikle özür dileyen tek kişiydi o...
☃︎
Ne ben yerden bakışlarımı çekiyordum, ne o benden. Dışarıdaydık. Yanımda hala adını bile bilmediğim, kocam olacak kişi duruyordu. Ağlamamaya çalışıyordum. Ona bebek gibi görünmek aleyhime olurdu.
"Üşüyeceksin." dedi mırıldanır gibi. Boğuk sesine doğru baktım. Yanakları al aldı, elleri soğuktan pespembe olmuştu. Konuşmak istedim. "Asıl sen üşüyorsun aptal!" diye bağırmak istedim. Sustum sdece. Susmayı bilemediği için sayısız dayak yiyen Jimin, bugün susmaya yemin etmiş gibiydi.
İçini çekti. Cebinden iki çift eldiven çıkartıp bana uzattı. Bir ona bir eldivene baktım, sonra yine yaptığım kardan adam ailesine. Tekrar verdi nefesini, sonra elimde elini hissettim. Ben hızla çekince özür diledi hafif mahcupça. Dudaklarını iki yana büzüp, ufak karların olduğu saçını karıştırdı.
Evime, yuvama baktım. Babamların izlediğini elbetteki biliyordum. Bu sefer iç çeken ben olmakla beraber elimi ona uzattım. Tekrar yere baktığım için onu görememiştim ama kısa bir duraksama oldu, ardından elini tekrar elimde hissettim. Çok kısa dokundu bana ama kızarmış elinin soğuktan değil de ateşten olduğun düşünmüştüm.
Yanıyordu.
İki elime de eldivenini taktıktan sonra "Elin minicik." dedi. Ona baktım. Diş etleri görünüyordu gülerken. Normalde sevmezdim. Onda neden bu kadar hoş duruyordu ki?
"Bana kızgınsın değil mi?"
"Neden kızgın olayım?"
"Ailenden ayırıyorum seni... Yani evlenmeyi kabul edersen benimle."
Bir şey demeden onu izledim, o da aynını yapıyordu bana. "Sıcak bir şeyler içmek ister misin?" Tekrar baktım gözlerine. Yabancıydı. Ama bana bu kadar şefkatle bakarken yüreğimin sızlamaması imkansızdı.
"Hey."
Tereddüt etti ilk, ondan sonra büyük damarlı elleri tombul yüzümü avuçladı. "Neden ağlıyorsun miniğim? Ben özür dilerim. Üzdüm mü seni?" Başımı iki yana salladım ama hıçkırığım da eş zamanda çıkmıştı dudaklarımdan. "Kırmak istemedim seni. Çok, çok özür dilerim." Ensemden tutup kendine çekti beni. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Sürekli özür diliyordu benden. Daha çok ağladım.
Benden içtenlikle özür dileyen tek kişiydi o...
Bir süre öyle durduktan sonra iyi olduğumu ve onun suçu olmadığını söyleyerek ayaklandım. Sertçe sildim gözlerimi ve eldivenleri ona geri teslim ettim. İlk başta reddetsede ısrarıma dayanamamıştı o da.
"Ağlamayacaksın değil mi?" dedi kapının önünden ayrılmadan önce. Hızla başımı salladım. Gülümsedi."Ağlama tabi ya! Sen ağlayınca tüm çiçekler soluyor. Gülümseyince de açıveriyorlar! "
Tekrar elini saçına götürüp dudaklarını birbirine bastırdı. Gözleri ben hariç her yerdeydi. Bu sefer ben gülümsedim.
"Şey... ben- ben gitsem iyi olacak sanırım. İyi günler Park Jimin." Güldüm bu sefer. Birkaç saniye izleyip tekrar arkasına döndü. İtiraf etmeliyim komikti.
"Bekle." Durdu ve arkasını döndü. Bu sefer samimiyetle gülümsedim. "Teşekkür ederim. "
Ve tanımadığım, beni omuzlarında ağırlayan bu adam, benim içtenlikle teşekkür ettiğim tek kişiydi...'171121'
☃︎
Bölüm Sonu
Bölüm şarkısı medyada 🥺
(Öylesine gezinirken bu şarkıyı koyayım dedim bir zamanlar gece gündüz dinlediğim bir şarkıydı... Yoongi den Jimin'ime gelsin 😭)
Çok tatlılar yerim lan ben bunları üqmdşcmv
Bide birkaç bölüm tanışmalarını işleyeceğim umarım sıkmam sizi...😭
Işıkla kalın, görüşmek üzere~
𝑂̈𝑝𝑡𝑢̈𝑚 𝑔𝑜̈𝑧𝑙𝑒𝑟𝑖𝑛𝑖𝑧𝑑𝑒𝑛!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
40'𝘀 𝗠𝗮𝗿𝗿𝗶𝗮𝗴𝗲 | ʸᵒᵒⁿᵐⁱⁿ
FanficPark Jimin, daha önce adını dahi duymadığı adamla evlendirilmişti.